İzmit de ikamet eden Gönül Erenler, Deli Tozu öykü kitabından sonra ikinci kitabını da yazdı. Üç Mektup adlı yeni kitabı ile ilgili bilgiler veren Gönül Erenler, “Herkesin bir yaşam öyküsü vardır anlatmak istediği. Bunlardan bazıları yazılır bazıları ise kişiyle birlikte bilinmeden kalır. Üç Mektup'ta yer alan Berfin'in öyküsü kişiyle birlikte kalamayacak kadar derin ve anlamlıydı. Bu nedenle de paylaşılmalıydı. Bu şekilde başladı Üç Mektup’un serüveni” dedi.

“İÇSEL YOLCULUĞUM YAZIYA DÖNÜŞTÜ”

1969 Dersim doğumlu olan Gönül Erenler, dokuz kardeşten biri. Halkla İlişkiler Bölümü’nü birinci sınıftayken bazı nedenlerden ötürü bırakan Erenler’in yazma serüveni yaklaşık on iki yıl öncesine dayanıyor. Erenler yazma serüveni ile ilgili, “Kurşun kalemle olan dostluğum geliştikçe kelimeler çoğalmaya; çoğaldıkça kağıda dolmaya başladı. Şiir ve kısa sözlerle başlayan içsel yolculuğum uzayınca uzun soluklu yazılara dönüştü” ifadelerine yer verdi.

“AKLIMDA ÖYKÜ OLUŞTURMAK VARDI”

Gönül Erenler kitapla ilgili son olarak, “Üç Mektubu yazmaya başladığımda aklımda öykü oluşturmak vardı. Ancak ben yazdıkça cümleler uzadı ve konu öyküyü taşarak romana ulaştı. Kaç kez yazdım kaç kez okudum bilmiyorum, bildiğim şu ki; kitaba her dönüşümde duygunun o en ince tellerinde gezindiğimdir. Sizler 1990’lı yıllarda Güneydoğu’da ikizini dağda kaybeden Berfin'in dokunaklı yaşamını okurken onunla birlikte acının en uç noktalarına gidip orada neler yaşadığına tanık olacaksınız” dedi.

ÜÇ MEKTUP TANITIM YAZISI İSE ŞÖYLE

Güneydoğu’nun suyu yumuşak, toprağı doğurgan taşları sertti; yaşadığı travmalardan önce. Taşları örselendi ilkin, suyuna kan bulaşıp acıya çaldı sonra. Toprak tohuma küsüp kısırlaştı ve genleri şiddete maruz kalarak yaralar aldı. Kimi ufalarak kentlere sürüldü kimi sivrileşerek uçlarını törpüledi. Evlerin kapıları sırlarını arkasına gömünce içeride yaşayanlar ürkerek göz perdelerini kalınca çekti.

Böylelikle yıllar, doğunun güneyinde evlerin eşiklerine tozları biriktirirdi. Her hane kendi öyküsünü yaşayarak yüreğine gömdü. Sırlarını, acılarının içine gizleyen her ev kucağında düşürmediği mezar taşına kendi ağıdını yazdı. Kulaktan kulağa dolaşanlar sesleri yakarak alevlerini göğe yükseltti, yazılanlar tozu toprağı havalandırarak kalemlerin ucunu kanattı.

Üç mektup' güneydoğuda 1990'lı yıllarda geçen gerçek bir yaşamı kurguyla anlatmaktadır.