askeri araçtan atlayarak öldüğü belirtilen er İmam Bildik ‘in babası Hasan Bildik ile parlamentoda basın toplantısı düzenleyerek “Bir erin hayatı bu kadar ucuz mudur? Doğru ya burası Türkiye, burada insan hayatı sudan ucuzdur!” dedi.

 

Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Uşak İl Jandarma ve Garnizon Komutanlığı’na bağlı Güre Beldesi Jandarma Komutanlığı’nda görevli olan 6 aylık asker Jandarma Er İmam Bildik ‘in ölümü ile ilgili TBMM Başkanlığı’na yazılı soru önergesi verdiği bilgisini paylaştı.

 

Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, sözlerine şöyle devam etti: “Uşak İl Jandarma ve Garnizon Komutanlığı’na bağlı Güre Beldesi Jandarma Komutanlığı’nda görevli olan 6 aylık asker Jandarma Er İmam Bildik, 9 Ekim 2012 tarihinde 4 asker arkadaşı ve araçta görevli komutanıyla devriye görevine çıkmıştır.

 

Devriye sırasında araçta cep telefonu ile görüştüğü iddiasıyla kimliği açıklanmayan komutanıyla cep telefonunu kapatması konusunda tartıştığı belirtilen Bildik, hareket halindeki askeri araçtan yola atladığı iddia edilmektedir. Ağır yaralanan İmam Bildik, tedaviye alındığı Uşak Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi’nde hayatını kaybetmiştir.

 

Bu çerçevede,

 

Olay ile ilgili soruşturma açılmışımdır?

 

Tanıkların ifadesine başvurulmuş mudur? Tanıklar ifadelerini özgür iradeleri ile vermişler midir?

 

İddia edilen tartışma esnasında araç hareket halindi midir? Komutan aracın hangi bölümünde seyahat etmektedir?

 

Devriye görevine çıkan araçların en yüksek hız limiti nedir?

 

Komutanın askeri araçtan attığı iddiaları doğru mudur?

 

Psikolojik sorunları olduğu iddia edilen asker tedavi görmekte midir? İlaç kullanmakta mıdır? Var ise hastalığını belirten rapor var mıdır?

 

Hayatını kaybeden asker, askerlik yaptığı süre içerisinde ceza almış mıdır? Almış ise cezaları nelerdir? Ceza nedenleri nelerdir?

 

Hayatını kaybeden askerin kullanmış olduğu telefon hattının görüşme detayları ile olayın gerçekleştiği saatler karşılaştırılmış mıdır? Er Bildik ‘in telefonunda o saatlerde yapılan telefon görüşmesi görülmekte midir?

 

Bir diğer önemli nokta ise; İmam Bildik’in kendisini arabadan attıktan sonra kafasında kan geldiği devriye ekibinde görevli astsubay ve görevli şoför asker tarafından ayaklarından ve kollarından tutularak devriye aracının içerisine yatırılmış olduğu ve aynı araçla karakola gidilip oradan iki asker alındıktan sonra hastaneye gidildiği; ancak ertesi gün olay yeri inceleme ekibi araç üzerinde inceleme yapacağı sırada devriyede görevli şoför tarafından aracın yıkandığı tespit edilmiştir. Görevli şoför asker bunun mutat görevi olduğunu ifade etmiştir.

 

Olay sırasında Er İmam Bildik ‘in üzerindeki kıyafetlerin ne şekilde kime teslim edildiği tutanak altına alınarak adli emanete alınmamış, araç üzerindeki keşif sırasında aracın yanında bir çöp torbası içerisinde keşif ekibince bulunarak alınmıştır. Soruşturma kapsamında alınan beyanlara göre İmam Bildik ‘in üzerindeki gömleğin yırtık olduğu ve olay inceleme tutanağına göre de olay yerinde bir gömlek düğmesi bulunarak el konulmuştur. Keza olay yeri Uşak – İzmir karayolunun sağ banket yanı olmasına rağmen keşif sırasında orta refüjde haki yeşili bir asker beresi bulunarak el konulmuştur.

 

Bazı beyanlara göre Er İmam Bildik Hastaneye sevk edildiğinde bağırmakta olup saldırgan hareketlerde bulunduğu ve bu nedenle hemşireler tarafından ellerinin bağlandığı belirtilmiş ise de hastaya müdahale eden doktor hemşire ve diğer sağlık personelinin ifadesi henüz alınmamış ve hastanenin kamera kayıt sistemi incelenmemiştir.

 

Er İmam Bildik ‘in ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada bugüne kadar ifadesi alınan şüpheli yoktur. Dinlenen tüm kişiler tanık sıfatıyla dinlenmiştir. Araçtan düştüğü anda yanında bulunan subay başta olmak üzere hastaneye geç götürülmesinden ve müdahaledeki ihmallerden sorumlu olanlardan bile şüpheli olarak ifade alınmamıştır.

 

Böyle bir askeri karakola siz çocuğunuzu asker olarak gönderir misiniz? Soruşturmayı yürüten makamlara siz olsanız güvenir misiniz? Bir erin hayatı bu kadar ucuz mudur? Doğru ya burası Türkiye, burada insan hayatı sudan ucuzdur!”

 

Baba Hasan Bildik ise çocuğunu 20 yaşında, vatanı beklemeye asker ocağına gönderdiğini dile getirdi ve çocuğunun bir yanlışı, devlete karşı suçu varsa, ölümüne razı olacağını ifade etti. Baba Hasan Bildik, suçluların ortaya çıkarılmasını istedi.