TMMOB Tunceli Temsilciliğinde düzenlenen açıklamada konuşan Temsilci İbrahim Demir, bahsi geçen tasarının on üç ayrı yasada onlarca değişiklik yapmaya öngördüğünü söyledi.

Yapılmak istenen değişikliklerin birbirleriyle çok yönlü bağlantıları bulunduğunu dile getiren Demir, “Değişiklik yapılması öngörülen yasalar; örgütümüz Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği-TMMOB Yasası ile imar, yapı denetimi, kamu kurum ve kuruluşlarının ürettikleri mal ve hizmet tarifeleri, iskân, kültür ve tabiat varlıkları, çevre, tapu, kat mülkiyeti, iller bankası, belediye yasaları ve belediye gelirleri ile ilgili yasalardır. Bu tasarı ile yapılmak istenen değişikliklerin birbirleriyle çok yönlü bağlantıları bulunmaktadır” dedi.

Söz konusu tasarı, bugün ülkemizde egemen olan rant talanına dayalı sermaye birikim politikalarının en başta hedeflediği alanları kapsamaktadır diyen TMMOB Temsilcisi İbrahim Demir, “Bunlar, mühendislik, mimarlık, şehir planlama hizmetleri ve onlarla doğrudan bağlantılı olan kentsel-kırsal-kültürel-doğal varlıklarımızdır. Kamuya ve halka ait varlıklara el konulması ve arazi-mülkiyet düzenlemeleri üzerinden iktidarın denetimindeki inşaat sektörünün bir rant alanı olarak biçimlendirilmesi ana amaçtır.

Bu nedenle biz mühendis, mimar, şehir planlama örgütleri olarak “Ülkemize, Halkımıza, Mesleğimize, Örgütümüze Sahip Çıkıyoruz” içerikli bir kampanya yürütüyor ve halkımızın desteğini bekliyoruz” diye konuştu.

Demir, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:

Kentlerin yaşanabilir planlı ve sağlıklı hale gelmesi, ormanlarımızın, tarım arazilerimizin, kıyılarımızın, suyumuzun, bütün doğal çevremizin korunması ve ranta açılmaması için çalışan mühendis, mimar, şehir plancılarını destekleyelim; AKP iktidarının bu düzenlemelerini ve torba yasa tasarısını hep birlikte reddedelim.

Ormanlarımızın, kıyılarımızın, meralarımızın, koruma altındaki milli parklarımızın, kamuya ait yeşil alanların, parkların, tarihi değerlerimizin, hatta mezarlıkların bile talan edilerek özel işletmelere açılmasına izin vermeyelim.

Yargı kararlarını yok saymaya, Atatürk Orman Çiftliği, tarihi yarımada gibi kamu arazileri ve yeşil alanlar üzerindeki kaçak yapıların affedilmesine karşı çıkalım.

Tarımsal üretim alanlarımızın yapı ve rant talanına açılmasına karşı mücadele edelim.

 “Kentsel-kırsal dönüşüm”, “riskli alanlarda dönüşüm” görünümü altında kamunun ve halkımızın birikimlerinin imar hakkı transferine, borsalarda heder edilmesine, gasp edilmesine birlikte karşı duralım.

Yerel yönetimlerin yetkilerini siyasi iktidara aktaran ve yurttaşların oylarını çöpe atan keyfiyeti kabul etmeyelim.

Kâr ve daha fazla kâr uğruna insan yaşamını hiçe sayarak iş cinayetlerine yol açan politikalara karşı işçi sağlığını, iş güvenliğini ve insanca yaşamı hep birlikte savunalım.

Mühendislik mimarlık, planlama hizmetlerinin kamusal ve nitelikli bir hizmet olarak topluma ulaşmasını engellemeye çalışan girişimlere karşı birlikte mücadele edelim.