HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü İçişleri Bakanı Sabahattin Öztürk tarafından yazılı yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesinde “Tunceli Valiliği tarafından 02.08.2015 tarihinde yapılan yazılı basın açıklamasında, 04-19 Ağustos 2015 tarihleri arasında, bu sürenin uzatılabileceği belirtilerek 14 bölge “Özel Güvenlik Bölgesi” olarak ilan edilmiş ve bu tarihler arasında sivillerin hiçbir şekilde bu bölgelere girilmemesi istenmiştir.

Valilik "Tunceli ili sınırları içinde son günlerde yaşanan olayların, ilimizin sosyal ve ekonomik gelişmesini olumsuz etkilediğini, bu eylemler neticesinde vatandaşlarımızın, ekonomik, sosyal faaliyetlerini yürütme ve seyahat etme haklarını kullanmaktan mahrum kaldığını, günlük hayatları olumsuz etkilenen vatandaşlarımızın mağduriyet yaşadığını can ve mal güvenliğinin sağlanmasını" amaç edindiğini söylemektedir.

Özel Güvenlik Bölgesi ilan edilen bu bölgeler, yerleşim alanları olduğu gibi, sadece bu bölgelerde 47 aile, yaklaşık 9 bin hayvanı ile yaylalarda iken, yine yaklaşık olarak 66 aile bu bölgede arıcılık yapmakta olup, yerleşik köyler ve köye dönüş kapsamında yapımı hala süren yerleşkeler mevcuttur” ifadelerine yer verdi.

Önlü, İçişleri Bakanından şu sorularına yanıt istedi:

Tunceli Valiliğinin açıklamasında ki "ilimizin sosyal ve ekonomik gelişimi" bu bölgeleri insansızlaştırarak mı sağlayacaktır?

Yasaklanan 14 bölge Tunceli ilinin neredeyse bütününü kapsamakta olup, Valilik "vatandaşlarımızın, ekonomik, sosyal faaliyetlerini yürütme ve seyahat etme haklarını kullanmaktan" mahrum etmiş bulunmakta mıdır?

Bu bölgede yaşayan vatandaşların ve aileleri ile birlikte yaylalarda hayvancılık ve arıcılık yapan kişilerin can güvenliği nasıl sağlanacaktır?

Alınan bu karar ile Tunceli’nin temel üretim kaynağı olan hayvancılık ve arıcılık bitirilmek mi istenmektedir?

Hayvancılık ve arıcılık yapan vatandaşların uğrayacakları maddi-manevi zararları nasıl karşılanacaktır?

Tunceli ilinde oluşturulan geçici güvenlik bölgeleri, Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununda belirtilen,  bir bölgenin güvenlikli bölge olabilmesi için tanımlanan şartları taşımakta mıdır?

Köylerin boşaltılması ve askeri bölge ilanı gibi uygulamalar Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası antlaşmalara aykırı değil midir?