Bu kutsal mekanlar bazen bir dağ, bazen bir ağaç, bazen bir mağara, bazen bir su kaynağı olmuştur. Binlerce kutsal ziyaretin olduğu Dersim coğrafyasında herkesçe en çok bilinen kutsallarımız Düzgünbaba Ziyaretgahı, Munzur Gözeleri Ziyaretgahı, Anafatma Ziyaretgahı, Sultan Hıdır Ziyaretgahı, Baba Mansur Ziyaretgahı, Gola Cetu Ziyaretgahı, Gola Buyere Ziyaretgahı, Khal Ferhat, Heniyo Pil Ziyaretgahlarıdır.. Bu her kutsal mekanların, kutsiyetini anlatan önceleri sözlü kültürle günümüzde ise yazıya dökülmüş birer anlatısı mutlaka vardır.

       Sanırım Munzur Gözeleri Dersim kutsalları içerisinde Düzgünbaba Ziyaretgahı ile bu kutsallar arasında en çok bilineni, ziyaretçisi olanı ve belki de adına en çok yazılıp, çizilenidir. Ben her birine ayrı ayrı inandığımız ve saygı duyduğumuz bu ziyaretlerimizden Munzur hakkında yazmak istiyorum.

Anlatılardan biri Munzur adında bir çobanın hikayesine dayanır. Diğer bir anlatı Hz. İbrahim’den bahseder. Başka bir versiyona göre ise Munzur gözeleri kutsal tanrıça Anahita’nın göğsünden fışkıran süttür. Her versiyon kutsallığa atıfta bulunur. Ben en çok bilineni, yani oraya Munzur adını veren anlatıyı anlatmak istiyorum.

     Anlatıya göre vaktiyle o bölgede Munzur adında bir çobanın varlığından ve yine o bölgede sevilen ve sayılan bir ağadan bahsediyor. Munzur’un ağası günün birinde Dersim’in kutsallarından birini ziyarete gider. Önceleri Düzgünbaba ziyaretgahında olduğu gibi, bazı kutsal mekanlarda bir veya birkaç gece konaklama yapılırdı. Ağanın ziyarette olduğu bir gün Munzur rüyasında ağasını görür ve ağası kendisinden helva istemektedir. Sabah olunca annesine helva yaptırtan Munzur, pişirilen helvayı aldığı gibi ağasının olduğu kutsal dağa gider ve ağasına helvayı vererek oradan ayrılır ve şimdiki Ziyaret köyüne geri döner. Aradan birkaç gün zaman geçer, ağa ve beraberindekiler köye geri dönerler. Köylüler ziyaretten dönen ağayı ve yanındakileri karşılamaya giderler. Ağanın elini öpmek isterler fakat ağa “Bana Munzur’u bulun, asıl eli öpülmesi gereken o dur” der ve Munzur’un elini öpmek istediğini söyler. Munzur’u bulur ve elini öpmek isterken de Munzur buna izin vermek istemez ve kaçmaya başlar. Anlatıya göre ağadan kaçmaya çalışan Munzur, koşarken elinde sallanan sitilin içinde bulunan sütün dökülmesiyle, sütün döküldüğü yerlerden şu an Munzur suyunun ana kaynağını oluşturan sular fışkırır. Yani dökülen süt toprakta ve kayalıklar arasından çıkan suya dönüşür. Ve Munzur en son gözede sır olur. Ve anlatıya göre de o günden beridir Ovacık ilçesine 15 kilometre uzaklıkta bulunan ve ilimizin en büyük su kaynağı durumunda yer alan gözeler Munzur adıyla anılmaya başlar. Günümüzde hemen hemen yılın her döneminde yüzbinlerce insan bu alanı ziyaret eder. Kimi mum yakar, kimi niyazını bölüşür, kimi kurbanını keser, kimi ise eli boş fakat inançla çarpan yüreğiyle dualarını eder. Her ziyaret edenin ettiği dualar, tamamen iyilik üzerinedir. Ailesine, sevdiklerine iyilik diler, şifa diler, mutluluk diler, insanlığa barış diler, kardeşlik diler, huzur diler. Bunlardır duaları.

     Munzur Gözeleri günümüzde hem inanç açısından önemli bir ziyaret alanı durumundayken, hem de önemli bir doğa turizm alanı konumundadır. Her yıl bu alanı ziyarete komşu iller başta olmak üzere yurdun farklı yerlerinden ve yurtdışından yerli ve yabancı yüzbinlerce insan ziyaret eder. Gelenler burada soğuk suların serinliğinde piknik yapar, fotoğraf çeker ve yaşamının en az bir gününe Munzur Gözelerini sığdırır.  Fakat burayı daha önceden görmemiş olanlar buraya geldiklerinde pek umduklarını bulamazlar.  Mevcut haliyle Munzur Gözeleri, yıkılmış duvarları, çökmüş kilitli parke taşları, kırık dökük bank ve masaları, betondan yapılmış havuzları, tahtaları yerlerinden çıkmış yürüyüş yolları ve köprüleri, betonları parçalanmış ve yerinden kaymış merdivenleri, hemen girişte duran ve oranın doğal bütünlüğüyle hiç uyumlu olmayan yıkık, dökük ve ise bulaşmış bir betonarme yapısı, suyun ortasında konulmuş beton setleri, sac ve kiremit parçaları, dikenli telleriyle, alanda temizlik adına verilmeyen hizmetiyle, ortalığa savrulmuş çöpler arasında piknik yapan piknikçileriyle, ızgara kokuları ve görme alanını kısıtlayan piknikçi dumanlarıyla ve kullanmaya bile iç getiremediğimiz tuvaletleriyle çok kötü bir durumda.  Bu alanı her ziyarete gittiğimde sitemlerimi dile getiririm. Bu buna dair yazdığım üçüncü yazım. İnanıyorum ki, benim gibi birçoğunuz da gördüğünüz manzarayı hoş karşılamamışsınızdır ve neden kimse bu alana dair bir düzenleme yapmıyor diye eleştirmiştir. Durum böyle olunca da burayı ziyarete gelenler memnun ayrılmayacaktır. Hem inanç için gelenler, hem de burayı ziyarete gelen yerli ve yabancı turistler. Farkındayım, turist ve turizm deyince birileri rahatsız olabilir. Eleştirebilir de. Saygı duyarım. Fakat bizler burada yaşayanlar için çoğu zaman bir ziyaret ve piknik alanı olarak kullandığımız Munzur Gözeleri aynı zamanda bir turizm alanı. Turizmin gözbebeği durumunda olan bu önemli saha ise mevcut görüntüsüyle çok kötü durumda. Bugünlerde gündemde olan bu önemli tabiat alanı için, ayrıca 1. derece tabii sit olduğu için Erzurum Tabiat varlıklarını koruma kurulunca da onay verilmiş bir proje söz konusu. Bir çevreci aynı zamanda doğa ve kültürel varlıklara önem veren biri olarak bu projeyi ayrıntılı şekilde inceleme fırsatım oldu.  Öncelikle projeyi biraz anlatarak hem sizleri bilgilendirmek aynı zamanda görüş, öneri ve eleştirilerimi sunmak isterim. Proje 2015 yılında çizilmiş. Proje buranın mevcut halinden kurtarılmasına ve yeni bir çehre kazanmasına yönelik. Proje için ayrılmış ödenek şimdilik 5 milyon lira.  Şu an otopark ve alışveriş-yeme içme alanı olarak kullanılan girişin olduğu alan sadece yayaların gözelere giriş yaptığı alan olarak düzenlenmiş durumda. Şimdiki alanda artık araba park edilmeyecek. Burayı aracıyla ziyarete gelenler, ziyaretçileri kapı girişinde indirip, araçlarını suyun karşı tarafında yani mezarlığa yakın yapılacak otoparka park edecekler Yine buradaki satış tezgahları da suyun öte yakasına taşınacak. Girişte bulunan derneğe ait betonarme yapının bir müze olarak düzenlenmesine dair bir proje var. Yıkık dökük yollar, banklar, köprüler, merdivenler, duvarlar yıkılacak buralara tamamen doğa ile uyumlu ahşap ve taş malzemeden yeni yerler, yapılar yapılacak. Bazı alanlarda yeşillendirme çalışması olacak. Burayı ziyarete gelenler için Banklar ve Kamelyalar konacak. Temizlik için modern konteynerler konacak, alanda bazı yerlere sanatsal heykellerin yerleştirilmesi planlanıyor. Munzur gözeleri proje alnında insanların suların fışkırdığı dağ tarafından suyun son kaynağı olan çayırlıklara doğru bir yürüyüş yolu yapılacak ve bu yol karşı taraftan da aynı şekilde olacak. Akarsu üzerinde geçişi sağlayan birkaç yerde köprü yapılacak. Su kaynağının olduğu tarafta piknik yapılmayacak. Munzur Gözelerini tepeden görecek bir seyir terası yapılacak.  Çocuklarda unutulmamış, Çocuklar için de yine ova tarafında ahşap malzemeden oluşan bir çocuk parkı yapılacak. İlginç olan gözelerin son bulunduğu çayırlık alana gösteri, dinleti ve konserlerinde yapılacağı bir yapı projesi var.

 

      İnanç boyutuyla göze çarpan ise, ziyaret alanında bir cem-semah ve gösteri alanının yapılması. Cem alanı olarak da suyun karşı tarafı düşünülmüş. Mumların yakıldığı alanlar, kurban kesim yeri, burada bulunan mezarlık alanının çevre düzenlemesi projede olanlar. Proje ana hatlarıyla bunlardan oluşuyor. Elbette birçok kişi ve kurumun görüşüne açık olan bu projenin 2018 yılında ihaleye çıkarılması planlanmış. Katkı sunması dileğimle, projeye dair bazı görüş, öneri ve eleştirilerim aşağıdadır.

 

1.    Bu alan için tasarlanacak projenin bir proje yarışmasıyla yapılması daha doğru olurdu

2.    Önemli bir kutsal alan bu alanın düzenlenmesinde yerelde yer alan bazı kişi ve kurumların öneri ve görüşleri alınabilirdi.

3.    Projede menbaların çıktığı doğal alanlara mümkün olduğunca müdahale edilmemesi gerekmektedir.

4.    Suların döküldüğü ve şu an yıkık durumda olan şelale duvarlarının doğayla uyumlu olacak şekilde onarılması gerekiyor.

5.    Proje için otopark alanının, satış alanının karşıya taşınması doğru olmuş.

6.    Girişte yer alacak ve Munzur Gözelerinin efsanesini anlatacak hikayenin iyice araştırılarak doğru olan tanıtımın yapılması önemlidir. 

7.    Girişte bulunan betonarme yapının yerinden kaldırılması çok kişinin savunduğu bir konu. Bu alan farklı bir şekilde değerlendirilir.

8.    Bölgede bulunan kavak ağaçlarının ve ayrıca yaşlı ve ömrü dolmuş ağaçların bir orman memuru yardımıyla tespit edilerek kesilmesi ve yerinden sökülenlerin yerine yeni ağaçların ekilmesi önerilir.

9.    Sit alanı içerisinde kaçak olan yapılmış varsa yapılar yerinden sökülmelidir.

10.  Piknik alanlarının özellikle gözelerin bulunduğu alandan uzakta yapılması önemlidir.

11.  Projede yer alan ve özellikle suyun her iki yakasını takip ederek yukarıda çayırlıklarda birleşen yürüyüş yolu üzerinde yer yer insanların oturup, dinlenebileceği kamelyalar, banklar konmalıdır.

12.  Projenin yapılması için en uygun zaman dilimi, mevsimler şartlarda göz önünde bulundurularak Nisan-Mayıs, Ekim-Kasım aylarıdır. Çünkü bu dönemde hem su debisi azdır, hem de ziyaretçi sayısı göz önünde bulundurulmalıdır.

13.  Proje bittikten sonra bu alanda mutlaka personel istihdamı yapılarak tanıtım, temizlik gibi hizmetler sürekli hale getirilmelidir.

Haydar Çetinkaya