İlk kez 1200' lü yılların başında kullanıma girmiş ve yerleşmiştir.
Festivaller genelde doyasıya yemeklerin yendiği, çevrenin en güzel şekilde süslenip, temizlendiği olgulardır.

Özellikle yörenin imgesi hâline gelmiş etkinlikler bütünüdür. Yani Yöre deki kültür,yemek,giyim ve üretim zenginliğinin başka yöredeki insanlara tanıtımıdır. Ayarıca da bu halk üretilerinin başka yörelere pazarlamak için , bir nevi pazar oluşturmaktır.

Tunceli festivalini bu kıstaslar içerisinde değerlendirmek gerekir. Yani Tunceli festivali bu amaca yönelikmi yoksa başka bir amaca mı yönelik onu değerlendirmek gerekir. Bu bakış açısı ile bakıldığında bu festivalin amacı ve Tunceli halkına katkıları anlaşılamamaktadır.
Bu festivali bu nedenle üç kategoride incelemek gerekir.

1- Munzur festivali : Festivaller genel anlamı ile var olma ve var edilmeye yöneliktir, amma Munzur için böyle mi’dir. Tabiki hayır; çünkü bu festival munzur’u yok etme festivali olarak yıllardır kutlanmaktadır. Munzur un barajlarla yok edilmesi festival gölgesinde gerçekleştirilmiştir. Burada festival kelimesi kullanılarak bu doğal doku ve güzellik yok edilmiştir. Tunceli halkı bu olanların farkına artık varmıştır,bu konuda aldatıldığını fark etmiştir.

2-Doğa : Tunceli’de festival sayesinde doğal doku tahrip edilerek yok edilmiştir. Munzur ve harçik çaylarına kanalizasyon karışmakta,insanlar bu lâğımlı sularda yüzmektedir. Buna rağmen bazı gazeteler buranın cennet olduğundan bahsetmektedir. Tarihi noktalar tahrip edilerek,ormanlar yok edilmektedir.

3-Kültür : Tunceli’de yapılan bu festival sayesinde, alevi kültürü yok edilmiştir. Burası alevi merkezidir, burada alevi kültürü hakim olmasına rağmen, festival sayesinde Diyarbakır kültürü veya Kürt kültürü empoze edilmektedir. Adeta Diyarbakır festivali buraya nakledilmiş ve burada yapılmaktadır.
Ayrıca buradaki alevi inanç noktası olan Düzgün baba ,şenlikler düzenlenerek eğlence mekânına dönüştürülmüştür. Kültür bölümünde de elle tutulacak bir şey olmadığı gibi; kültürün yok edildiği açık ve nettir. Bu yöntem Abdal Musa ve Hacı Bektaş Velide de yıllarca uygulanmıştır. Bu yöntem Alevilerin hızlı bir şekilde asimle edilerek yok edilmesine yönelik bir proje olduğu gözlemini ortaya netçe koymaktadır. Oysa Türkiye Cumhuriyetinin kültürel alt yapısı ve geleneksel yapısı ve edebi yapısı Alevi kültürüdür.

Sonuç olarak bu festivalin yapıldığı on yıllık süreçte, bu festival sayesinde, Munzur,doğa ve kültür , Tunceli’de yok edilmiştir. Tunceli halkı bu yanlış uygulamayı durdurmalı,ve özüne dönmeli kendi kültürünü yaşatmalı ve bu festivali bu haliyle ret etmelidir.22/07/2010

Süleyman YILDIZ
AKADEMİSYEN TRT SANATÇISI