Sadece iyi yüzme bilenlerin girebildiği Munzur Çayı’nda şimdilerde paçalarınızı sıvayarak karşıdan karşıya geçmeniz mümkün.

Tunceli’nin Ovacık İlçesi’nde bulunan 40 gözeden doğan ve aktığı Munzur Vadisi boyunca onlarca derenin katıldığı Munzur Çayı’nın yıllık ortalama debisi saniyede 125 metreküpken bu debi, Eylül sonlarında 12 metreküpe kadar düştü.

Kent merkezinde Pülümür Çayı ile buluşarak önce Uzunçayır ardından da Keban Barajı’na dökülen Munzur Çayı özellikle Bahar mevsimiyle birlikte coşkun akışıyla ünlü. Çayda başta rafting olmak üzere bir çok su sporu yapılabiliyor. Çayın şimdiki hali ise adeta bir dereyi andırıyor. Çay sularının çekildiği alanlar çölü andırırken, çay kenarında bulunan işletme sahipleri düşük debi nedeniyle yüzde 50 kayıplarının olduğunu dile getiriyor.

Munzur Doğa Aktivistlerinden Haydar Çetinkaya, küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanan iklim değişikliklerinin Munzur Çayı’nda vurduğunu belirterek, “Şu anda Munzur Nehri geçen seneki debinin de altında akmaktadır. Bu oldukça üzücü bir durum. Yıllar itibariyle kaydedilmiş böyle bir durum yok. En dip seviyeye inmiş durumda. Bulunduğumuz ay Eylül. Önümüzdeki ayı bir felaket olarak değerlendiriyorum.  Munzur’un bir çok yerinde karşıdan karşıya geçmek yüzmeden mümkün değilken şu anda bir çok yerde artık paçalarınızı birazcık yukarıya çekerek rahatlıkla karşıya geçebiliyoruz. İki suyun birleştiği yerde de durum oldukça kötü. Eskiden orada iyi yüzme bilenler karşıdan karşıya geçerken şu anda rahatlıkla karşıya geçilebiliyor” dedi.

Baraj ve HES’lerin de yaşanan kuraklıkta etkili olduğunu dile getiren Çetinkaya, “Bizler enerji üretimine karşı değiliz. Ancak Dünyada Türkiye’de alternatif enerji kaynakları var. Bu alternatif enerji kaynaklarının değerlendirilmesiyle daha sağlıklı bir çevre ve gelecek elde edilebilir” diye konuştu.

Yaşanan kuraklığı felaket olarak nitelendiren Tunceli Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Ali Bul ise; “Dersim’de ciddi bir felaketin olduğu görülmekte. Bugün 140-150 köye itfaiye ile su veriyoruz. Bu köylerdeki ana çeşmeler kurudu. Kuraklık doğal bir felaket. Sel felaketine benzemiyor. Sel felaketinde o anlık alır, süpürür gider. Kuraklık daha derin tahribat yaratıyor. Bunu doğa felaketi olarak adlandırıyoruz. Köylerdeki sıkıntılar belediyemize de yansıyor. Belediyemizin bütün araç gereçleri seferber olmuş durumda” dedi.

Munzur’un dereye döndüğünü ve durumun içler acısı olduğunu kaydeden Bul, “Gerek Keban Barajı gerekse de son dönemde yapılan barajların etkisiyle kar yağmıyor. Bu gelecekte daha büyük bir tehlikenin de işaretidir. Onun için biz Dersimliler olarak siyasi düşüncesi ne olursa olsun topuyken olarak barajlara karşı çıkıyoruz. Aksi taktirde doğanın dengesi bozulacağının görüldüğü kuraklığın beraberinde Çin’deki gibi ölümleri de getireceği açıktır” şeklinde konuştu.

 

KURAKLIK, MUNZUR VE PÜLÜMÜR ÇAYI KIYISINDAKİ İŞLETMELERİ DE VURDU

Kent genelinde yaşanan kuraklık, Munzur ve Pülümür Çayı kıyısında bulunan işletmeleri de etkiledi.

Her iki çayın debisindeki ciddi düşüş nedeniyle işlerinin azaldığını belirten Zülfü Kağanaslan, “Önceki yıllarda Munzur’un derinliği iki metreyi geçiyordu. İnsanlar köprüden çaya atlıyorlardı. Şimdi 40-50 cm derinlik var. Önceden buraların doğası bozulmamıştı. İnsanlar gelip oturuyordu, suya giriyordu rahat bir şekilde. İşlerimizi çok etkiledi. Eskiden 4-5 ay iş yapıyorduk şimdi iş yapamıyoruz” dedi.

İşlerinde geçmişe oranla yüzde 50’lik azalma olduğunu ifade eden Murat Geyik isimli çalışan, “Eskiden Munzur daha güzel akıyordu. Su daha boldu, akıntı vardı. İnsanların talebi çoktu. Şimdi yüzde 50 azalma var. İnsanlar gelmiyor. Suyun azaldığını gördükçe moralleri bozuluyor. Su kenarındaki işletmelerin tamamının yüzde 50 kaybı var” diye konuştu.

munzur_ic-002.jpg

 

munzur_ic1-002.jpg

 

munzur_ic2-001.jpg

 

munzur_ic3-002.jpg