.  Bu kış ayılar için çok çetin geçecektir. Birçoğu hayatta kalmak için kendi yavrularını yiyecektir. Belki birçoğu baharı bir daha görmeyecektir. Bu kış ayıların zorlu bekleyişleri sona ermeyecektir.

     İnsanoğlunun av hırsı ve doğaya olan düşmanlığı her geçen gün biraz daha Dersim’in daimi sahipleri olan yaban hayvanlarını tükenişine doğru sürüklüyor. Avcı ve avcılık etiğiyle alakası olmayan kendini avcı sanan bu zavallılar her geçen gün bu tükenişi hızlandırıyorlar. Dersim coğrafyasının, insanlık bu topraklarda var olmadan evvel de var olan canlıları av tüfeğinden çıkan fişeklerle keyif için vuruluyorlar. Dersim insanı için önceleri kıtlık zamanında bile kutsandığı için avlanılmayan bu canlılar günümüzde içki ve rakı sofralarının mezesi olması için acımasızca vuruluyorlar.

      Anafatma, sütü döken dağ keçisine ettiği bedduadan kısa bir süre sonra dağ keçisinin bir avcıya hedef olması üzerine yaşadığı vicdan ızdırabıyla elini göğe kaldırıp “Ya Xızır, dileğim o dur ki bu topraklarda hiç kimse dağ keçilerini avlamasın” diye tanrıya dualar etmedi mi?

     Kutsal Munzur’un kırmızı benekli alabalıkları binlerce yıl boyunca kutsanmadı mı?

    Yüzyıllarca anlatılagelen bu mitolojik öyküler sayesinde bu topraklarda yaşam süren canlılar kendi yaşam alanlarında hayat sürdüler. Günümüzde ise görüldükleri yerde acımasızca hayvan katillerinin hedefi oluyorlar. Son yıllarda artış gösteren bu avcılık (?) faaliyetleri sonucunda Munzur’da alabalık tükenme noktasına geldi.

    2012 kışında tarihinin en büyük keklik katliama sahne olan bu topraklarda artık sesine hasret kaldığımız kekliklerin yok oluşlarını sadece geçen ağır kış koşullarına bağlayan zavallılara “pes doğrusu” demekten başka bir şey gelmiyor aklıma. 

     Bir canlı türünü yaşatabilmek için bazen milyonlarca dolarlık kurtarma projeleri yapan kimi hayvan sever kuruluşların aksine; dünyada ender bulunan, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan ve topraklarımız üzerinde yaşam süren vaşak, akbaba, boz ayı, dağ keçisi, alabalık gibi türlerin 1 liralık fişekle katledilmelerinin adı ilkellikten başka bir şey değildir.

   Bizler her canlının yaşam hakkını olduğunu düşüncesini savunurken, bu katiller öldürme hakkını nereden alıyorlar? Her hafta bir dağ keçisini vuracak kadar cüreti sahip olanlar! Sızlamayan vicdanlarınızdan merhamet beklemek yersiz sanırım.

        Karnında yavrusunu taşıyan dağ keçisini içki sofranızda meze yaparken vicdanınız hiç sızlamaz mı? O tetiğe basarken siz aslında bir anneyi ve karnındaki bir bebeği öldürüyorsunuz. Bu iğrençlik karşısında mideniz hiç bulanmaz mı? Ne biçim insansınız? Dersim’in Bezuvarları, dağ keçileri sorumsuz avcılar (?) tarafından katlediliyor. Son yıllarda öldürülen dağ keçisi sayısı binlerle ifade ediliyor artık. Bu gidişle onlardan da eser kalmayacaktır.

   Doğada her şey birbirine bağlıdır. Bu döngü bir zincir gibi birbirine bağlıdır. Koparırsan bu halkalardan birini bu dengeyi alt üst edersiniz. İşte sorumsuzca avlayanların yaptığı da budur.

   Hiç düşündünüz mü bu kış ayılar neden kış uykusuna yatmadı diye? Veya şöyle düşünelim. Ayılar kış uykusuna yatamadıkları için kendinizi hiç sorumlu tuttunuz mu? Onların yeteri kadar beslenemedikleri için bu yıl kış uykusuna yatamadıklarını bilmenizi isterim. Önceleri bu topraklar tüm canlıları doyuracak kadar zengindi. Her canlının yaşamını sürdürecek kadar yiyeceği vardı. Fakat siz bu halkayı kopardınız. Yok ettiğiniz balıklar, vurduğunuz bezuvarlar bu halkanın birer parçasıydı. Sıktığınız kurşunlar ürküttü ayıları. Şimdi ise vadilerde açlıklarının sesleri yankılanıyor yavrularıyla birlikte. Yeteri kadar beslenemeyen ayılar kış uykusuna da uyumadılar.  Bu kış ayılar için çok çetin geçecektir. Birçoğu hayatta kalmak için kendi yavrularını yiyecektir. Belki birçoğu baharı bir daha görmeyecektir. Bu kış ayıların zorlu bekleyişleri sona ermeyecektir. Onlara elimizi uzatıp belki hayatta kalmaları için bir şeyler yapabilmek yerini acımasızca öldürmek en büyük ilkelliktir.

     Henüz geç değil. Bu kıyımı durdurmak için yapılabileceklerimiz var elbette.

Lütfen gördüğünüz yerde bu suçu işleyenleri ihbar ediniz. Bu katliamı yapanları affetmeyiniz. Merhamet etmesini bilmeyenlere merhamet etmeyiniz. Aksi takdirde siz bu suça ortak olmuş sayılırsınız.

Haydar ÇETİNKAYA

Munzur Doğa Aktivistleri