Tunceli Üniversitesi kurulmadan önce kent nüfusu 2010 yılı öncesinde 26.410 iken 2013 yılsonu itibariyle 31.047 olmuştur. Dersim gibi küçük bir şehirde bu artış %18’e tekabül etmektedir. Kaldı ki bu sayıya özellikle Türkiye’nin başka ileri ile yurt dışında yaşayan Mayıs-Ekim ayları döneminde tatillerini Dersim’de geçiren Dersimlilerin dahil edilmediğini söylemek isterim. Bu sayıyı göz önüne aldığımızda aslında Dersim merkez nüfusu belirtilen dönemlerde 40.000’i aşmaktadır. Nüfus artışıyla birlikte Dersim kent merkezi yerleşim alanı olarak başka yerlerin imara ve yerleşime açılmasını beraberinde getirmiş ve özellikle son yıllarda iskan amaçlı yeni binalar yapılmıştır. Bu artış beraberinde çeşitli alanlarda ki hizmet sektöründe bir büyüme meydana gelmiştir. . Kamuda çalışan personel sayısında bir artış meydana gelmiştir, yeni iş yerleri ve ticarethaneler açılmış, inşaat sektörü hız kazanmıştır. Küçük ölçekli üretime dayalı tesisler kurulmuştur. Kentin nüfusunun artması beraberinde bazı sorunları da getirmiştir. Belediyenin hizmet alanı genişlemiş, yeni yollar ve çevre düzenleme çalışmalarına ihtiyaç duyulmuş, giderek artan araç sayısı trafikte yoğunluğu arttırmıştır. Nüfus artışının getirdiği en önemli sorunlardan biri de şehrin içme suyu sıkıntısıdır. Hali hazırda Hagü, Hakis, Zağye,-1 ve Zağye-2 gözeleri ile Cumhuriyet Mahallesinde birkaç yıl önce vurulan sondaj ile şehrin su ihtiyacı karşılanmaktadır. Bu kaynaklardan sağlanan içme suyunun giderek artan bir nüfusun su ihtiyacını karşılayamayacağı bilinmektedir. Bu nedenledir ki belediyemiz uzun vadeli Dersim kent merkezinin sağlıklı bir içme suyuna kavuşması için birkaç yıldan beridir bir dizi çalışmalar yürütmektedir. Bu çalışmalar kapsamında belediyenin düşündüğü bir proje var. Mercan suyu projesi.

   Dersim’in içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla gündemde olan ve üzerinde çalışmalar başlatılan Mercan suyu projesine dair biraz tartışma yürütmekte fayda var. Projeye adını veren mercan çayı kaynağını Ovacık ile Hozat arasında yer alan Mercan ve Munzur dağlarının arasından alır. Projenin uzunluğu suyun tam olarak nereden alınacağının bilinmemesine rağmen 75 km olduğu tahmin edilmektedir. Bu projenin geçirileceği güzergahın Munzur vadisi akarsu yatağını takip eden anayol olması durumunda proje için çevresel etkilerin azalacağını söyleyebiliriz. Fakat projenin geçeceği güzergah için daha önceden yapılan başvuruda baraj projeleri yapılacağı gerekçesi ile onay verilmemişti. Bu durumda Mercan projesinin hayata geçirilmesi halinde Munzur Vadisi Milli Parkı sınırları dahilinde olan alanın büyük bir kısmında çalışma yapılması gerekmektedir ki, bu alan dik ve sarp kayalardan ve derin vadilerden oluşmaktadır ki bu teknik olarak mümkün görülmektedir. Maliyet açısından da oldukça büyük olan bu projenin tamamı Munzur Vadisi Milli Parkı sahası içerisinde kalmaktadır. Diyelim ki içme suyunu taşıyan boru hatları vadi boyunca ve anayol güzergahını takip edilerek getirildi. Bu durumda da içme suyunun toparlanacağı yer ile Mercan çayının Munzur suyu ile birleştiği yer olan ……. Köyüne kadar olan alan 25 km civarında bulunmaktadır. Bahsettiğimiz alanda Milli Park sahası içerisinde kalmaktadır. Daha önceden var olan bir yol kenarı takip edilerek getirileceğine inansak projeye dair söyleyecek olumsuz bir düşünce olmayacaktır. Fakat şunu belirtelim ki hem arazinin uygun koşullarda olmaması nedeniyle projenin yapılması sırasında ortaya çıkabilecek güçlük ve ağır maliyet, hem de ciddi şekilde yol ve kanal çalışması yapılacağından Milli Park alanına vereceği tahribat büyük olacaktır. Öte yandan Mercan suyu projesinde suyun toplanacağı sağlıklı bir göze bulunmamaktadır. Mercan suyunun ana kaynağını oluşturan göze vadinin en derin yerinden başka alanlarda kayalıklar arasında kaybolan suyun tekrar ortaya çıkmasıyla oluşmaktadır. Kaldı ki projenin ana toplama yeri buraya yapılmamaktadır ve yapılması doğa koşulları açısından da teknik olarak mümkün görülmemektedir. O halde proje ile sağlanacak olan içme suyu akarsuyun herhangi bir yerinden toplanan suyla karşılanacağı görülmektedir. Yani biz buna dere suyu diyebiliriz. Bu şekliyle sağlanan içme suyunun bazı dönemlerde sağlıklı bir şekilde faydalanamayacağımızı söyleyebiliriz. Bu projeyi kim önerdi bilmiyoruz fakat birçok yönüyle zorluklarla karşılaşılacağı ve sağlıksız bir proje olduğu görülmektedir. Çevresel etkilerinin bu kadar fazla olduğu bir projenin onay alması da zor olacaktır.

    Bu projenin alternatifi olarak Munzur suyu projesini değerlendirmek birçok açıdan daha avantajlı olacaktır. Munzur gözeleri 1. derece doğal sit alanı içerisinde olsa da yaşamsal bir öneme sahip olan projenin buraya kaydırılması durumunda ortaya çıkabilecek bazı sorunların aşılacağını düşünmekteyim. Bu yönlü geliştirilecek olan çabalar sonuç alabilir.  Gözelerin özellikle girişindeki kodu en alçakta olan kaynağın seçilmesi durumunda ki bu kaynak hemen hemen her dönemde en iyi şekilde akmaktadır daha sağlıklı olacaktır. Buradan elde edilecek su hem gözenin kaynağından alınacağından toplama su olmayacak ve daha sağlıklı olacaktır hem de projenin sorunsuz bir şekilde vadi boyunca getirilmesi durumunda maliyet açısından ve yaratacağı çevresel etkiler açısından daha az olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Buradaki projenin hayat bulması durumunda ve Munzur vadisini takip eden yol boyunca Dersim merkeze ulaştırılması durumunda en avantajlı proje olarak Munzur suyu projesi olacağı ortadadır. Munzur gözeleri hariç, suyun taşınacağı güzergahın neredeyse tamamı mevcut anayol boyunca takip edilecektir ve kod açısından da durumu kurtarmaktadır. Dileriz ki Mercan suyu projesi önümüze koyacağımız son seçenek olacaktır. Hayati bir önem taşıyan içme suyu projesinin Dersim’e en sağlıklı şekilde kavuşturulmasını diliyorum.

 

Haydar ÇETİNKAYA