Dersim ile Elazığ İlçeleri arasında bulunan Peri Çayı üzerinde yapılan ve su tutma işlemine başlayan LİMAK’a ait Pembelik Baraj ve HES’in kaçak olduğunun mahkeme kararıyla da teyit edilmesine rağmen yetkililer baraj ve HES’e ilişkin herhangi bir işlem tesis etmiyor. Yöre insanları tarafından kutsal kabul edilen başta Hızır Gölü olmak üzere birçok ziyareti de sular altında bırakacak baraj ve HES sahasında yaşayan köylüler duruma tepkili. Kış günü su tutulması nedeniyle yaşadıkları yerleri terk etmeye hazırlanan köylüler, yetkililer tarafından mahkeme kararının uygulanmamasına da tepki gösteriyor.

 Dersim ile Elazığ İlçeleri arasındaki Peri Çayı üzerinde 2008 yılında yapımına başlanan LİMAK’a ait Pembelik Barajı HES’in onaylı imar planı olmadığının ortaya çıkması üzerine Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi tarafından hukuksal süreç başlatıldı. 2014 yılının Eylül ayında Elazığ İdare Mahkemesi baraj projesinin inşaatının durdurularak mühürlenmesi gerektiğine karar verdi. Şirketin bu karara yaptığı itiraz da Malatya Bölge İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. Tüm bu süreçlerin ardından yetkililerin baraj inşaatını mühürlemesi gerekirken, şirketin hukuksuz şekilde çalışmasına ve su tutma aşamasına kadar gelinmesine adeta göz yumuldu.

Baraj ve HES’in su tutma işlemi yaptığı alana civarda yaşayan ve göç etmeye hazırlanan köylülerle birlikte giden Dersim Halk Meclis Girişimi üyeleri burada incelemelerde bulundu.

 KÖYLÜLER İNANÇLARINA SAYGISIZLIĞA VE KIŞ GÜNÜ YERLERİNDEN SÜRÜLMEYE TEPKİLİ

Baraj ve HES’in hukuksuz şekilde yapılmasına rağmen su tutma işlemine başlamasına köylüler tepki gösteriyor.

Köylülerden Mehmet Akmaz, “Bu nedir, neyin nesidir? Buraya ne oluyor. İnsanların haline bakın. Karın kışın altında kaldık. Yerlerimizden göç etmeye zorlanıyoruz. Bu kış günü nereye gideceğiz” diyor.

Zülfü Artak, hukuksuz şekilde su tutmaya başlayan Pembelik Barajı ve HES nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldıklarını belirterek, “Asker eğer çıkmazsanız sizi zorla çıkarırız diyor. Gole Hızır ziyaretimizi sular altında bıraktılar. Orası bizim için kutsaldı. Burada bir köprü var normalde yeni bir köprünün yapılması gerekirken yapılmadı. Burada her türlü zorbalığa başvuruyorlar. Nazımiye Kaymakamı ve ilçedeki komutan baraj kaçak maçak Türkiye’nin enerjiye ihtiyacı var bırakın enerji üretsinler diyor” dedi.

Gole Hızır ziyaretini son defa ziyaret eden ve gözyaşlarına hakim olamayan Hıdır Seyhan ise; “Burası Gole Hızır’dı. İbadet yerimizdi. Herkes burada ibadet ederdi. Hepsini darmadağın ettiler. Kış gününde yağmurda, çamurda bizleri perişan ettiler. Yollarımızı kapattılar. Hastalandık, zor durumdayız” diye konuştu.

BELEDİYE EŞBAŞKANI NURHAYAT ALTUN, “EDİ BESE!”

Pembelik Baraj ve HES alanında incelemelerde bulunan Dersim Belediye Eşbaşkanı Nurhayat Altun, sistemin Dersim’in doğasını ve inancını yok etmekte kararlı olduğunu belirterek, “Bugüne kadar bu mücadeleyi kararlı bir şekilde yürütmeye çalışsak da eksik kaldığımız bir gerçek. Bu sadece sivil toplum örgütlerinin, şahısların işi değil. Dersim’in Dersim coğrafyasında yaşayan herkesin mücadelesi olmalıdır. Bugün bu köyümüzde ziyaretlerimiz yok ediliyorsa yarın başka köylerde başka ziyaretlerimizi yok etmeye çalışacaklar. Sizler bizim ziyaretlerimizi yok ederek, inancımızı, doğamızı, kültürümüzü yok edemezsiniz. Bu anlayıştan vazgeçin. Köylerimizi insansızlaştırarak, köylülerimizi yok edemezsiniz. Bu konuda kararlılığımızı ve sivil itaatsizlik eylemlerimizi sürdüreceğiz. Burada büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Ziyaretlerimiz sular altında kalmış, köylülerimiz kış günü göçe zorlanmış. Bunu bizim halkımıza reva gören sisteme ve devlete sesleniyoruz. Yeter artık, Edi Bese! Kirli ellerinizi bizim halkımızın üzerinden çekin” dedi.

 

BARIŞ YILDIRIM, “HUKUK UYGULANMIYOR”

Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi Sözcüsü Barış Yıldırım, Dersim’in barajlarla çevrelendiğini ve bölgenin en önemli akarsularından olan Peri Çayı üzerinde 6’sı baraj tipi olmak üzere 9 HES projesi olduğunu söyledi.

Pembelik Baraj ve HES’in yapımına 2008 yılında başlandığını hatırlatan Yıldırım, “Bizler bu işin hukuksal sürecine 2011 yılında dahil olduk. Su kullanım hakkı anlaşmasına dava açtık. Dava halihazırda Danıştay’da. Yine Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kuruluna Peri’de hukukun işlemediğine dair başvuruda bulunarak inceleme istedik. Yaptığımız araştırmalarda Seyrantepe, Tatar ve Pembelik’in kaçak olduğunu açığa çıkardık. 2014 yılının Eylül ayında mahkeme bu baraj projesinin inşaatının derhal durdurularak mühürlenmesi gerektiğine karar verdi. Bu karara yapılan itiraz Malatya Bölge idare Mahkemesi tarafından reddedildi. Bu kararlar hala geçerliliğini korumaktadır. Köylülerin bize verdiği bilgiye göre, yetkililer kaçak maçak o baraj artık yapıldı Türkiye’nin enerjiye ihtiyacı var. Bu ne demektir? Yetkililer biz Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinin verdiği kararları tanımıyoruz diyorlar. Peri’de hukuk sular altında bırakılıyor. Peri’de bu iş, bu mücadele bitmemiştir. Bu mücadele devam edecek. Elektrik üretilmeye başlansa da bu mücadele devam edecek. Bu artık Dersim’in davasıdır. Bu artık ilelebet varlığını koruyacak bir davaya dönüşmüştür” diye konuştu.

Dersim kent merkezine kadar uzanan ve LİMAK tarafından yapılan Uzunçayır Barajı’nın Gole Çetu ziyaretini sular altında bıraktığının altını çizen Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi Sözcüsü Barış Yıldırım, “Orası Dersim Halkının önemli inanç alanlarından biriydi. Bugün de aynı şirket burada yöre halkının kutsal kabul ettiği Gole Hızır ziyaretini sular altında bırakmış durumda. Bu ekolojik soykırım dışında kültürel, siyasi, moral ve dini soykırımdır. Bir halkın ibadet alanlarını, kültürel pratiklerini bu şekilde imha etmek topyekün bir soykırım projesidir. Köylülerin yaptığı suç duyurusuyla Karakoçan Cumhuriyet Başsavcılığının yargı kararlarının uygulanmamasıyla alakalı soruşturma yürüttüğünü biliyoruz. Bu kararların gereğinin derhal yerine getirilmesi gerekiyor. Dersimli herkese Sayın Kılıçdaroğlu da dahil sesleniyoruz. Bu memlekete yönelik baraj projelerinin 1937-38-39 soykırımının bir devamı olduğu artık anlaşılmalıdır. Dersim’de akan her su üzerinde projelendirilmiş 26 HES projesi var. Devlet, baraj ve HES ısrarından vazgeçmelidir. Bizler 38 soykırımından, 1990’lı yıllardaki göçlerden sonra geri dönebildik. Kültürel pratiklerimizi yeniden inşa edebildik. Ancak bu projeler bu şekilde varlığını sürdürmeye devam ederse Dersimlinin ibadet edeceği bir karış toprağı kalmayacaktır. Kültürel pratiklerini yarına taşıyamayacaktır. Bunlar artık Dersim için varlık yokluk meselesidir. LİMAK bu coğrafya bakımından Dersim soykırımını yapanlar gibi anılacaktır” şeklinde konuştu.

Tunç Eli kanununun çıktığı 25 Aralık tarihinde Dersim Halk Meclisi Girişimi olarak Seyitli Köprüsü’nde olacaklarının altını çizen Yıldırım, “Burada Dersim’de soykırım projelerinizi istemiyoruz, bundan vazgeçin diyeceğiz” dedi.

“SÜLEYMANŞAH SİZİN İÇİN NEYSE BİZİM ZİYARETLERİMİZ DE BİZİM İÇİN ODUR”

Açıklamasında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Süleymanşah’la ilgili sözlerine de değinen Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi Sözcüsü Barış Yıldırım, “Başbakan Davutoğlu, Suriye topraklarındaki Süleyman Şah Türbesi’ne müdahale olursa bu bizim için savaş sebebidir demişti. Bizim için de Gole Hızır, Gole Çetu, Kureyş Baba Çilehanesi sizin Süleyman Şah Türbeniz kadar değerlidir. Bizler de ziyaretlerimize yönelik bu dokunmalarınızı savaş ilanı olarak değerlendiriyoruz. Böyle devam ederse İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin bize verdiği meşru başkaldırı hakkını sonuna kadar kullanacağız. Yine Başbakan Davutoğlu, Tunceli’de cemevine gittikten sonra il sınırları içinde ziyaretleri sular altında bırakacak projelere izin vermeyeceğiz dedi. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının bunu söylediği gün Pembelik Barajında yargı kararlarına rağmen su tutuluyor. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak açılım yapmak istiyorsanız, ziyaretleri önemsiyorsanız baraj kapaklarını açın önce” diye konuştu.

Fotoğraflar: Kemal ÖZER

baraj_ic-008.jpg

 

baraj_ic1-004.jpg

 

baraj_ic2-001.jpg

 

baraj_ic3-001.jpg

 

baraj_ic4-001.jpg