Dersim’de Alevi-Kızılbaşlar tarafından kutsal kabul edilen dağ keçileri, zaman zaman kaçak avcıların hedefi olurken zaman zamanda izinli avcılar tarafından avlanıyor.

Bu duruma tepki gösteren Alevi kanaat önderleri, yöre sakinleri, sanatçılar, sivil toplum ve siyasi parti temsilcileri Ana Fatma, Düzgün Baba ve Xızır’ın keçileri olduğunu belirttikleri dağ keçilerinin avlanmasının yasaklanması amacıyla kampanya başlattı.

Başlatılan kampanya Grand Şaroğlu Hotel’de düzenlenen etkinlikle kamuoyuna deklere edildi.

Etkinliğe, CHP Milletvekili Gürsel Erol, Belediye Eşbaşkanı Mehmet Ali Bul, Alevi Dedeleri, sanatçılar, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile dağ keçileri üzerine çalışan araştırmacılar katıldı.

-DERSİM, ALEVİLİĞİN SERÇEŞMESİDİR

avlanma_ic1.jpgİmza kampanyasının öncülüğünü yapan Dersim Halk Müziği Sanatçısı Metin Kahraman etkinlikte yaptığı konuşmada, şunları kaydetti:

Dersim kendine has özellikleriyle Anadolu’nun ve Mezopotamya’nın önemli bir kültür coğrafyasıdır ve Aleviliğin ser çeşmesidir. Anadolu Alevileri tarafından kutsal sayılan ehlibeyt mensubu on iki kutsal ocağın dergahları Dersim’de bulunmaktadır. Yani Amasya’dan Dersim’e kadar bir alanda yaşayan ve ana dilleri Zazaca, Kürtçe, Türkçe olan taliplerin pirleri, mürşitleri, rayberleri bu ocaklardan giderek hizmet götürmüşlerdir.

Dersim’in bine yakın kutsal ziyaretinin hikayeleri bütün Anadolu Aleviliğinin anlam dünyasının hazineleri olduğu gibi İbrahim Peygamber’den bu yana gelen bütün semavi dinlerin de izlerini taşımaktadır. Örneğin bugün hala pirlerimizin okuduğu sofra duası Halil İbrahim Peygamber’den kalmıştır.

Dersim’in bir adı da Harde Dewres’tir. Yaşlı pirlerimiz Harde Desim Harde Dewresuno, Harde Peyxamberuno derler. Yani dervişlerin, peygamberlerin toprağıdır derler. Dersim yüz yıl önce bir rıza şehriydi. Razılık üzerine kurulu bir ikrar sistemi vardı. Aleviliğin doğayla, yabani hayatla kurduğu ilişki de rızalık ve razılık üzerinedir. Bunu Aleviliğin bir çok ritüelinde, dualarında, beyitlerinde, masallarında ve kutsal ziyaretlerinin hikayelerinde görmekteyiz.

Bir Dersimli her sabah Tija Mıhemmed olarak bildiği güneşe dua ederken sadece kendisine değil börtü böceğe, kurda kuşa, yabandaki canlıya, hastaya muhtaca, yoldakine kısacası bütün canlılara da iyilik ister, rızk ister.

Dersim Alevi inancında doğa, dağ, krater göller kutsal olduğu gibi hayvanların da kutsiyeti vardır. Dağ keçileri, alabalık, turna bunların en önemlileridir.

Fakat son yüz yıl içinde tüm bu kültür 38 katliamı, 80 askeri darbesi ve 93 köy boşaltmaları sürecinde talana uğramıştır.

Bugünse barajlar, HES’ler, maden şirketlerinin faaliyetleriyle değişen Dersim şimdi de dağ keçilerinin katledilmesiyle yeni bir yıkıma tanık olmaktadır.

Bundan 40 yıl evveline kadar Dersim’de dağ keçilerine namlu tutmak onların koruyucusu olan Düzgüne, Ana Fatma’ya, xızır’a, hem Ermeni hem Kızılbaşlar tarafından kutsal sayılan Gergis Aleyhisselama, Sarık Sıbana, Şıx Ahmet Dede’ye, Şıx Çobana, Munzura namlu tutmak demekti.

Bugün bu vesileyle toplanmış bulunuyoruz.

Derler ki, ikrarê Male Bhesk honde Xoriyokê, tijke onciye wê kou, Male Bhesk payne hard nênane. Çıkoke, hard ho mor keno…  Yani dağ keçisinin ikrarı o kadar kuvvetlidir ki güneş çekilip dağların ardında kaybolduğunda dağ keçileri artık toprağa basmaz. Çünkü karanlık basınca toprağın mühürlenmiş olduğunu bilir.

Gerek dağ keçilerinin Alevi inancındaki yeriyle, gerek bütün Anadolu ve Mezopotamya kültüründeki önemiyle ve gerekse de bölgedeki biyolojik zenginlikleriyle Dersim, korunması gereken bir kültür havzasıdır. Bu sebeplerle Biz Dersim’in tamamen avcılığa kapalı bir alan haline getirilmesini talep ediyoruz.

-METNİ GAZETECİLER DERNEĞİ BAŞKANI ERCAN TOPAÇ OKUDU

avlanma_ic.jpgBaşlatılan kampanyayla ilgili basın metnini Gazeteciler Derneği Başkanı ve Gazetemizin Sorumlu Yazıişleri Müdürü Ercan Topaç okudu.

Topaç’ın okuduğu metin şöyle:

MA MEKİSE!  WAYİRÊ MA ANA FATMAWA, DUZGINO, XIZIRO

1 Kasım’da Pülümür’de kaçak dağ keçisi avcılığı yapan dört kişi yöre halkının çabasıyla suçüstü yakalandı. Yanlarında avda kullanılması kesinlikle yasak olan yivli otomatik silahlar bulunan bu kişilerin avladıkları hayvanın Türkiye’de nesli tükenme tehlikesi altında olan Çengel Boynuzlu Dağ Keçisi olduğu TÜBİTAK’ta yapılan analizler sonucunda tespit edildi. Yapılan idari işlemlerle avcılara büyük kısmı “keçi vurma tazminatı” olmak üzere Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü tarafından para cezası kesildi. Oysa sorgusuzca zevk için katledilen bir keçinin yaşamımızda yarattığı tahribatı karşılayacak bir bedel olmadığını biliyoruz.

Bu avcıların, genel seçimler dolayısıyla her türlü silah kulanımının yasak olduğu 1 Kasım’ı fırsat bilmiş olmaları, avlanmak için dağ keçilerinin üreme mevsimini seçmiş olmaları, kullandıkları silahların niteliği, av malzemeleri satan dükkanlar işletmeleri ve avcılık dernekleriyle olan yakın ilişkileri, yakalanmalarını sağlayan halkı tehdit etmeye devam etmeleri yaşanan olayın ciddiyetini ortaya koymaktadır.

Dersim Alevi inancında tüm canlılar kutsaldır ve bu inanç Dersim’de insanların yüzyıllardır doğayla uyumlu bir biçimde yaşamalarını sağlamıştır. Dersim halkı kendi yaşam alanında yaban hayatı, bitki örtüsü, coğrafyasıyla bir bütün oluşturmuştur. Bu bütünlük sayesinde bölgenin biyo-kültürel çeşitliliği korunmuş ve bugüne kadar gelebilmiştir. Dağ Keçileri de bu kültürün bir parçasıdır ve inanç sistemi içinde bir kutsiyete sahiptir: onlara zarar verilmez, onlara zarar verenin başına belalar gelir, onlar kutsal kişilerle ilişkilendirilir.

Dersim’de bu kültürün genç nesillere aktarımının zayıflamasıyla avcılık artmış, avcılığa tepki ise azalmıştır. Bu kültürün kaybedilmesi uzun vadede bölgedeki biyolojik çeşitliliğin de kaybı; Dersim’in hayvanlarının av turizmine, bitkilerinin ilaç şirketlerine, sularının HES şirketlerine, topraklarının maden şirketlerine pazarlanması demek olacaktır. Bu tehdide karşı Dersim halkının doğayla ilişkisinin, geçmişten gelen birikimin ışığında yeniden tesis edilmesi ve yaban hayatıyla, bitki örtüsüyle, coğrafyasıyla doğasına sahip çıkması sağlanmalıdır.

Bu doğrultuda bugüne kadar yasal olarak ihaleye açılan dağ keçilerine yönelik av turizmi uygulamalarının yetkililerce tamamen sonlandırılmasını bekliyoruz. Dersim’in biyo-kültürel çeşitliliğinin korunması için halkımızı kültürel mirasımıza ve doğamıza sahip çıkmaya, Dersim’de avcılığa karşı durmaya; tüm demokratik kitle örgütlerini de bu konudaki taleplerimizi içeren ortak bir metin oluşturarak bir imza kampanyası başlatmaya çağırıyoruz.

Dağ keçileri sahipsiz değildir. Onların sahipleri Ana Fatma’dır, Düzgün’dür, Hızır’dır.

AVCILARI YAKALATAN MUHTAR DA KONUŞTU

Dersim’in Pülümür İlçesi Kırkmeşe Köyü Muhtarı Hıdır Eren de etkinlikte bir konuşma yaptı.

Kırkmeşe Köyü Muhtarı Hıdır Eren, kentte yaban hayatının korunması konusunda çaba yürüttüklerini belirterek, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bu mücadelelerinin devam edeceğini söyledi.

Konuşmaların Alevi Dedesi Ali Ekber Frik, yörede dağ keçileri hakkında anlatılan efsanelere değinirken, Zeynel Batar isimli Alevi Dedesi de dağ keçileri üzerine yazılan deyişler okudu.

Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Biyoloji Mezunu Soner Oruç isimli araştırmacı etkinlikte katılımcılara dağ keçilerinin Türkiye ve dünya üzerindeki yayılışları hakkında bilgi verirken üç yıldan bu yana dağ keçilerinin kutsiyetine ilişkin araştırma yapan ODTÜ Felsefe Bölümü Doktora Öğrencisi Ilgın Aksoy ve ODTÜ İktisat Master Öğrencisi Pelin Türkalp konuyla ilgili bilgilendirme yaptı.

Düzenlenen etkinlik kapsamında ODTÜ Kimya Bölümü’nde “Tıbbi ve Aromatik Bitkiler” konusunda eğitim alan Ceren Kazancı da katılımcılara bilgi verdi.

Etkinliğe katılan CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, kaçak avlanmaya hapis cezası getirilmesi gerektiğini ifade ederek, “Bir canlıyı yok etmenin bedeli hapis cezasıyla cezalandırılmalı. Para cezası yerine hapis cezası daha caydırıcı olabilir. Bu bölgede avcılığı sadece keçiler için tüm canlılar için yasaklamak gerekiyor” dedi.

Düzenlenen etkinlik Alevi Dedesi’nin dua okumasının ardından katılımcılara niyaz dağıtılmasıyla sona erdi.

Kampanyaya destek veren kurum ve kişiler şöyle:

KIRKMEŞE KÖYÜ MUHTARLIĞI VE KIRKMEŞE YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ

YARBAŞI KÖYÜ MUHTARLIĞI

DAĞYOLU KÖYÜ SOSYAL YARDIMLAŞMA DAYANIŞMA DERNEĞİ

DERSİM KÜLTÜREL VE DOĞAL MİRASI KORUMA GİRİŞİMİ

MUNZUR DOĞAL YAŞAMI KORUMA DERNEĞİ

DERSİM GAZETECİLER DERNEĞİ

GELENGİ KEŞİF DERNEĞİ

SANATÇILAR; AHMET ASLAN, ADİLE YADIRGI, ALİŞAN ÖNLÜ, AYNUR DOĞAN, BELGİN CENGİZ, BÜLENT ÇETİNDAĞ, CANAN ÇAL, CEMAL TAŞ, CEMİL QOÇGİRİ, DİREN İNAÇ, DOĞAN ÇELİK, DOĞAN MUNZUROĞLU, DOST BERBATİ, ERDAL CEVİZ, ERDAL ERZİNCAN, ERDOĞAN EMİR, GULE MAYARE, GÜLTEN KAYA, KADİR DOĞAN, KEMAL KAHRAMAN, LEVENT GÜNEŞ, MAVİŞ GÜNEŞER, MEHMET ATLI, MEMET ÇAPAN, METİN KAHRAMAN, MİKAİL ASLAN, MUSA BAKİ, NADİA WEİSSER, OZAN SERDAR, SERDAR KESKİN, SILO QIZ, TAYLAN YILDIZ, VELİ KAHRAMAN.