KESK Dersim Şubeler Platformu’nun çağrısı üzerine Sanat Sokağı’nda bir araya gelen kalabalık bir grup Cumhuriyet Caddesi üzerinde insan zinciri oluşturdu. Kimi katılımcıların ağızlarına siyah bantlar taktığı grup, insan zinciriyle önce Seyit Rıza Parkı’na daha sonra da ara sokaklardan Belediye Yeraltı Çarşısı üzerine kadar yürüdü.

Burada açıklama yapan Eğitim Sen Şube Başkanı Süleyman Güler, Ankara katliamı ile bölgede yaşanan çatışma ve sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek amacıyla insan zinciri oluşturduklarını söyledi.

Güvenlikçi yaklaşımla geliştirilen ve derinleştirilen savaş ve çatışmanın en vahşi uygulamaları son bulsun demek için alandayız diyen Güler, “Bir kez daha vurgulamak istiyoruz, savaş ve çatışma çözüm değildir. Demokrasinin, barışın ve sosyal adaletin inşa edilmesi, herkese insanca bir yaşamın koşullarının sağlanması demektir.  Gün be gün ülkeyi iç savaşa sürükleyen, Ortadoğu’da halkların boğazlaşmasından beslenen, tüm komşularıyla, uluslararası güçlerle çatışan bu politikalardan derhal vazgeçilmelidir” dedi.

Çatışmaların Türkiye ve Ortadoğu Halklarının çıkarına olmadığını savaş rantçılarının çıkarına olduğunu dile getiren Güler, “Savaş ölüm, kan ve gözyaşı demektir. Bu ülke topraklarına ve halkına reva görülen zulüm ve ölüm müdür? Biat etmek ve boyun eğmek tek yol olarak dayatılmaktadır. Oysa bu ülkede yaşayan herkesin ülkenin geleceğine dair söz söyleme hakkı vardır. Yaşam Hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme hakkı, sağlık ve eğitim hakkı temel insan haklarıdır ve hiç kimse makamı ve mevkii ne olursa olsun bu hakları yok sayamaz. Aksinde ısrar açıkça insanlığa karşı suç niteliğindedir” diye konuştu.

UYGULAMALAR, TOPLUMSAL ÖFKEYİ BÜYÜTÜYOR

kesk_ic-008.jpgYaşananların toplumsal öfkeyi büyütüp, toplumsal kopuşu ve ayrılığı körüklediğini ifade eden Eğitim Sen Şube Başkanı Süleyman Güler, “Sokağa çıkma yasakları, operasyonlar, sivillerin bulunduğu sokakların tanklarla, toplarla bombalanması, ölümler, il il gezdirilen cenazeler, kurşunlanan analar, sağlıkçılar, linç edilmek istenen akademisyenler, tutuklanan seçilmişler, cezalandırılan futbolcular, futbol takımları, vurulan, tutuklanan gazeteciler ve benzeri anti demokratik uygulamalar ancak ve ancak toplumsal öfkeyi büyütür, toplumsal kopuşu ve ayrılığı körükler, ülkeyi kaosa götürmekten başka neye yarar?

Otuz yılı aşkın bir süredir uygulanan bu imha ve inkar politikasının yanlışlığını hep beraber tespit etmedik mi? Binlerce acı deneyim yaşamadık mı? Bu yanlış politikalardan ve tek adam zihniyetinden şikayet eden sizler değil miydiniz? Peki, bu gün ne oldu da aynı noktaya geldiniz?

Güney Afrika’da Mandela, Kolombiya’da FARC, İrlanda’da İRA, İSPANYA BASK’ta ETA süreçleri sorunun diyalog ve müzakere ile çözümü noktasında önemli bir deneyim ve yol göstermektedir.2013 Newrozu ile başlayan çözüm süreci boyunca can kayıplarının yaşanmamış olması da Türkiye açısından önemli bir deneyim ve sorunun çözümü için ön açıcı olmuştur. Yani kaos ve çatışmadan başka bir yol mümkündür.

Evet, çatışma ortamı sözün bittiği yerdir. Yaşananlar karşısında kelimeler anlamını yitirmektedir. Ancak bu sonucu doğuran nedenler doğru kavranırsa, diyalog ve müzakere sürecinin önemi daha net görülecektir.

Sizler kan revan içerisinde bir ülke, birbirine düşman halklar, kaos ve belirsizlik istiyor olabilirsiniz. Bizler bu ülkenin böyle bir geleceği hak etmediğine inanıyoruz. Artık Yeter diyoruz, akla, mantığa ve diyaloga davet ediyoruz. Diyoruz ki, bu topraklar kana gözyaşına doydu. Akan her damla kan, her damla gözyaşı 30 yıldır daha fazla kan daha fazla gözyaşı getiriyor. Görmeyen gözler görsün artık! Ancak barışçıl ve demokratik yollarla kalıcı barışı sağlayabiliriz. Biz biliyoruz ki göz renklerimiz farklı da olsa, gözyaşlarımızın rengi aynıdır. Ağıtlar hangi dilde yakılırsa yakılsın bizim ağıtlarımızdır.

Bizler eşit, özgür demokratik bir ülkede insanca bir arada barış içerisinde yaşamak istiyoruz.

Bir kez daha katliamları kınıyor ve belirtmek istiyoruz ki;

Barış mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz, biat etmeyeceğiz, baskılara boyun eğmeyeceğiz, karanlığınıza teslim olmayacağız” dedi.