Gezi direnişi sırasında polisin attığı gaz bombası kapsülü nedeniyle yaşamını yitiren Berkin Elvan anısına Erzincan’da yapılan eylemde şirketlerin ve devletin kâr hırsı uğruna doğayı talan etmesi protesto edildi.

 

Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Munzur Çevre Derneği, Dersim Merkez, Hozat, Mazgirt, Nazımiye, Ovacık ve Pülümür Belediyeleri, Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi, Bursa Dersimliler Derneği, Tunceli Sanayici ve Girişimciler Derneği (TUSGİD), Pülümür Dağyolu Köyü Sosyal Yardımlaşma Derneği, Pülümür Kırkmeşe Köyü Sosyal Yardımlaşma Derneği, Berlin FREE MUNZUR Çevre İnisiyatifi, Dersim Kulturverein MAİNZ, Gezici Müzisyenler Topluluğu ve Munzur Çevre Platformu tarafından düzenlenen etkinlikler dizisi Erzincan’ın Kemah ilçesinde başlatıldı. Kemah’ta Deliçay havzası köylerini etkileyen ve yapımına iki yıl önce AS Enerji firması tarafından başlanan, ancak başvuru üzerine Sivas İdare Mahkemesi tarafından bilirkişi incelemesi için yürütmeyi durdurma kararı verilen Deliçay Regülatörü ve HES protesto edildi.

 

ALEVİLERİN KUTSAL MEKANLARI TEHDİT ALTINDA

 

Kemah’a bağlı Aksakal, İnce Dere köyleri başta olmak üzere Deliçay havzasında bulunan köyler ile Munzur’u da etkileyecek olan Regülatör ve HES projesi, yörede bulunan ve Aleviler tarafından kutsal kabul edilen birçok ziyaret ve türbeyi de tehdit ediyor. Kampanya kapsamında Kemah’ta düzenlenen etkinlik Aleviler tarafından kutsal kabul edilen Seyit İbrahim Türbesi önünde gerçekleştirildi. ‘Alevi ulularından’ kabul edilen Seyit İbrahim’in Aksakal köyünde bulunan türbesi önünde yapılan eylemde konuşan Pir Ali Dede, “Burası Aleviler açısından çok önemli bir yer. Değerlerimizin bizden sonraki kuşaklara kalmasını ve inançlarımızın sürdürülmesini istiyoruz. Buranın yok edilmesine müsaade etmeyeceğiz” dedi.

 

‘MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ’

Aksakal Köyü Muhtarı Eren Duman ise “Santral şu alanların hepsini tahrip etti. Burada Munzur Gözelerinin arkasındaki suyu alıp santral kurmaya çalışıyorlar. Biz buradayız, buranın sahibiyiz yapmamız gereken neyse yapacak, mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

hes_ic-003.jpg 

DİNAMİTLERİ GÖMDÜLER!

İki yıldan bu yana çalışma yürüten şirketin on dört ton civarında dinamiti, mahkemenin durdurma kararının ardından araziye gömdüğünü belirterek, “Dinamitler şirketten ayrılan bir işçinin ihbarı üzerine bulundu. Gömülü halde bulunan dinamitler jandarma tarafından çıkarıldı” dedi. Deliçay Regülatörü ve HES’in Alevilerce kutsal sayılan türbe ve ziyaretgahları tehdit ettiğini dile getiren Duman, “Hasan Dede Türbesi bu alanın içinde. HES türbenin hemen yanında yapılıyor. Yapılırsa türbe yıkılacak. İnanç merkezlerimizi yok edecekler. Zaten tahrip etmeye de başladılar” şeklinde konuştu.

 

REGÜLATÖR VE HES PROTESTOSU

Eyleme katılan köylüler, hukukçular ve sanatçılar daha sonra ‘Munzur onurdur, onuruna sahip çık’, ‘HES’lere karşı omuz omuza’ sloganlarıyla Deliçay Regülatörü ve HES şantiyesinde bir eylem gerçekleştirdi. Burada yapılan açıklamada konuşan Avukat Sezai Demirbilek, “Yapılan bu çalışma çevrede büyük bir hasara yol açtı. Tescilli köy merası, tarlalar, bahçeler, evler büyük zarar gördü. Hafriyatların hepsi Deliçay’a döküldü. Çayın yapısı bozuldu. Bu duruma karşı hukuk mücadelesi başlattık. Sivas İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu gördüğünüz tahribat beş aylık bir zaman diliminde oluştu. Bu tahribattan kutsal mekanlar da nasibini alıyor. İki ziyaret çalışmadan ötürü yok olma durumuna geldi. Ender balık türlerinin üreme alanları hafriyat nedeniyle yok edildi” şeklinde konuştu.

 

SESLERİNE SES İSTİYORLAR!

Daha sonra söz alan Avukat Ümit Altaş ise, “HES projesiyle dağlarımız darmadağın edildi. Bu talana dur dediğimizde köylerde kimse yok, kimse itiraz edemez dediler. İki üç yaşlı kalmıştı. Çatışmalardan, savaştan, ekonomik sıkıntılardan dolayı göç etmek zorunda kaldık. Göç etmemiz ata baba topraklarımızı sahipsiz bıraktığımız anlamına gelmesin. İki üç yaşlı elli, yüz oldu. Yürütmeyi durdurma kararının ardından şirket çalıştırılmadı. Köylüler, yol keserek ziyaretlerine, Hasan Dede’sine, Sinemilli Ocağı’na ve diğer ocaklarına sahip çıktı” dedi. Verdikleri mücadeleye destek isteyen Altaş, “Sesimizi çoğaltın. Sesimiz güçlensin. Bu mücadele tarihimizi, kültürümüzü, kimliğimizi sahiplenme mücadelesidir. Bu mücadele aynı zamanda balığı, ağacı, yaşamı kurtarma mücadelesidir” dedi.

 

Daha sonra söz alan köylüler de doğanın yok edilmesine karşı mücadelede kararlı olduklarını söylediler. Eyleme Sanatçılar Metin Kahraman ve Erdoğan Emir de destek verdi.

hes_ic1-003.jpg 

KAMU YARARI BUNUN NERESİNDE?

Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi Sözcüsü Barış Yıldırım da yaptığı açıklamada, Erzincan’da 31, Dersim’de 25 baraj ve HES projesi olduğunu söyledi. “Dersim’de yıllardır kararlılıkla sürdürülen bir mücadele var. Munzur Vadisi’nde Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi. Milli Park sınırları içinde kamu yararının ortaya konması gerektiği ifade edildi” diyen Yıldırım, “Bakanlık, Dersimlilere sormadan 10 üniversiteye 9 ayrı rapor hazırlatarak, raporları Orman Ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun geçmişte bölüm başkanlığı yaptığı İTÜ İnşaat Bölümü Çevre Mühendisliği tarafından bütünleşik sentez raporuna dönüştürerek ‘üstün kamu yararı’ kararı aldılar. Munzur’da aynı gerekçeyle 4 baraj, 6 HES’e izin veriliyor. İnsanların ibadet ve tapınma alanlarında adeta inançlar hiçe sayılarak, insan hakları hiçe sayılarak HES projelerine izin veriliyor. Kamu biziz. Bize soracaksınız; bizim inançsal yararımız nedir? Gelecek nesillere ekosistem için yararı nedir? Tarih ve insan yararı bizler dışında ekosistem içinde yaşayan sayısız canlı türü var. Bunların yararı ne olacak” şeklinde konuştu. Karar vericilerin bu projelerin iklimi değiştirdiğinin farkında olduğunu  ancak kâr hırsıyla bezenmiş bir avuç kapitalistin kasası daha fazla parayla dolsun diye ısrarla kamu yararını sermaye yararına eşitliyorlar” dedi. Dersim’deki bütün barajların kaçak olduğunu ortaya çıkardıklarını ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığının mühürleyin talimatına rağmen Tunceli İl Özel İdaresinin herhangi bir girişimde bulunmadığını da söyleyen Yıldırım, baraj ve HES projeleri dışında, madencilik projeleri olduğunu da dile getirerek, siyanürlü altın işleme nedeniyle birçok canlının hayatını kaybettiğini, tarım ve hayvancılığın bittiğini söyledi. Doğada yaşayan bütün canlılar adına bu yıkıma dur denmesi gerektiğini belirten Yıldırım, sonuna kadar direneceklerini söyledi.

 hes_ic2-001.jpg

DESTEK İÇİN KARADENİZ’DEN GELDİ

Köylülerin verdiği mücadeleye destek olmak için gelen Avukat Alptekin Ocak, Karadeniz’de de HES’lere karşı mücadele yürüttüklerini ifade ederek, “Karadeniz ile Dersim coğrafyasının kaderi ortak. Hepimiz hiçbir ayrım gözetmeksizin mücadele etmek zorundayız. Bunlar geleceğin davalarıdır. Mücadeleniz mücadelemizdir” diye konuştu.

Kemal ÖZER

Erzincan

(Evrensel Gazetesi)