Dersim Halk Meclisi’nin çağrısı üzerine Merkez Moğultay Mahallesi Sanat Sokak’ta bir araya gelen ve aralarında Belediye Eşbaşkanı Mehmet Ali Bul ile Sanatçı Ferhat Tunç’un da bulunduğu kalabalık bir grup, buradan “AKP’nin OHAL’ine İzin Vermeyeceğiz! İç Güvenlik Yasa Tasarısı Geri Çekilsin” pankartı eşliğinde Seyit Rıza Meydanı’na kadar yürüdü.

Meydanda sık sık tasarı karşıtı sloganlar atan kitle adına açıklamayı Barış Yıldırım okudu.

Paketin yasalaşması halinde olacaklara ilişkin bilgi veren Yıldırım, “Kişilerin üzerleri, eşyaları ve araçları hakim kararı olmaksızın aranabilecektir. Polise sınırları belirsiz, koruma altına alma, yakalama, uzaklaştırma yapma imkânı verilmektedir. Polise, Savcı ve Mahkeme yerine geçerek müşteki, mağdur, tanık ifadesi alma yetkisi tanınmaktadır. Polisin, zor ve silah kullanma yetkisi genişletilmektedir. Molotof, havai fişek, bilye, sapan ateşli silah kapsamına alınmıştır. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 23. ve 33. maddeleri yeniden düzenlenmiş ve anılan maddelerde belirtilen ceza miktarları 4 yıl gibi ağır miktarlara getirilmiştir. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2-a bendi yürürlükten kaldırılmış ve Örgüt Propagandası suçunun cezası arttırılmıştır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 91. maddesine 4. fıkra eklenerek savcılık talimatı aranmaksızın kolluk amirine gözaltı kararı vermesi yetkisi tanınmış; önleyici gözaltı müessesesi getirilmiş; gözaltı süresi uzatılmıştır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinde belirtilen tutuklamayı gerektirir katalog suçlara dersim_ic-021.jpgToplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 33. maddesinde düzenlenen suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesinde düzenlenen Örgüt Propagandası suçu eklenmiştir. 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nda yapılacak değişiklik ile kuvvetler ayrılığı prensibine aykırı olarak Valilere adeta OH AL Valisi yetkileri tanınmaktadır. Torba Kanun şeklinde hazırlanıp görüşülmeye başlanan Yasa Tasarısı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesinde güvence altına alınan Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkı; 6. maddesinde güvence altına alman Adil Yargılanma Hakkı; 10. maddesinde güvence altına alman İfade Özgürlüğü; 11. maddesinde güvence altına alman Toplanma Özgürlüğü hakları açısından büyük sakıncalar taşımakta olup genel olarak temel insan haklarını güvence altına alan uluslararası hukuk normlarına aykırı düzenlemeler içermektedir. Tasarı Anayasal hukuk devleti yerine adeta polis devletini ikame etmektedir” dedi.

Yıldırım, güvenlik paketinin temel insan hak ve özgürlüklerinin yoğun şekilde ihlaline sebebiyet verecek düzenlemeler içerdiğini belirterek, “ Anılan düzenlemeler bireylerin temel hak ve özgürlüklerini keyfi şekilde sınırlayan ve hukuk güvenliğini ortadan kaldıran düzenlemelerdir.

İç Güvenlik Paketi’nin asıl olarak başta Kürtler, Aleviler, işçi ve emekçiler olmak üzere demokratik hak arayışında olan kesimlerin toplumsal mücadelelerini anti-demokratik şekilde bastırma yaklaşımı ile oluşturulduğu açıktır.

Hiçbir toplumsal ve siyasal sorun güvenlikçi yaklaşımla çözülmedi, çözülemez. Gelinen noktada güvenlik paketlerine değil özgürlük paketlerine ihtiyaç vardır.

Hükümet temel insan hakları normları ile uyumlu hukuksal düzenlemeler yapmalı ve uygulamalıdır” dedi.

Açıklamanın ardından katılımcılar bir süre slogan attıktan sonra sessizce dağıldı.