Sanat Sokağı’nda düzenlenen açıklamada Güç Birliği adına konuşan Mustafa Naci Toper, “Rojava’da son gerçekleşen saldırıda çoğu çocuk ve kadın olmak üzere en az 15 sivil yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirenlerin ailelerine ve Rojava halkına Dersim’den başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

Geçtiğimiz günlerde de Rojava'dan Türkiye'ye geçmek isteyen kadın ve çocukların üzerine sınırda askerler tarafından ateş açılması sonucu 2 kadın öldürüldü, çocuklar yaralandı. Şimdi de Türkiye'den destek alan çetelerin Suriye'de ve Rojava'da Kürtlere, Hristiyanlara, Alevilere ve şeriat karşıtı Araplara yönelik katliam haberlerini alıyoruz.

Bu, El-Kaide türevi çetelerin halka yönelik insanlık dışı ilk saldırısı değil. Bu katliam sebebiyle üzgün ve öfkeliyiz. Üzgünüz, çünkü başta çocuklar olmak üzere siviller öldürülmeye devam ediyor. Öfkeliyiz, çünkü bu vahşette AKP iktidarı da siyasal sorumluluk sahibidir. Çünkü bu saldırı da, Türkiye tarafından daha önce dolaylı olarak desteklenen IŞİD tarafından gerçekleştirilmiştir” dedi.

gucbirligi_ic-001.jpg

İktidarın bu tür gruplara dolaylı ya da dolaysız destek vermekten vazgeçmesi gerektiğini dile getiren Toper, “AKP Hükümeti, bugüne kadar uyguladığı, insanların ölümüne yol açan ve Rojava'da yaşayan halkları düşman gibi gören politikasından vazgeçmeli, sınırları insani yardımlara ve sivil geçişlere açmalıdır” diye konuştu.

Lice’deki karakol, kalekol yapımları ile vatandaşların bunlara yönelik tepkisine de değinen Toper, “Son olarak Lice'de karakol-kalekol yapımlarını protesto etmek için haftalardır eylemde olan halka bu sabah Ankara’dan getirilen özel birliklerle vahşi bir saldırı düzenledi. Bu saldırıda birçok direnişçi yaralanmıştır. Kürdistan'da karakol, askeri amaçlı baraj ve yol yapımına karşı geliştirilen direnişlere daha önce de defalarca saldırılmış, bu saldırılar sonucu Medeni Yıldırım adlı gencimiz katledilmişti. Bu saldırılarla halkın demokratik direnişi engellenmek ve karakollar engelsiz yapılmak istenmektedir. Çoluk çocuk, kadın, yaşlı demeden Lice’deki karakol yapımına saldırılması, AKP hükümetinin Kürt politikasının ne olduğunu bir daha gözler önüne sermektedir. Karakol yapımı, kültürel soykırım ve askeri amaçlı yol ve baraj yapımı kirli savaşta ısrar anlamına gelmektedir. Bunlara karşı direnişi yaygınlaştırmak Türkiye'yi demokratikleştirme, Kürdistan'ı özgürleştirme mücadelesi olarak görülmelidir. Dersim’de gerçekleştirilmek istenen doğa ve kültürel yozlaşma politikaları da bu politikanın bir parçasıdır. Daha önce Dersim halkı tarafından istenmemesine rağmen doğayı tahrip ederek Kırmızıdağ’a yeni bir kalekol yapılmıştır. Bu tür kalekollara Dersim halkının izin vermeyeceğini bir kez daha ilan ediyoruz” şeklinde konuştu.

Açıklamanın ardından katılımcılar sessizce dağıldı.