Emek Partisi Dersim İl Örgütü Doğa Ve Çevre Komitesi Munzur ve Pülümür çaylarının birleştiği Gole Çetu’da nehirler günü için açıklama gerçekleştirdi.

‘Nehirler Özgür Aksın’ pankartının açıldığı açıklamayı parti ve komisyon üyesi Hıdır Demir okudu.

Demir konuşmasında şu ifadelere yer verdi;

Salgınla birlikte bir kez daha gün yüzüne çıkan ve tartışılır bir duruma gelen iklim değişikliklerinden kaynaklı, tüm insanlığın geleceği, dünya üzerindeki yaşamı tartışılır duruma getirdi.  Bu tespit; doğa ve çevre bilimi ile uğraşan bilim insanların tespiti olduğu gibi bizler de yaşadığımız coğrafyalarda açık ve net bir biçimde hissediyor ve yaşıyoruz.  Doğayı, rant dışında görmeyen sermayedarlar doğamızı yaşanamaz hale getirdiler!                                        

Sermaye; Baraj,  HES gibi yapıları inşa ederken yerelde yaşayan insan topluluklarını sürece ‘size iş vereceğiz’ söylemleriyle dâhil etmeye çalışırken, binlerce yıl sonucunda meydana gelmiş ekosistemi ortadan kaldırarak bütün canlı cansız habitatı, kârları uğruna yok etmektedirler.  Bu tahribat insanlığın daha temiz, yaşanılabilir bir coğrafyada yaşayabilmesinin en büyük tehditlerinden biri…

Sermayedarlar, elinde bulundurdukları sermaye gücünü daha da arttırmak için yeryüzünde ki her şeyi alınır satılır nesne olarak görüyor,  bütün propaganda araçlarıyla yarattıkları kirlilikten de halkı sorumlu tutarak işin içinde sıyrılmaya çalışıyorlar.

Dünyanın birçok yerinde toplantılar yaparak sera gazı salımı emisyonunu aza indirme gibi çalışmalar yapılsa da diğer taraftan nerdeyse üzerinde baraj, HES yapılmayan dere, nehir kalmadığı gibi kapitalistler suyun ticarileştirilmesi çabalarından da geri durmamaktalar. Elbette buna karşı mücadeleler de gelişiyor, bu mücadeleler kimi yerlerde sermayedarlara geri adım attırırken kimi yerlerde de olumsuz sonuçlanıyor! 

Ne doğa ne tarih tanıyan, sadece tekelleri ve siyasal komisyoncuları ihya eden Kanal İstanbul gibi projelerle yaşam alanlarını ve kentlerin içme suyu kaynaklarıyla orman varlıkları tahrip ediliyor. Bu projelerin tümü de kamunun sırtından, tekel kârı ve rant elde etme araçları için kullanılır durumda.

Sadece Türkiye’yi değil tüm yerküreyi ilgilendiren bu korkunç tabloyu değiştirebilmek için mücadeleden başka bir seçenek yok! 14 Mart tüm dünyada barajlar ve HES’lerden muzdarip halkların ortak sesi ve bu sese Türkiye’den de yeni sesler eklenmeli.

Dersim’den sesimizi yükseltiyor, Ovacık ve Pülümür Nehirlerinin buluştuğu bu yerde ‘Dünya Nehirler için Eylem Günü’nde bir kez daha haykırıyoruz!

•             Ovacık ilçemizde arıtma tesisi bulunmaması nedeniyle kanalizasyon atıkları Munzur Nehri’ne akmaya devam ediyor! Sucul yaşamı önemli ölçüde tahrip eden bu soruna acil önlem alınmalı ve Ovacık’a derhal arıtma tesisi yapılmalıdır! Bunun için başlatılan girişimler hızlandırılmalıdır!

•             Fırat Kalkınma Ajansı tarafından ihalesi yapılan Munzur Gözeleri peyzaj projesi tüm karşı çıkışımıza rağmen başladı. Gözelerin turistik ve ticari bir faaliyet alanı olarak yeniden düzenlenmesi anlamına gelen bu projeden, geri dönüşü mümkün olmayacak tahribatlar oluşmadan vazgeçilmelidir!

•             Dersim coğrafyasında planlanan bütün madencilik projeleri derhal iptal edilmelidir!

•             Ekolojik ve doğal tahribata neden olan taş ve kum ocakları, eleme tesisleri kapatılmalıdır!

•             Munzur Vadisi Milli Parkı sınırları dâhilinde kaçak şekilde inşa edilen Mercan Regülatörü ve Hidro Elektrik Santrali’nin faaliyetleri derhal durdurulmalıdır!

•             49 yıllığına Koç Mercan şirketine Ovacık’ta kiralanan araziler sonrasında da söylediğimizi tekrarlıyoruz: Köylüler tarafından kullanılan hazine arazilerinin özel şirketlere peşkeş çekilmesine izin verilmemeli, doğanın ticari faaliyetler için kullanılması engellenmelidir!

•             Yasaklı yaylalar kullanıma açılmalı, yaylalardaki baskı azaltılmalı ve kullanılan yaylalar mutlaka bir yıl dinlendirilmelidir! Sürü sahiplerine yaylaların kullanılması konusunda eğitimler verilmeli, endemik bitki türlerinin korunması için gerekli tespitler yapılmalı ve bu alanlar yaylacılığa kapatılmalıdır.

•             Yaz aylarında, insan baskısının arttığı kültürel ve tarihsel miraslarımız; Pülümür Vadisinin ve Munzur Vadisi Milli Parkı’nın korunması için mevzuatta ki hükümler uygulanmalı; sorumlular, sorumluluklarını yerlerine getirmelidir!