Eğitim Sen Dersim Şubesi tarafından yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi;

19. Milli Eğitim Şurası 2-6 Aralık tarihleri arasında Antalya`da yapılmıştır. Dört yılda bir yapılan ve eğitim politikalarının içeriği ve ana hatlarının belirlendiği şurada; "Öğretim Programları ve Haftalık Ders Çizelgeleri", "Öğretmen Niteliğinin Arttırılması", "Eğitim Yöneticilerinin Niteliğinin Arttırılması" ve "Okul Güvenliği" başlıklarında oluşturulan ihtisas komisyonlarında şura boyunca tartışmalar yapılmıştır.

Eğitim politikalarının belirlenmesi ve uygulanması sürecinde Milli Eğitim Bakanlığı`nın da üzerinde bir oluşum olan Milli Eğitim Şurası`nda alınan kararlar, her ne kadar Milli Eğitim Bakanı tarafından sürekli "tavsiye niteliğinde" olduğu şeklinde ifade edilse de eğitim politikalarının oluşmasında belirleyici olmaktadır. Bir önceki 18. Milli Eğitim Şurası kararlarına dayanılarak eğitimde 4+4+4 dayatmasının yasalaşması bunun en belirgin örneğidir.

Şura`nın açılışında Milli Eğitim Bakanı`nın ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın Şura üyelerine doğrudan "ev ödevi" veren konuşması, "dini eğitim" ve "değerler eğitiminin", özellikle "milli" ve "manevi" değerlerin öğretilmesine yönelik politik mesajlar ve kullanılan dil, Şura çalışmalarının siyasi iktidarın eğitime yönelik politika ve uygulamalarına paralel bir içerikte süreceğini daha ilk günden itibaren göstermiştir.

Eğitim Sen, Şura çalışmalarında etkin olarak yer almıştır

Eğitim Sen, 19. Milli Eğitim Şurası hazırlık sürecinden dışlanmış, illerde önce çalışmalara davet edilmiş, daha sonra anlaşılmaz bir şekilde sendikamızın hazırlık çalışmalarına katılımı engellenmiştir. Sendikamızın Genel Merkez düzeyinde yaptığı girişimler sonucunda MEB, Eğitim Sen`in 4 temsilci ile Şurada temsil edilmesi yönünde karar almak zorunda kalmıştır. Eğitim Sen temsilcileri, Şura`nın ilk gününden son gününe kadar oluşturulan komisyonların tamamında,  laik, bilimsel eğitimin savunucuları ve temsilcileri olarak yer almıştır

Şurada şu kararlar alınmıştır:

 - Zorunlu din dersinin ilk okul 1.,2.,ve 3. Sınıflarda da verilmesi. Liselerde din dersinin 2 saatte çıkarılması.

- Anaokulu öğrencilerine değerler eğitimi adı altında dini bilgilerin verilmesi.

- Osmanlıcanın liseler de zorunlu ders olarak okutulması.

- "Karma eğitim" ve "dini değerler" eğitimi tartışmaları özellikle gündeme getirilmiştir

 - Okulları kışlaya çevirecek kararlar alınmıştır

 - Şura, piyasa ve din merkezli eğitim anlayışı gündemleşmiştir.

 

19. Milli Eğitim Şurası`nda laik, bilimsel eğitim anlayışına ve pedagojiye meydan okunmuştur!

  Şurada tavsiye niteliğinde de olsa en önemli ve çocuklarımızın geleceğini de derinden olumsuz etkileyecek kararlar; zorunlu din dersinin ilkokul birinci, ikinci ve üçüncü sınıflarda da zorunlu olması, anaokullarında değerler eğitim adı altında konuların işlenmesi ve Osmanlıca dersinin liselerde zorunlu olarak okutulması. Zorunlu din dersinin kaldırılması yönünde taleplerin gündemleştiği bir dönemde ve Alevi açılımı adı altında Alevi temsilcileriyle yapılan görüşmeler sürecinde sonra gündemleştirilmesi hükümetin Alevilere ve diğer farklı inanç grubu ailelerin çocuklarına zorunlu din dersinin dayatmasının devam edeceğini göstermektedir.

Hükümetin eğitimi gericileştirme ve ırkçılaştırma sürecine karşı Eğitim Sen olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizler Dersim’de çocuklarımıza zorla din dersi verilmesine karşı okullara dilekçeler vererek zorunlu din dersi istemediğimizin sürecini başlatmış durumdayız. Millî Eğitim Müdürlüğünün anayasa ve yasaları gerekçe göstererek verdiği red cevabına karşı da hukuki mücadelemizi başlattık. Tüm velilerimizi de bu eylemselliğimize davet ediyoruz. Velilerimize gerekli olan konularda yardımcı olacağız.

19. Milli Eğitim Şurası, Türkiye`de yıllardır eğitim politikalarını belirleyen zihniyetin ve onun siyasal-ideolojik hedeflerinin, eğitim sistemini bir bütün olarak ileriye doğru değil, geriye doğru işletmekte ısrar edeceğinin bir kez daha görülmesini sağlamıştır.

Eğitim sistemindeki mevcut merkezi, otoriter ve statükocu yapıyı daha da güçlendiren, eğitimin temel sorunlarına çözüm üretmek yerine yeni sorun alanları yaratacak olan Şura kararlarının onaylamak ve kabul etmek mümkün değildir.

Eğitim Sen`in 19. Milli Eğitim Şurası`nda laik, bilimsel eğitim anlayışı ile çelişen kararların uygulanmaması için bütün gücüyle mücadele edeceğinden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Eğitim sistemini ve toplumu kendi dünya görüşleri ve ihtiyaçları doğrultusunda dönüştürmek isteyenlere karşı bütün eğitim ve bilim emekçilerini, öğrencilerimizi ve velilerimiz, Eğitim Sen ile birlikte, omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz.