“Tunceli Üniversitesi Rektörü Kendine Verilen Misyonunu Yerine Getirmeye Devam Ediyor” başlığıyla yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi:

“AKP Hükümetinin “her ile bir üniversite” adı altında yaygınlaştırdığı üniversitelerin bir çoğu bilimsel misyonundan uzak, tamamen kendilerine ideolojik alan açma, kadrolaşma ve rant alanı olarak kullanılması amacına uygun olarak misyonlarını son sürat yerine getirmeye devam etmektedirler. Bu politikaya uygun olarak Dersim’de de açılan Tunceli Üniversitesi belirttiğimiz hedeflere ek olarak Kürt, Kızılbaş Alevi kimliğinden dolayı da ayrıca asimilasyon politikasını daha da derinleştirme merkezi olarak faaliyetlerini gitgide artırmaktadır. Kurulduğu yıllarda gerçek misyonunu saklamak için akademik personelin birçoğunu Dersimlilerden oluşturan üniversite rektörü, üniversiteyi kurumsallaştırdıktan sonra da Kürt, Kızılbaş Alevi ve sol, sosyalist kimlikli akademisyenleri tek tek tasfiye ederek, bir dönemler paralel devletin kadrolarını, şimdi de Türk-İslam ve Türk ırkçılığını savunan akademisyenleri üniversiteye alarak gerçek misyonunu sergilemeye devam ediyor. İdari personel kadrosuna uzman çavuşları alarak bunların görevde yükselmelerini sağlayarak başka illere geçişlerini sağlamaktadır. Bir bilim yuvası olan üniversite tanımı ilimizde ne yazık ki bilimde uzak tamamen Türk –İslam anlayışının Dersim’deki temsiliyeti olmuştur. Öyle ki Sağlık Yüksekokulu Müdürlüğüne mesleği hemşirelik olan Doç. Dr. unvanına sahip akademisyen görevinden alınarak bir veteriner atanmıştır. Yine akademik personel alım ilanında Mimar kadrosuna eleman alınırken aranacak şartlardan biri de kanser alanında uzman olması gerektiği belirtilmiştir. Bu örneklerden bile rektörün amacının bilimsel eğitim değil tamamen bu kadroların Türk İslam anlayışını Dersim’de üniversite üzerinde yerleştirmek olduğu Dersim kamuoyu tarafından bilinmektedir. Bir dönem Cemevi üzerinde Kürt Kızılbaş Aleviliğini yozlaştırma siyasetinin merkezi olan Tunceli Üniversitesi bugünlerde yeni asimilasyon politikası ile yine gündemi meşgul etmeye başladı. Tunceli Üniversitesi Rektörü tarafından açıklanan ve kamuoyuna çok demokratik bir kararmış gibi duyurulan Cemevi-Caminin birlikte açılması tamamen Dersim’e üniversite üzerinde yapılan müdahalenin son adımıdır. Bir dönemler Fettullah GÜLEN tarafından ortaya atılan Cami ile Cemevi’nin birlikte açılması fikrinin Tunceli Üniversitesi’nde karşılığını bulduğu görülmektedir. Bilim yuvası olduğunu bildiğimiz ve Dünya’da da böyle bilinen üniversite tanımı Dersim’de resmi ideolojinin 90 yıldır yapamadığını yapmakla sorumlu bir kurum haline gelmiştir. Dini eğitim kurumu olmayan üniversiteler Türkiye’de ne yazık ki birçoğu İmam Hatip misyonunu oynamaktadırlar. Tunceli Üniversitesi de bunlardan biridir. İbadetlerini yerine getirmek isteyen herkesin kararına sonsuza dek saygılıyız. Zaten üniversite de mescitte mevcut iken öğrencilerin yoğun talebi var iddiası ile böyle bir projenin hayata geçirilmek istenmesi ve buna da Cemevi ile perde oluşturulmaya çalışılması tamamen 90 yıldır devam eden asimile politikasından başka bir şey değildir. Her yıl üniversitenin açılması ile yurt yetersizliği yüzünden mağdur olan, kayıt donduran ya da okula devam edemeyen öğrencilerin sorunlarına karşı duyarsız olan rektörlük, bu sorunları çözmek yerine ilimizin hiç de ihtiyacı olmayan Cemevi –Camii birlikte inşa ederek kendilerine verilen misyonu yerine getirmeye çalışmaktadır. Ayrıca camiinin giderlerinin diyanet tarafından karşılanıp, Cemevinin giderlerinin ise hayır sever vatandaşlardan karşılanmaya çalışılması da ayrıca resmi ideolojinin cemevine bakışının ve inkarının somut örneğidir. Çok demokratik bir projeymiş gibi rektörlük tarafından kamuoyuna paylaşılan Cemevi_Cami birlikteliği Dersim inancına bir müdahaledir. İlimizde kurulan üniversitenin kurumsallaştıkça gerçek zihniyetinin dışavurumudur. Dersimlilerin bu politikanın niyetinin ne olduğunu iyi bir şekilde bilindiğinin ilgili kurum tarafından net olarak bilinmesini istiyoruz. Asimilasyonun ince bir politikası olan bu uygulamaya karşı demokratik tepkimizi göstereceğimizin kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz. Tunceli Üniversitesi Rektörü bu politikaları hayata geçirmeye enerjisini harcayacağına öğrencilerin barınma sorunlarına, ilçelerde ki yüksekokulu öğrencilerinin barınma ve bina sorunlarına çözümüne harcamasını bekliyoruz.90 yıllık Devlet oyunlarının Dersim’de amacına ulaşamadığını bundan sonrada ulaşamayacağının bilinmesini istiyoruz. 21.y.y. da gelinen hoşgörü düzeyi olarak kamuoyuna sunmaya çalışanların hoşgörüsünü Dersim halkı; Kürt, Kızılbaş Alevi, sol, sosyalist akademisyenlerin üniversitede nasıl tasfiye edildiğini, edilmeye çalışıldığını çok iyi bilmekte ve halen unutmamıştır. Tunceli Üniversitesi Rektörlüğü toplumu gerecek Cami-Cemevi projesinden vazgeçmelidir. Üniversite bilim kurumudur İmam Hatip değildir.”