Eğitim Sen Dersim Şubesi Üniversite Temsilciliği tarafından konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi:

“Geçtiğimiz haftalarda Tunceli Üniversitesi’nin bazı araştırma görevlilerini “hizmetlerine duyulan ihtiyaç” nedeniyle geri çağırdığını öğrendik. Bu araştırma görevlileri eğitimlerini başarıyla tamamlamayı ve geri dönüşlerini taahhüt eden yüz binlerce liralık senetler imzalayarak İstanbul ve Ankara’daki üniversitelere yetiştirilmek üzere gönderilmiş, bağlı oldukları yönetmelikte eğitimlerinin sonuna dek bu üniversitelerde kalmaları öngörülmüştü. Bu araştırma görevlilerinin büyük kısmının bağlı olduğu Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) Usul ve Esaslarında 4 Şubat 2016 tarihinde yapılan değişiklikle geri çağırma prosedürü değiştirildi ve inisiyatif kişilerin kadrolu bulundukları üniversitelere bırakıldı. Ülke genelinde binlerce araştırma görevlisinin dâhil olduğu bu programda yapılan değişiklik, sendikamız Eğitim-Sen tarafından öngörülebilirlik ilkesine aykırı oluşu, eğitim hakkının engellenmesi, işten çıkarmaların önünü açması, kişileri ağır senet yükümlülüğü altında bırakması gibi haksız boyutları nedeniyle yargıya taşındı. http://egitimsen.org.tr/oyplilerin-geri-cagrilmasina-neden-olacak-duzenlemeye-dava-actik/

Üniversitemiz tarafından geri çağrılan, kimileri hâlen ders döneminde olan araştırma görevlilerinin durumunda da yukarıda tarif edilen mağduriyetler söz konusudur. Geri çağırma kararı bu genç akademisyenlerin derslerine devam etmeleri, tez çalışmaları ve akademik gelişimleri önünde engel oluşturarak eğitim haklarını sekteye uğratacaktır. Bir diğer açıdan “hizmetlerine duyulan ihtiyaç” gerekçesi hususunda Tunceli Üniversitesi Eğitim-Sen olarak çekincelerimiz mevcuttur. Çağrılan araştırma görevlilerinin bazılarının bölümleri fiilen kapalı durumda yani eğitim vermemektedir; eğitim vermeyen bölümlerde nasıl bir hizmet ihtiyacı oluştuğu kafa karıştırıcıdır. Üstelik Tunceli Üniversitesi tarafından alınan çağırma kararının yalnızca Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi tarafından hazırlanan Bu Suça Ortak Olmayacağız başlıklı bildirinin imzacısı olan araştırma görevlilerini kapsadığı anlaşılmıştır. Bu açıdan aynı bölümlerde kadrolu bulunan ve eğitim almak üzerine görevlendirilmiş diğer araştırma görevlilerinin çağrılmayışı eşitlik ilkesine ters düşen bir uygulama olarak görülmektedir. Dahası tam da bu çağrının ertesinde kadro iadesi talep eden kimi bölümlerden araştırma görevlilerinin 35. madde uyarınca eğitim almak üzere görevlendirilmesi bu bölümlerdeki “hizmet ihtiyacı” beyanını anlamamızı zorlaştırmaktadır. Bu bakımdan kamuoyunda söz konusu çağrının siyasi nedenlerle bir cezalandırma aracı olarak kullanıldığına dair şüpheler oluşmaktadır.

Bu nedenlerle Tunceli Üniversitesi Rektörlüğü’nün araştırma görevlilerini geri çağırma kararını yeniden değerlendirerek iptal etmesini ve bu kimselerin daha önce taahhüt edildiği üzere eğitimlerini tamamlayana dek görevlendirildikleri üniversitelerde kalmalarını talep ediyoruz. Üniversitemizdeki bütün araştırma görevlilerinin eğitim haklarının ve akademik özgürlüklerinin ayrım yapılmaksızın gözetilmesini istiyoruz.”