Evet, biz kadınlar her gün yeni bir vahşete uyanıyoruz. Yeni bir ölüme, yeni bir tacize- tecavüze… Her gün yeniden alıyorlar elimizden ortak düşlerimizi, ortak özlemlerimizi.

     Bir yıl önce de Meral TİMTİK’in düşlerini, özlemlerini aldılar. Eşi tarafından katledildi. Belki çoğumuz “yine mi bir kadın öldürüldü” deyip geçtik. Aslında en tehlikeli şeyi yaptık, bilerek ya da bilmeyerek. Sıradanlaştırdık kadın katliamlarını, sadece  “yine mi?” dedik. Bizi bu duruma alıştırmak için her türlü yolu deneyen sistem,  maalesef her geçen gün bu anlamda başarılı oluyor. Devlet hem söylemi hem de uygulamalarıyla kadına yönelik her türlü şiddeti meşrulaştırıyor, erkekleri cesaretlendiriyor. Böylece kadınlar her gün şiddeti çeşitli şekillerde, gündelik hayatlarının tüm anlarında en ağır biçimde yaşıyor. “Kadının fıtratı farklı”, “eşitliğe inanmıyorum” gibi söylemlerle şiddet kullanımı devamlı hale geliyor. Biz kadınlar, bu baskıları ve normalleştirme çabalarını boşa çıkarmak için var olan mücadelemizi yükseltmeliyiz. Erkek tarafından katledilen her kadının katilinin, kadına yönelik şiddette esas olarak kadın bedeninin, kadın yaşamlarının denetlenebileceğini, bu denetimin temelde erkeklere ait olması gerektiğini vurgulayan bir toplumsal yapının ve gerici, ırkçı, erkek egemen kapitalist sistem olduğunu unutmayarak Dersim’de eşi tarafından katledilen Meral TİMTİK şahsında, katledilen tüm kadınlara sahip çıkmalıyız. Bugün katledilen kişinin Meral olması bir tesadüf değil, yarın adı değişecek kadının ama vahşet devam edecek. Katiller cezasız kaldıkça cesaret bulacak yeniden deneyecek aralarına yenilerini ekleyecekler. Bizim cesaretimiz ise birliğimiz olacak! Birlik olduğumuz sahiplendiğimiz davalar ve sorunlar hep en doğru çözümü buldu. Özgecan’ın katillerinin müebbet alması bir tesadüf değil, kadınların sahiplenmesinin, toplumun sahiplenmesinin bir sonucudur. Sıra Meral’i sahiplenmekte! Sokakta, toplumda, hayatta sözleri dikkate alınmayan, ne yapacağı ve nerde olacağı önceden belirlenmiş, nasıl yaşayacağına başkaları tarafından karar verilen tüm kadınlar… Hiçbir şey böyle olmak zorunda değil, böyle devam etmek zorunda değil. Bunu birlikte öğreneceğiz, birlikte güçleneceğiz.   

     kadinlar_ic-011.jpgMeral TİMTİK’in 11 Aralık Cuma günü, saat 11.00’da duruşması var. Bu, dördüncü duruşması ve kararın çıkmasını bekliyoruz. Unutmayalım ki, kadınlar el ele verdiği zaman dünya yerinden oynar. Özgür ve yaşanacak bir gelecek inşa edilir. 11 Aralık Cuma günü, “ Yasta değil, isyandayız!”  şiarıyla, Meral’in katilinin en ağır cezayı almasını sağlamak için mahkeme salonunu doldurma zamanıdır. O gün, benim adım “ Meral” deme zamanıdır.

     Biz,” Dersim Yenigün Kadın Dayanışma Derneği “ olarak başından beri takip ettiğimiz bu davaya sahip çıkmaya devam edeceğiz. O gün; ölümü değil yaşamı, tacizi- tecavüzü değil aşkı, erki değil eşitliği var etmek için gökkuşağının bütün renklerini de alıp mahkemeye gideceğiz. O gün, ölümün dilini de rengini de yok edeceğiz. O gün, “ Yaşamak için ekmek, ruhumuz için gül istiyoruz!” diyeceğiz.

    Tüm kadınlar el ele verip, üstümüze doğrultulmuş baskı ve zulmün arasından çığlıklarla yürüyüp gidelim. O gün, Meral olalım… Tüm kadınları gücümüze güç katmak için “ 11 Aralık Cuma günü, saat 11.00’da” Meral TİMTİK’in duruşmasına katılmaya davet ediyoruz.

GERÇEK EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK İÇİN, MÜCADELEMİZİ BÜYÜTELİM!

Dersim Yeni Gün Kadın Dayanışma Derneği