Tertip Komitesinin Tunceli Valiliği ile yaptığı görüşmeler sonucu HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da katıldığı Nevruz kutlaması Seyit Rıza Meydanı’nda gerçekleştirildi.

Kutlamaya, HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yanı sıra EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, HDK Eşsözcüsü Gülistan Koçyiğit, HDP Milletvekili Alican Önlü, Belediye Eşbaşkanları Nurhayat Altun, Mehmet Ali Bul, siyasi parti temsilcileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.

Seyit Rıza Meydanı’nda sembolik Newruz ateşinin yakılmasıyla başlayan kutlamalar, katılımcıların konuşmalarıyla devam etti.

Kutlamada konuşan, HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş şunları kaydetti:  

“Türkiye’yi tek adamlığa götürenler vazgeçmelidir”

demirtas_ic-007.jpgHerhalde nasıl zorlu ve tarihi bir süreçten geçtiğimizi en fazla Dersimliler hissediyordur. Sıradan bir siyasi çalışma partiler arası bir gerilim yaşamıyor bölgemiz. Bu Newrozu tarihin yeniden yazıldığı ve yeniden yazılacağı bizlerin direnişiyle ezilenlerin kendi tarihini yazacağı bir direniş kimliğiyle karşılıyoruz. Biz de kendi vatanımızda öz be öz dilimizin, kültürümüzün, hatıralarımızın, anılarımızın var olduğu bu anavatanımızda insan onuruyla özgürce yaşamak istediğimiz için bu felaketi başımıza getiriyorlar. 2013-14-15 Newrozları Türkiye’de yeni bir yılın yeni bir başlangıcın kalıcı barış inşa edileceği umuduyla Newroz ateşlerinin yakıldığı yıllardı. Geçen sene Diyarbakır Newroz meydanında verilen mesajlara sadık kalınsaydı bugün yeni özgür bir sivil anayasanın yapımına geçirilirdi. Bugün kendi içinde barış inşa etmiş Ortadoğu’da ki halkalara da umut vaat etmiş bir Türkiye olacaktı. AKP artık bir karar vermek zorundaydı. İmralı’da yapılana görüşmelerde artık Zurnanın son deliğine gelmişti artık bir karar verilecekti. Türkiye ya demokrasi yolunda gidecekti. Ya da tek adamlık gelecekti. Mücadele yürütüp diyalog yürüten halklar, ezilenler feragat yapamazlar. Anadilimizden, inancımızdan yaşam tarzımızdan, ideolojimizden, yürüttüğümüz mücadeleden feragat edemeyiz. Biz bunlardan vazgeçmek için diyalog yürütmedik. Vazgeçmesi gerekenler onlardı. Onlar kim yasakçı olanlardır. Egemenlikçi anlayışla barışa karşı çıkanlar geri adım atmalıydı. Türkiye’yi tek adamlığa çevirmekten vazgeçmeleri gerekiyordu. Türkiye’ye mezhepçilik dayatmaktan vazgeçmeleri gerekiyordu.”

 “Halklar düşman ilan edilemez”

 “Dünya ikiye ayrılır” diyordu Bush, ya bizden yanasınız ya değil. Bir cumhurbaşkanı da ilk defa böyle bir şey yapıyor Türkiye’de. Düşman kavramını kendi yurttaşları için bir Cumhurbaşkanı ilk defa kullanıyor. Vatandaş düşman olamaz. Suçlu olabilir, kanunları ihlal etmiş olabilir ama düşman ilan edilemez. Hiçbir şekilde bu ülkenin yönetenleri kendi yurttaşlarını düşman ilan edemez. Ama o noktaya getirdiler. Şimdi bütün Türkiye’de halkların kararını vermesi lazım. Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı sıfatıyla düşman düşman ilan ettiği kimdir herkes kendine sorsun. DAİŞ gibi barbar tecavüz ordusundan yana değilseniz. Karaman’dan ve Türkiye’nin birçok yerinde tecavüzcülerden yana değilseniz. Vahabi selefi bir tekçi faşizan gelenekten yana değilseniz. Tek adamlık halifelik diktatörlük, Erdoğan’a karşısında biat etmek istemeyen değilseniz.  Onun kudretine biat etmiyorum diyenlerden değilseniz Düşmansınız. Bir grup HDP’li düşmandır ben değilim demeyin. Düşmana ne yapılır düşman hukuku uygulanır. Bir hukuk düzeni vardır ve bu hukuk düzeni içerisinde düşman dediğiniz kişi kurum ve halk mahkemeye sevk edilmez. Düşman ortadan kaldırılır. O nedenle kullandığı kavrama dikkat etmeniz lazım. Halkın bir kesimini düşman ederken kodlamış ve hepsini imha edeceğiz demiş. Muhalefet partiler ve kendini milliyetçi diyeni tarif etmiyorum. Geri kalan bütün muhalifler karar vermeli artık. Türkiye gerçekten bir rol ayrımında.

“Bütün devletler kirlidir”

Bütün devletler kirlidir. Bütün devletlerin kontra yapılar vardır. Hükümette olan bir siyasi partinin emrinde olan faşist bir grup var. Yeri geliyor Cizre’ye Sur’a gönderiyorlar. Neden çünkü karakolda ki bir polise o katliamı yaptıramazlar. Emniyete bağlı bir grubu gönderiyorlar. Bunlar onu yapmazlar. Ve yüzlerce insanı katletmek ve yok etmekle kalmıyorlar diri diri yakıyorlar. Böylesine amansız hukuksuz şeyler yapıyorlar ki istiyorlar ki yüz kişi bir yürüyüş yapmaya korksun. İstiyorlar ki evlerinde işlerinde halk korksun. Teşhis edilemeyen yüzlerce üniversite öğrencisinin bedeni teşhis edilemiyor. Anne baba bilmiyor evladı orada mı ki. Tutuklamalar had safhada. Herhangi bir siyasi faaliyetiniz olsun olmasın etkileyici biriyseniz tutukluyorlar. Asıl dışarıda kalanları cezaevinin dışında kalanları cezaevine çevirme çabalarıdır.

Bizi cezaeviyle tehdit etmeye; terbiye etmeye çalışıyorlar. Yaparlar mı yapmazlar mı bilemeyiz. Bu kadar vahşeti yapan bizi cezaevine atmış şaşmayız. Ama olur da bu çılgınlığı da yaparlarsa sizlere sadece bir vasiyetimiz olabilir. Siz nasıl korkmadan dimdik direndiniz ya biz de cezaevine öyle gireriz. Sizin temsilciniz çünkü. Başımız dimdik, onurla, gururla gireriz. Asla yüzümüzde korkuyu göremeyecekler. Tereddüdü göremeyecekler gözlerimizde. Sizlere vasiyetimiz biz içeride olursak dışarıyı cezaevi haline getirmelerine izin vermeyin. Direnişten, dik duruştan asla taviz vermeyin. Zindanla dışarısını özgürleştirene kadar nerede olursak olalım bu can bu tende olduğu müddetçe bütün yoldaş ve arkadaşlarımızla sonuna kadar direneceğiz. Faşizme teslim olmak boyun bükmek yok bunu böyle bilecekler.

“Yukarıdan Kürtlük ve Alevilik biçemezler”

demirtas_ic1-005.jpgAKP yukardan bize Kürtlük ve Alevilik biçemez buna tarihte ne Aleviler izin verdi ne Kürtler. Bu devletin asla yapabileceği bir şey değildir. Vahabi selefi geleneğiyle Alevilere İŞİDvari düşmanca davranarak kazanamazlar. Üniversite özerk bir üniversite olsa tabi ki enstitü olmasında fayda var. Eski ocak sistemini eski tarz yaşam şeklini nasıl şekillendirecek bunu tartışsınlar. Alevilere AKP Aleviliğini dayatmaya çalışıyorlar yaptıkları bu. Dersim’in Sivas’ın Çorum’un Alevilerini katlederek yola getireceğiz diyorlar. Enstitü ve diyanetin yaptıkları bunlardır bunlar utanç vericidir.

“Bugün el ele vermezsek yarın el ele verecek zamanımız kalmayabilir”

Ülke içinde ülke dışında her yerde el ele vermeyeceksek yarın el ele vermeyecek zamanımız da kalmayabilir. Direnmek için zamanımız, kararlılığımız gücümüz var. Kim için halklar için özgür yarınlarımız için. Bu yıl ki newroz işte bu ruhla bu heyecanla ülkemize baharı getirdi. İnşallah kardeşliği ve barışı da aynı ruhla ve heyecanla getirir.

Demirtaş, konuşmasının ardından karayolu ile Dersim’den ayrıldı.