İlimiz Pülümür çayı üzerinde hemen şehir mezarlığının önünde yapılması planlanan Pülümür Barajı ve HES projesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Tunceli Belediyesine gönderdiği bir sayfalık bir yazı ile ÇED süreci sonlandırıldı. Bu karar Pülümür vadisi üzerinde yapılması planlanan barajın iptal edilmesi anlamına geliyor. Bu kararın hepimiz tarafından olumlu ve sevinçle karşılandığını belirtelim.  Dersim için uygulanmak istenen bir baraj projesinin, ilgili bakanlık tarafından vadinin “ekolojik ve yaban hayatı”  açısından yaşamsal değerini göz ardı etmeyen ve ÇED sürecini sonlandıran Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, ÇED toplantısına sunduğu olumsuz görüşlerinden dolayı Tunceli Belediye Başkanlığına ve deprem gerçekliğini dile getirerek olumsuz görüş sunan Tunceli Valiliği İl Afet Müdürlüğü’ne teşekkür ediyoruz.

      Pülümür Barajı ve HES projesinin ÇED sürecinin sonlandırılması ne anlama geliyor. ÇED ne demektir biraz açmakta fayda görüyorum. Açılımı Çevresel Etki Değerlendirmesi olan ÇED süreci Enerji, madencilik, rafineriler, nükleer santraller, çeşitli sanayi tesisleri v.b projelerde projelerin işletim öncesi ve sonrasını izlenme ve denetlenmesini, idari ve teknik usul ve esasları gibi hususları kapsar. Her projenin yapılmasında ÇED aranmayabilir. Örneğin kurulu gücü 25 MW ın altında olan baraj ve HES (Hidroelektrik Santrali)  projelerinde ÇED aranmaz. Fakat Munzur ve Pülümür vadileri üzerinde yapılması planlanan tüm baraj projelerinin kurulu gücü 25 MW’ın üzerinde olduğu için bu projeler için ÇED zorunludur. Yapılmak istenen projelere ilişkin hazırlanan ÇED süreci bazen kısa sürede sonlandırılabileceği gibi bazen de uzun bir zamanı alabilir. Projeler için işlem başlangıcından sonuçlanıncaya kadar bir ÇED dosyası hazırlanır. ÇED dosyasında projeye ilişkin ayrıntılı bilgiler, projenin uygulanması durumunda çevreye vereceği olumlu ve olumsuz etkiler, halkın ve kurumların proje hakkındaki görüşleri, toplanan bilimsel raporlar ve çalışmalar ve bir sürü doküman yer alır. Tüm bu süreçler kurulan bir komisyon tarafından yürütülür. Tüm veriler dosyada toplanır ve bakanlığın belirleyeceği bir merkezde ÇED süreci İDK (İnceleme ve Değerlendirme) toplantısı yapılır. Bu toplantıda nihai karara varılır. İşte Pülümür baraj projenin ÇED süreci bu aşamalardan geçer. 16/10/2012 tarihinde Ankara’da yapılan Pülümür barajı ve HES projesi 2. İDK toplantısı sonucunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı elde ettiği verileri bir araya getirerek bu projenin çevresel, ekonomik, sosyal etkilerinin olumsuz sonuçlar doğuracağını gerekçe göstererek ÇED sürecini sonlandırma kararı almıştır. Bu güne değin baraj yapımlarına karşı en büyük büyük gerekçelerimizden biri olan depremsellik gerçeği ÇED sürecinin sonlandırılmasında önemli rol olmuştur. Yine Dersim coğrafyasının Türkiye’nin en önemli bitki ve yaban hayatı alanlarından biri olduğu gerçeği bu süreci sonlandırmıştır. Vadilerimizin doğal güzelliklerinin yanı sıra, turizm potansiyeli, kültürel değeri, sosyal ve ekonomik önemi önemli bulunmuştur. ÇED sürecinin sonlandırılmasında esas alınan Tunceli-Malatya-Bingöl ve Elazığ illerini kapsayan çevre düzeni planı bu açıdan iyi incelenmelidir. Barajlara karşı savunduğumuz tüm haklı gerekçelerimiz 2012 Aralık ayında onaylanarak yürürlüğe giren bu planda ayrıntılı olarak yer almaktadır. Bu plan esaslarının Munzur vadisi üzerinde yapılması planlanan ve mahkeme kararı ile iptal edilen baraj projelerini tümden ortadan kaldıracağına inanıyoruz. Dersim halkı on binler olarak nasıl ki baraj karşıtı yürüyüşlerde alanları doldurduysa bu kararda binler olarak sokaklara dökülecek ve kutlayacak kadar önemlidir. Çünkü bu kararlarla doğamız kurtulmuştur. Bu kararla vaşakların, su samurlarının, ur kekliğinin, ayıların, dağ keçilerinin, alabalığın yaşam alanları ve yaşamları kurtulmuştur. Biyolojik çeşitliliğin yok olmasının önüne geçilmiştir. Plajlarımız, piknik yerlerimiz, doğal güzelliklerimiz kurtulmuştur. Bu karar ile yaşam alanlarımız, ziyaretlerimiz, kültürümüz kurtulmuştur. Bu karar bir kez daha bir bütün olarak Dersim halkına, topraklarına, böceğinden-çiçeğine, Dersim sevdasını hiç ekşitmeyen yaşayan ve hasretini çeken yüzbinlere hayırlı olsun.

Defalarca ifade ettik. Bu planın (Çevre Düzeni Planı)  olması önemli olsa da coğrafyamızın sahip olduğu güzellikler, biyolojik çeşitlilik ve yaban hayatı çeşitliliği, kültürel ve inançsal önemi gerçekliği her zaman savunacağımız en önemli unsurlar olarak var olmaya devam edecektir. Tabi bizler kendi ellerimizle yok etmezsek.

   Bizlere düşen bundan sonra doğal ve kültürel varlıklarımıza daha fazla sahip çıkmak, korumak ve gelecek nesillere aktarmaktır. Bunun için herkesin bilinçli bir şekilde davranması, doğayı bir bütün olarak koruması gerekmektedir. Bu konuda olumlu kararlar çıksa da tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Doğru temelde çalışmaları devam ettirmek gerekiyor. Pülümür vadisinin Milli Park ilan edilmesi için kısa bir süre önce başlattığımız bir dizi çalışma devam ediyor. Pülümür vadisini kapsayan ve Tunceli üniversitesi öğretim üyeleri tarafından bunun yanında dışarıdan iki farklı üniversitenin öğretim elemanları tarafından hazırlanacak Pülümür Vadisinin tüm özelliklerini barındıracak olan raporlar bu başvurumuzu destekleyeceklerdir. Aynı şekilde Munzur Vadisi baraj projelerinin iptal kararı ardından Munzur Vadisi Milli Parkını 1. Derce doğal sit ilan edilmesi de kaçınılmaz görünüyor. Bu konuda çalışma yürütecek tüm arkadaşlarımızın çalışmalarını da destekliyor tüm Dersim halkının bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğine ve destekleyeceğine inanıyor ve saygılarımızı sunuyoruz.

 

                                                                                        Haydar ÇETİNKAYA     

                                                                                      Munzur Doğa Aktivistleri