Hapishaneler, doluluk, işkence, ölüm, tecrit ve hak ihlalleriyle sürekli gündeme gelmektedir. Hapishanelerde kapasitelerinin üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunurken, her geçen gün mahkûm sayısı artmaktadır. AKP iktidarı döneminde kapasitelerinin üzerindeki artışlar ve uygulamalar, mahkûmları ölüme terk etmektedir.

Kâğıt üzerinde, kanunlar, genelgeler ve maddelerle tutsaklara tanınan birçok hak uygulamada yerini bulmazken, tutsağın en ufak hak arayışı dahi disiplin kurulları tarafından keyfi yorumlanarak hücre cezaları veya değişik cezalar ile karşılığını bulmaktadır.

Uygulanan tecritlerle hapishaneler, yavaş yavaş yok etmenin birer mekânı haline getirilmiştir. Bu halleri ile mahkûmların kişiliğini yok etmeyi hedef almakla beraber fiziksel ve psikolojik her türlü işkence yöntemi uygulanmaktadır. Hapishanelerde tecridin sebep olduğu ve tutsaklar üzerinde yapılan incelemelerle somutlaşan hastalıklardan bazıları şunlar: İşitsel ve görsel halüsinasyonlar, enfeksiyon artışı, kulak çınlaması, sinirsel tipte ağırlık, görme ve işitme bozuklukları, tümör büyüme hızının artışı, adet görememe, uyku bozuklukları, konsantrasyon bozuklukları, ruhsal çöküntü ve ilişki kurma korkusu, depresyon, kilo kaybı, yönelim olanağının yitimi, düşünce yeteneğinin gerilemesi, erken menopoz, organ dengelerinin bozulması, agresif ve saldırgan davranış, kaygı, korku, duyarlılık ve uyarı açlığı.

Mahkûmların sağlık sorunları ve tedavi koşullarının olumsuzluğu önemli bir sorundur. Teşhis, düzenli ve yeterli tedavi, kontrol imkânlarına ulaşmanın güç olması bir yana doktora erişim imkânları dahi yoktur. Birçok hapishanede ne doktor ne de ambulans bulunmamaktadır. Türkiye’deki hapishanelerin hiçbirinde 24 saat doktor ve sağlıkçı bulunmadığı gibi hafta içi mesai saatlerinde bile her gün doktor bulunmamaktadır. Bu nedenle hapishanelerdeki ölümlere bakıldığında ihmal ve geç müdahale gerçeği ortaya çıkmaktadır. Kısacası Türkiye‘deki hapishane koşulları genel olarak insani koşullar barındırmamaktadır. Bu nedenle her yıl yüzlerce mahkûm hapishanelerde hayatını kaybetmektedir.

Hapishanelerde 38 Saatte Bir Mahkum Ölüyor..

Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı olduğu dönemde hapishaneler ile ilgili bir sorun olmadığını söyleyerek "Cezaevlerinde bulunanlar devletimize emanettir" demesine rağmen sadece Adalet Bakanlığı’nın verilerini dikkate alırsak bile AKP Hükümeti döneminde hapishanelerde yaşanan ölümlerin Türkiye tarihinin en yüksek ölüm oranları olduğu görülmektedir.

Türkiye’de hapishaneler insanları yavaş yavaş öldüren şartlarla donatılmış ve bu amaçla inşa edilmiştir. Hapishanelerdeki yıllık ölüm oranlarına bakıldığında ise AKP iktidarı döneminde önemli oranda artış yaşanmaktadır.

İktidara geldiği 2002 yılında 89 kişi, 2003 yılında 163 kişi, 2004 yılında 54 kişi, 2005 yılında 59 kişi, 2006 yılında 157 kişi, 2007 yılında 176 kişi, 2008 yılında 211 kişi, 2009 yılında 287 kişi, 2010 yılında 307 kişi, 2011 yılında 321 kişi, 2012 yılında 345, 2013 yılında 316, 2014 yılında 380 ve 1 Ocak- 29 Haziran 2015 tarihi itibariyle ise 212 kişi hayatını kaybetmiştir.

AKP iktidarında toplam 3077 tutuklu ve hükümlü hapishanelerde yaşamını yitirmiştir. Yani 4925 günde 3077 mahkum hayatını kaybettiğine göre her 38 saatte bir mahkum ölmüştür!! 1 Ocak 2009 ile 29 Haziran 2015 tarihleri arasında hayatını kaybedenlerden dokuzu ise (9) 18 yaşından küçük mahkûmlardır..

Adalet Bakanlığı’nın Bilgi Edinme Yasası Kapsamında tarafıma ilettiği bilgilere göre AKP iktidarının olduğu ilk 4 yıl (2002-2005 yılları) baz alındığında 1460 günde 365 mahkum yani 4 günde bir mahkum yaşamını yitirirken, son 3.5 yılında (2012- 29.06.2015 arası) 1275 günde 1253 kişi diğer deyimiyle günde bir mahkum hayatını kaybetmiştir.

AKP iktidarı döneminde 2501 hasta mahkûm hayatını kaybetmiş, 01.01.2006 - 29.06.2015 tarihleri arasında hayatını kaybedenlerden 462’si tutuklu yani hüküm giymemiş hasta mahkûmlardır. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında hayatını kaybeden hasta mahkûm sayısı 71 iken, 2014 yılında hayatını kaybeden hasta mahkûm sayısı 312 olmuştur. Yani geldiği yıl ile 2014 yılı karşılaştırıldığında ölüm oranında %439 artış olmuştur.

AKP iktidarının ilk 4 yılında 232 hasta mahkum hayatını kaybederken, son 3.5 yılında ise yaklaşık 5 katı artışla 1041 hasta mahkum hayatını kaybetmiştir. 2015 yılının ilk altı ayına bakıldığında ise 176 hasta mahkûm hayatını kaybetmiştir. İşin ilginç yanı ise Adalet Bakanlığı, bu ölümleri yani hastalık sonucu hayatını kaybedenleri “eceliyle ölenler” başlığı altında değerlendirerek üzerinden sorumluluğu atmaya çalışmaktadır. Hâlbuki bu ölümler, hasta mahkûmların pek çoğunun hastalığının tedavisi hapishane koşullarında mümkün olmadığı ve gereken tedavi yapılmadığı için olmaktadır. Bugün itibariyle hapishanelerde halen onlarca ölümcül hasta bulunmaktadır.

 

Eldeki veriler incelendiğinde AKP iktidarı döneminde hayatını kaybeden 3077 mahkûmun dağılımı aşağıdaki gibidir;

•             2501 hasta mahkûm hayatını kaybetmiş,

•             511 mahkûm intihar etmiş, (intiharların 383’ü, 2006 ile 29.06.2015 tarihleri arasında olmuştur. Yine aynı aralıkta intihar edenlerin 174’ü tutuklulardan)

•             Öldürülme başlığı altındaki verilere göre ise 37 mahkûm çeşitli nedenlerle öldürülmüştür.

•             Diğer ölümlere (trafik kazası, kurum dışında öldürülme vs.) bakıldığında 28 kişi hayatını kaybetmiştir. ( 15’i, 2012 yılında trafik kazası veya kurum dışında öldürülmüştür)

2015 yılının ilk 6 ayına bakıldığında hayatını kaybeden 212 mahkûmdan 176’sı hastalıktan, 29’u intihar, 4’ü öldürülme ve 3’ü diğer ölümlerden olarak sınıflandırılmıştır. İlk altı ayda 176 hasta mahkûm ve 29 mahkûmun intihar etmesi hapishanelerin 2015 yılında da hiç değişmeyeceği ve tabutların çıkmaya devam edeceğini göstermektedir. Hapishanelerin dört bir yanını kameralarla donatanlar intiharları görmediği gibi hasta tutsakların ölümüne de göz yummaktadırlar.

2015 yılının ilk altı (6) ayına hapishane bazlı bakıldığında ise ilk göze çarpan Ankara 2 No’lu L Tipi Kapalı Hapishanesi’nde 9 kişinin ‘eceliyle’ yani hastalık nedeniyle hayatını kaybetmesidir. Türkiye’nin başkenti olan ve TBMM’ye yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki Sincan Hapishanesi’nde 6 ayda 12 mahkûmun hastalık nedeniyle ölmesi iktidarın hapishanelere ve hasta mahkûmlara bakışını çok net şekilde yansıtmaktadır. Duyarsız ve umursamaz tavırlar nedeniyle insanlar ölmekte ve ölümü beklemektedir. Göze çarpan bir diğeriyse Samsun E Tipi Kapalı Hapishanesi’dir. Samsun’da ilk 6 ayda 6 mahkûm yine hastalık nedeniyle hayatını kaybederken; Afyonkarahisar, Çorum ve Manisa Hapishaneleri’nde ise 5’er mahkûm hayatını kaybetmiştir. Manisa’da hayatını kaybeden 5 mahkumdan 4’ünün intihar olması rastlantı olmasa gerek!!

Yıllar geçtikçe hapishanelerde ölümlerin azalması gerekirken artış göstermektedir. 2002 ile 2010 yılları arasında yani AKP’nin ilk 9 yılında diğer bir bakış açısıyla Erdoğan’ın Diyarbakırlılara yeni hapishane vaat etmesine kadar 1503 mahkum hayatını kaybetmişken, son 4.5 yılında yani yeni hapishane vaadi sonrası 1574 mahkum hayatını kaybetmiştir. 2015 yılının ilk 6 ayı dikkate alındığında ise 180 günde 212 mahkûmun hayatını kaybetmesi 20 saatte bir mahkûmun öldüğünü göstermektedir. Çözümün yeni hapishanelerde olmadığını bilmesi gerekenler, devletin özgürlüklerini ve tüm haklarını ellerine alarak hapsettiği mahkûmların yaşamından sorumlu olduğu gerçeğini hiçbir gerekçe ortadan kaldıramaz.

Ali Haydar HAKVERDİ

CHP Ankara Milletvekili