teknolojik gelişmeler karşısında bazı durumlarda kusur olmasa dahi meydana gelen zararın tazmini yoluna gidilmiştir. Bina Malikinin sorumluluğunu düzenleyen BK.69.maddesi kusursuz sorumluluğun tipik bir örneğidir.

          Borçlar Kanunumuzun 69. maddesi ve devamında bina ve yapı eseri malikleri, bunların yapım bozukluğu veya bakım eksikliği nedeniyle zarara uğrayanların zararlarının tazmini ve malikin kendisine karşı sorumlu olan üçüncü kişilere karşı rücu imkanı yer almaktadır. Bu hükmün hemen arkasında bina veya yapı eserinin doğurabileceği zararla karşı karşıya gelen kimselere, malikten tehlikenin giderilmesini istemelerine olanak tanıyan bir hüküm yer almaktadır. “MADDE 69- Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.” “MADDE 72- Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.”

            Bina malikinin sorumluluğu objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan, ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluk halidir. Zararın, hukuka aykırı bir davranıştan doğması yani objektif koşulun gerçekleşmesi yeterli olup, ayrıca sübjektif koşulun gerçekleşmesine yani kusura ihtiyaç yoktur. Bir arsaya (veya araziye) bağlı olarak insanlar tarafından vücuda getirilen veya hiç değilse insanlar tarafından değiştirilmiş ya da kendisine biçim verilmiş bulunan, bina kadar önemli varlıklara yapı eseri denir. Mesela: kanallar, tüneller, yollar, köprüler, maden veya su kuyuları... elektrik ve telefon direkleri, barakalar, binalara kurulan iskeleler... yapı eseri sayılır. (Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, Borçlar Hukuku Genel Hükümler)"   Bu nedenle bu tür yapı sahipleri de 69.madde kapsamında sorumlulukları bulunmaktadır. Bina malikinin sorumluluğu BK.69.maddesine, kat maliklerinin ortak tesislerden sorumluluğu ise bu genel hüküm ile birlikte Kat Mülkiyeti Kanunu 20.maddesine dayanmaktadır.

         ‘’Davalılara ait elektrik hattı bir tesistir. Bu nedenle bu tesislerden meydana gelmiş bir zararın bulunması, zararla tesisin faaliyeti arasında uygun illiyet bağı olması ve hukuka aykırılık unsurları gerçekleştiği takdirde, kusur aranmaksızın sorumluluk doğacaktır. Kaldı ki, bu tesisin yapımındaki bozukluk ve bakımındaki eksiklik de tesis sahibinin kusurunu gösterir. Somut olayda davalıların uygun olmayan malzeme ile hattın yapılmasında, kopan elektrik telinin onarılmamasında, eskiyen aksamın yenileri ile değiştirilmesinde özensiz davrandıkları açıktır. Bu nedenle zarardan sorumlu olduklarının kabulü gerekir. (Yargıtay 4.HD.2003/1798 E., 2003/6720 K. No’lu 22.05.2003 tarihli kararı) Uygulamada; hasarın nedeni ve sorumluları hakkında teknik ve hukuki tartışmalar ağırlıklı olarak dava konusu mahalde yapılan keşif ve bilirkişi incelemeleri ile çözüme kavuşmaktadır. Ancak hasarın genelde tamir görmesi ve aradan geçen süre içinde delillerin sağlıklı toplanamaması nedeniyle zaman ve emek kaybının önüne geçmek için uygulamada en sağlıklı yöntem, hasarın hemen akabinde Mahkeme kanalı ile yaptırılacak tespit ve sonrasında bina maliki için tapudan yapılan araştırma sonucu sorumlulara karşı hukuki takip başlatılmasıdır. İlimizde sıkça karşılaşılan çatıdan kar düşmesi olayları nedeniyle, insanların yaralanması, araçların hasar görmesi nedeniyle uğranılan tüm zararlar, bina sahibine karşı açılacak dava ile talep edilebilmektedir. Yine, binadan çatı,  tuğla, kiremit, saksı gibi şeylerin düşmesi nedeniyle uğranılacak zararlar da yine bu madde kapsamına girmektedir.

        Ovacık Belediye Başkanlığı Hizmet Binası çatısından aracın üzerine düşen kar nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle, bina sahibi Ovacık Belediyesine karşı 2004/1 sayılı dosyada açılan davada, Mahkemece tazmin kararı verilmiş ve bu karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2004/12725 E.2005/7915K. Sayılı kararı ile onaylanmıştır.

          Çatıdan düşen kar nedeniyle uğranılan zararların tahsil edilebileceği, vatandaşlarımız tarafından bilinmediğinden, bu tür olaylara, sıradan ve hayatın bir parçası gibi bakılmaktadır. Toplumumuzdaki genel algı, başına veya aracına kar düşen vatandaşa suçlu gözüyle bakılmakta ve zavallı muamelesi yapılmaktadır.   Hatta daha ileri gidilerek, sorumluluğu bulunan bina sahipleri, apartman sakinleri ile çevreden toplanan insanlarca film izler gibi sadece izlenmektedir. Oysa haklarımızı tam olarak bilinmemekten kaynaklı olarak, yıllarca çocuklarımızın nafakasından keserek biriktirdiğimiz paralarla aldığımız araçlar bir anda yok olmakta, en önemlisi  belki de sağlığımızdan olmaktayız. Bunun sorumlusu olan bina sahipleri ise halimize sadece film izler gibi bakmaktadırlar. 

         Bina sahiplerinin (kat mülkiyeti var ise kat maliklerinin ) , çatıdan düşen kar, çatı parçası, tuğla gibi şeylere karşı teknolojinin gerektirdiği her türlü önlemi almaları gerekmektedir.   Mağdur olan vatandaşların ise, en kısa sürede, meydana gelen zararlarını tespit ettirmeleri ve 2 yıllık süre içerisinde gerekli davayı açmaları gerekmektedir. Bina sahiplerinin tazminat sorumluluğu yanında ayrıca yaralanma durumlarında cezai sorumluluğu da gündeme gelebilecektir. 

                                                                                         Avukat ADNAN ÇETİN