TBMM insan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi olan Milletvekili Aygün, “Gizli Tanığın ‘Çocuk Kurbanı’: Gülsüm KOÇ” başlığıyla yazdığı raporda şu detaylara yer verdi:

 Basının yoğun haberleri, sosyal medya üzerinden açılan imza kampanyası ve dün Adalet Bakanı’nın dosyasını istemesiyle gündeme gelen 17 yaşındaki Lise öğrencisi Gülsüm Koç’un müebbet hapis ve 26 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılması nedeniyle ailesini, İHD ve BARO yöneticilerini ve Bingöl halkını 27 Şubat 2013 günü ziyaret ettim. ‘Gizli tanıklığın’ son kurbanı Gülsüm Koç’un hikâyesi aşağıdadır.

Olayın Özeti:

15 Mayıs 2011 günü Bingöl Trafik Müdürlüğüne bağlı bir araca uzun namlulu silahlarla saldırı düzenleyen PKK mensuplarından kimse yakalanamaz. Olayda bir polis memuru yaralanır.

Bir gün sonra 16 Mayıs günü Gülsüm evinde ders çalışmakta iken gözaltına alınır. Gözaltına alınma gerekçesi Avcı ve Kanarya kod adlı ‘gizli tanık’ ifadeleridir.

Daha sonra 2 yıla yaklaşan ve geçen hafta 19 Şubat 2013 günü sonuçlanan yargılama sonunda Diyarbakır Özel Yetkili 4. Ağır Ceza Mahkemesi Gülsüm’e ‘devletin birliğini bozmak’ suçundan müebbet hapis cezası; polis memurlarını öldürmeye teşebbüs suçundan 26 yıl 8 ay hapis cezası verir. 6136 sayılı ateşli silahlar yasasına muhalefetten beraat eder. Neticede Gülsüm Müebbet Hapis+26 yıl 8 ay hapis cezası almıştır.

Yargılama ve Deliller:  

Kanarya adlı gizli tanık ‘olay sırasında 73 plakalı bir araç gördüğünü, yanında sonradan Emniyet’te teşhis ettiği Gülsüm Koç’u gördüğünü; sonra eve geldiğini; polis otosunun tarandığı haberini aldığını; önce emniyette aracın yanında Gülsüm’ü gördüğünü söylemişse de o sırada aracın yanında Gülsüm’ü görmediğini; sonradan öğrendiğine göre olayın Kale Caddesi üzerinde olduğunu; 73 plakalı aracı gördüğü yerin ise buraya 300-400 metre mesafede olduğunu’ belirtmiştir. Kanarya’nın ifadesinde Gülsüm’e dair aleyhe hiçbir şey yoktur. Gülsüm’ü gördüğü yer başka bir bölgedir. Olay yerine uzaktır. Gülsüm’ü gördüğü zaman ise olaydan yarım saat öncedir. Saldırı esnasında Kanarya çoktan evindedir.

Avcı adlı gizli tanık ise şunları söylemiştir: ‘Ben olay yerinde dublo marka bir araç gördüm, yanında 2 erkek 1 kız vardı, aracın bulunduğu kaldırımdan yürüdüm, silah sesleri geldi, korktum, yere çöktüm, tekrar etrafıma baktığımda Dublo aracın ve kızın olmadığını gördüm; bu bayan 22 yaşlarında; 165 cm boyundaydı; görgüm olduğu için Emniyete gittim; bana fotoğraflar gösterildi, Gülsüm Koç’u tanıdım.” Bu beyana göre gizli tanık Avcı’nın saldırı eylemiyle ilgili Gülsüm’ü suçlamadığı; olayın gerçekleştiği sıralarda cadde üzerinde gördüğü anlaşılmaktadır.

Oysa dosyada ifade veren ‘gizli olmayan’ Ahmet Dağdelen, Dilek Korkankorkmaz, Osman Demirci adlı tanıklar ise Gülsüm’ün olayın gerçekleştiği gece yanlarında olduğunu; birlikte ders çalıştıklarını söylemiştir. Ama mahkeme bu beyanlara itibar etmemiştir.

Öte taraftan bu saldırıdan sonra mahkemece tutuklanan PKK mensubu olduğu iddia edilen S.T, Ş.A, Ç.B adlı tanıklar ise ’15.5.2011 tarihinde Bingöl’de polise saldıran PKK mensuplarının Çektar Kod (Ç.B) ve Tolhildan Kod (A.D) olduğunu belirtmişlerdir. Bu üç PKK örgüt sanığı Gülsüm KOÇ aleyhine herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Mahkeme PKK’dan yargılanan bu tanıkların beyanını da dikkate almamıştır.

Olaydan sonra Gülsüm’den alınan el svaplarında barut izine rastlanmamıştır.

Polise silahlı saldırı ile ilgili düzenlenen ‘Olay Yeri Tutanağı’, mağdur polisler H.H.K ve R.O’nun ifade ve şikâyetleri, Ekspertiz Raporu, Uzmanlık Raporu, İletişim Tespit Tutanakları, duruşma tutanaklarında da Gülsüm KOÇ aleyhine hiçbir delil elde edilememiştir.

Tespit ve Sonuçlar:

*17 yaşında bir kız çocuğu olan Gülsüm iki ‘gizli tanık’ ifadesiyle MÜEBBET HAPİS+26 YIL 8 AY HAPİS CEZASI ALMIŞTIR.

* Gülsüm KOÇ müebbet hapis cezası aldığı davada ‘Kanarya’ ve ‘Avcı’ kod adlı ‘gizli tanık’ beyanlarıyla mahkum edilmiştir. Başka bir delil yoktur.

* Gülsüm’e ‘polisi öldürmeye teşebbüs etmek’ suçundan 26 yıl 8 ay hapis cezası verilirken ‘6136 sayılı ateşli silahlar yasasına muhalefet etmek’ten beraat kararı verilmesi mahkeme kararının başka bir tutarsızlığı olmuştur. 

* Kanarya ve Avcı’nın Gülsüm KOÇ’un silahlı eyleme katıldığına dair bir görgüsü yoktur.

* Gizli tanıkların Bingöl Emniyetinde 15.5.2011 ve Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde 7.10.2011 tarihinde verdikleri ifadeleri arasında çelişkiler vardır.

* Gizli tanıkların Emniyet ifadelerine Gülsüm veya avukatı katılamamıştır.

* Gizli tanıkların teşhis işlemine avukatı katılamamıştır. 

* Gizli tanıkların ifadelerine katılamayan Gülsüm ve avukatı bu tanıklara soru soramamıştır.

* Bu nedenle gizli tanıkların denetlenmesi, beyanlarının gerçeğe aykırı olup olmadığının soru sorularak anlaşılması mümkün olmamıştır.

* Bu uygulama ‘silahların eşitliği’ ve ‘çelişmeli muhakeme’ prensiplerinin kaba bir şekilde çiğnenmesidir.  

* 17 yaşında bir ‘çocuk’; Liseye devam eden bir ‘öğrenci’ olan Gülsüm Koç’un kalaşnikof silah kullanması akıl dışıdır. O yaşta bir kız çocuğu bu silahı taşıyamaz.

* ‘Gizli tanık’ tek başına mahkumiyet kararı verilmesi için yeterli bir delil değildir. Başkaca delillerle desteklenmeyen ‘gizli tanık’ beyanı maddi gerçeği aydınlatmaya yetmez. AİHM içtihatları bu yöndedir.

* Gizli tanıklık müessesesinden beklenti yerine gelmemiştir. Adalet tesis olmamıştır. AKP ve yeni HSYK düzeninde ‘gizli tanık’ hükümete ve cemaate muhalif tüm kesimlere karşı kullanılan bir enstrümana dönüşmüştür. Kuvvet komutanlarının yargılandığı Ergenekon davasında PKK’nin 2. Numaralı adamı Şemdin Sakık’ın ‘gizli tanık’ olarak dinlenmesi bunun kanıtıdır.

* Gizli tanığın son kurbanı ‘çocuk’ Gülsüm Koç’tur.