Türkiye toplumunun en örgütlü kesimi olan Aleviler, bugüne kadar gençlik dernekleri olsa da bunları bir çatı altında toplama girişimleri hep sonuçsuz kalmış ve dernekler yerellikten kurtulamamıştı.

Geçtiğimiz günlerde bir araya gelen Alevi gençleri, Alevi Gençlik Hareketi adıyla bir platform kurdu. İstanbul’da faaliyet gösteren Alevi kurumların bünyesinde yer alan gençlerin kurduğu Alevi Gençlik Hareketi, sonraki günlerde de Garip Dede Dergahı’nda görkemli bir Birlik Cemi düzenledi. Söz konusu platformda eş başkanlık sistemi var. Alevi Gençlik Hareketi‘nin Eşbaşkanları Arzu Şimşek ve Taylan Cirit. NOKTA’ya konuşan Alevi Gençlik Hareketi Eşbaşkanı Taylan Cirit, Alevilik inancına, kültürüne ve felsefesine sahip çıkacaklarını vurguluyor.

“AYAĞIMIZI YERE SAĞLAM BASIYORUZ”

Eşbaşkan Taylan Cirit, Sivas’ın Kangal ilçesinden. O hem Çekmeköy Cemevi’nde hem de Hacı Bektaş Veli Kültür Vakfı’nda aktivist. Alevi Gençlik Hareketi’nin çıkış hikayesini anlatan Cirit, “Geçmişte çeşitli illerde bu tür girişimler oldu. Ancak başarısız oldu. Özellikle genç Aleviler tarafından bir kurum altında toplanma girişimleri pek sağlıklı sonuçlar doğurmadı. Biraz kendi mıntıkalarında kısırlaştılar. Biz, Garip Dede Dergahı’nda Alevi gençlerini bir kahvaltıya çağırdık. Bu toplantıya İstanbul’daki hemen hemen bütün Alevi gençlik dernekleri katıldı. Orada böyle bir fikir ortaya atıldı. Bizde eski tecrübesizlikleri araştırarak bu platformu kurduk. Adını Alevi Gençlik Hareketi olarak koyduk. Bu platformun içerisinde Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Cem Vakfı, Hacı Bektaş Yardım ve Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Alevi Vakıflar Federasyonu ve dergahlar da bulunuyor. Tam anlamıyla olmasa bile artık ayağımızı yere sağlam basabiliyoruz diyebiliriz” diyor.

ALEVİ MİSİN DİYE SORMUYORUZ

Alevi Gençlik Hareketi’ne Alevi olmayanların da girebileceğini belirten Cirit “Biz insanların kimliklerine ve inançlarına bakmıyoruz. Konuştuğumuz şey Alevi toplumunun sorunları ve istikbali. Ama hasbihal ettiğimiz insanlara ‘Alevi misin?’ diye sormuyoruz. Bizim örgütlenme yolumuz Cemevi, Alevi Gençlik Dernekleri ve dergahlar. Alevi Gençlik Hareketi, bir mekanı ve merkezi olan bir hareket değil. Yani her Cemevi bizim genel merkezimizdir. Dolayısıyla bir Sünni, bir Mevali, bir Hristiyan ya da ateist çıkıp, ‘Ya kardeşim ben bu inancı benimsemiyorum ama seviyorum. Alevi halkıyla omuz omuza mücadele etmek istiyorum’ derse, dergahlarda ve Cemevi’nde bulunursa Alevi Gençlik Hareketi’nin bir parçası olmuş olur. Bunları ilkelerimizde zaten açıkladık. Biz sadece Alevi halkı için değil tüm mazlumlar, kadim inançlar için bu mücadeleyi veriyoruz. Kendimizi Keldanilerden, Ezidilerden, Ermenilerden, Süryanilerden ayrı gördüğümüz yok. Hangi partiden ya da hangi dernekten olduğu bizim için fark etmez. Sonuçta Aleviler birbirinden farklı pek çok parti veya harekette bulunuyor zaten” diyor.

“ALEVİ ÖĞRETİSİNDE EŞBAŞKANLIK VAR”

alevi_ic-008.jpgEşbaşkanlık sistemini neden tercih etttiklerini anlatan Cirit, “Eşbaşkanlık sistemini talep edildiği için seçtik. Kanaat bu şekilde gelişti. Bu kanaatin arkasında hem Alevi öğretisinin hem de demokrat perspektif yattığı için eşbaşkanlığı doğru bulduk. Diğer eşbaşkanımız Arzu Şimşek. Arzu Şimşek aynı zamanda Garip Dede Dergahı’nda da eş başkanlık yapıyor. Biz, Alevi kültürünü yansıtan bir hareketiz. Atama ile ya da üstünkörü seçilme ile bir yere gelmedik. Bugün cemevlerinde veya dergahlarda kadının yeri neyse Alevi Gençlik Hareketi’ndeki yeri de odur. Biz pozitif ayrımcılık yapmadık. Çünkü komitelerimizde kadın arkadaşlarımız en az erkekler kadar samimi ve iyi bir şekilde çalışıyorlar” diye konuşuyor.

“ALEVİLERİN ÜÇ MESELESİ VAR…”

Alevi Gençlik Hareketi’nin hedeflerini anlatan Cirit, bunları üç başlık altında sıralıyor. Cirit, ” Alevilerin bugün 3 tane meselesi var: inançsal, siyasal ve toplumsal görev.

Birinci mesele inançsal meseledir. Alevilerin kendi öz talepleridir bunlar. Cemevlerinin yasal statüsü, eşit yurttaşlık hakkı, laiklik ve bilimsel eğitim talepleri, Diyanet İşleri’nin kaldırılması, dergahlarının iade edilmesi,, anadilde eğitim gibi çeşitli talepleri devlet henüz masaya yatırmış değil. Devlet, göstermelik yapılan çalıştaylara rağmen bunları henüz masaya yatırmadı. Zaten bu saatten sonra bana göre bu devletle tartışacak bir şey de yoktur. Alevilerin, Aleviliği öğrenecek durumları yoktur. Devletin Aleviliği tanımlamaktan vazgeçip tanıması gerekmektedir. Aleviliği diline pelesenk ettikleri günden beri sürekli Aleviliği kendince tarif etme ve tanımlama peşinde olan devlet, artık bundan vazgeçmelidir. Bu son derece riyakar ve inciticidir.

İkinci mesele siyasal meseledir. Mesela Garip Dede Dergahı’nda yaptığımız en son Birlik Cemi’nde dahi polis gelip, ‘Kendi güvenliğinizi alın. Bir şey olursa haber verirsiniz’ dedi ve gitti. Bunu her cemde yaşıyoruz. Cemevi avlularında insanlarımızın öldürülmesi, Alevilerin fişlenmesi, her toplumsal olayda devletin özellikle Alevi kesimine vurgu yapması ve suçlaması, bir siyasi parti liderinin Alevi kimliğinden dolayı binlerce insana yuhalatılması… Bunların hepsi Alevilerin nazarında devlete güven kalmadığının ispatıdır. Dolayısıyla yaptığımız etkinliklerde kendi güvenliğimizi alıyoruz. İlerde nasıl bir yere evrilir? Bunu zaman gösterecek. Ama şuan her etkinliğimizde ilk sorulan soru güvenlik önlemleridir.

Son olarak toplumsal, topluma yönelik görevimiz var. Topluma yönelik görev ne demek? Yaşadığımız topraklarda toplumun ne gibi sorunları var? Artık ekonomik, işsizlik ve çevre sorunlarını geçtik. Bilhassa can pazarının yaşandığı bir yerdeyiz. Burada Alevi gençliğine çok iş düşüyor. Aleviler geçmişten beri görevlerini yerine getirmişlerdir. Alevilerin bugün de geçmişine layık bir şekilde bunu yapacaklarına inanıyorum. Şimdi eğitimsel, akademik ve toplumsal alanlarda kendimizi gösterme zamanıdır.” diyor.

HAREKETİN SİYASİ DURUŞU NE?

Alevi Gençlik Hareketi içinde yer alan Alevi gençlerin dünyaya farklı baktığını ancak temel meselelerde aynı mücadeleyi verdiklerini ifade eden Cirit, “Bir insan, Alevi olduğunu iddia ediyorsa bu coğrafyada yapılan zulümlere sessiz kalamaz. Alevileri katleden, Alevilerle aynı sofrayı ve coğrafyayı paylaşıp ancak Alevilere zulmeden iktidara yakın duruyorsa bu insan Alevi değildir. Bize göre insan olmanın onuru ve sınırı neyse, Aleviliğin kıstasları da odur. Biz onun üzerinden sınır koyuyoruz. Ayrım yapmıyoruz. Vicdani ve ahlaki sınır koyuyoruz. Zaten Cem Vakfı’ndaki bir Alevi ile Pir Sultan Abdal Dernekleri’nde bulunan bir Alevinin bakış açısı farklıdır. Diğer vakıf ve derneklerinde böyle farklılıklar var. Ortaklaşabildiğimiz ve can alıcı bulduğumuz meseleler üzerinden hareket ediyoruz. Bu hareketin sağlıklı olmasının sebeplerinden bir tanesi hizipçi bir yaklaşıma sahip olmamasıdır. İkincisi ise, bu artık bir duyarlılık meselesinden çıkıp bir zorunluluk meselesine ulaşmasıydı. Alevi Gençlik Hareketi’nin bir partisi yok. Farklı pek çok partili arkadaş var” diyor.

“PARAMIZ YOK”

Avrupa’daki Alevi gençlerin koşullarının daha rahat olduğunu da değinen Taylan, “Avrupa’da Alevi Hareketi iyi örgütlenmiş durumda. Avrupa Alevi Gençler Birliği Başkanı Ümit Sarı zaten bizim toplantıya katıldı. Desteklerini sundular. Avrupa’dakilerle dirsek temasımız var. Ama Avrupa’daki bakış açısıyla Türkiye’deki bakış açısı bir değildir. Hem inançsal anlamda hem de siyasi anlamda farklıdır. Avrupa’da toplumsal baskı bu kadar yok. Can tehlikeniz yok. Katledilme korkusuyla karşı karşıya değilsiniz. Onlar bu işin örgütlenme boyutunu geçmiş.  Akademik ve teorik boyutuyla ilgileniyorlar. O anlamda belki Avrupa Alevi Hareketi bizden daha öndedir.” diyor. Maddi anlamda zorluklar yaşadıklarını ifade eden Cirit, “Paramız yok. Genel anlamda Alevilerin pek parası yok. Geneline baktığımızda Alevilerin para ve sermaye ile tanışması 50-60 sene, yazı ile tanışması da 40-50 seneyi buluyor. Bu konularda geç adım attıkları için diğer kesimlere nazaran biraz fakir kalmışlar finans açısından. Zararını görüyoruz ama büyüklerimiz ne etmişse iyi etmişler diyoruz.” diyor.

“Şİİ MİSYONERLERLE KARŞI KARŞIYA GELİYORUZ”

Anadolu’daki bazı üniversitelerden kendilerine destek ve katılma yönünde taleplerin geldiğini ifade eden Cirit, “Bazı üniversitelerden bize talepler geliyor. Birçok şehirden bu tür mesajlar alıyoruz. Fakat eemevi ve dergahlar üzerinden bu tarz örgütlenmeler yaptığımız için daha üniversitelerde örgütlenmeye başlamadık. Üniversitelerde Kürtler neye maruz ise, Ermeniler neye maruz ise Aleviler de aynı şeye maruz kalıyor. Bugün Alevi mahalleleri halen 1995’in Gazi Mahallesine dönüşebilecek bir potansiyele sahiptir. Bununla birlikte inancın kendisi de tehlike altındadır. Eskiden Aleviler tehlike altındaydı. Ancak bugün Aleviliğin kendisi de tehlike altındadır. Eskiden İran’dan gelenler, ‘Bunları siz Sünnileştirin. Eğer beceremiyorsaniz biz Şiileştirelim’ diyorlardı. Bugün pazarlık devam ediyor. Aleviler, bugün üniversitelerde Şia ve Sünni mercilerden gelen saldırılar altındalar. Üstelik bu devletin dışında da gelişen birşeydir. Bazı Sünni odaklar, cemaatler, tarikatlar yetmiyor gibi birde Şia misyonerleri ile de karşı karşıya kalıyoruz. Sünni ve Şii odaklar bizi asimile etmeye çalışıyorlar” diyerek Alevileri asimile etmeye çalışanlara tepki gösteriyor.

“KIRŞEHİR’DEKİ OLAYLARI GÖRDÜK”

Çorum, Maraş, Sivas, Malatya, Koçgiri gibi katliamlardan Aleviler önemli dersler çıkardı. Aleviler şunu biliyor; Maraş’ta bize saldıranlar kapı komşumuzda. Aleviler, ‘kara bir gündü. Oldu, geçti. Bir daha olmaz’ diyordu. Fakat bu seferde Kırşehir’deki olayları gördük. Yani öyle bir toplum ki, her an yeni bir Sivas Katliamı’nı yapabilecek potansiyele sahip. Devletin bu linç kültürünü, bu nefret anlayışını yok etmesi gerekiyor iken daha da körüklemeye çalışıyor. Bu akıl alır gibi değil. Alevi Gençlik Hareketi’nin kurulmasını dürtükleyen şeylerden biri de bu olaylardır. Bu nedenle biz her yerde kendimizi koruyacak, güvenliğimizi sağlayacak yöntemleri araştırıyoruz” diyor.

NOKTA HABER | Maaz İBRAHİMOĞLU