Bir otelde Dersim Kent Meclis Girişimi tarafından düzenlenen kahvaltıda ağırlanan Ozan Serdar, “35 yıl sonra hakkımdaki asılsız iddiaları çürütünce memleketime dönebildim. Çok büyük mutluluk duymuyorum, sadece küçük bir sevinç yaşıyorum" dedi.

Almanya'ya 1979 yılında siyasi nedenlerden dolayı iltica ettikten sonra Türkiye'ye girişi yasaklanan ve hakkında kırmızı bülten çıkarılan ses sanatçısı Serdar Engin, Türkiye'ye dönebilmek için başlattığı hukuk mücadelesini kazanınca hakkındaki yasak kararı kalktı. Engin, 35 yıl sonra memleketi Dersim’e dönebildi. Memleketinde yakınları ile hasret gideren Engin, Belediye Eşbaşkanı Mehmet Ali Bul ile birlikte basın toplantısı düzenleyerek başından geçenleri anlattı. Doğduğu topraklara yıllar sonra döndüğü için çok mutlu olduğunu dile getiren Engin, şunları kaydetti: “35 yıl önce zorunlu olarak bu topraklardan çıkmak zorunda kaldım. Tam baharımı yaşarken vatanımı terk etmek durumunda kaldım. Şimdi sonbaharımı yaşıyorum ve 35 yıl aradan sonra dönebildim. Sonbaharımı yaşıyorum dememdeki sebep yaşımın ilerlemesi anlamındadır. 35 yıl gurbette yaşadım, yaşamak zorunda kaldım ama hep Dersim için bir şeyler yapmaya çalıştım. Dersim dilinin, kültürünün yaşaması için hep uğraş içinde oldum. Ben 10 yıl önce Türkiye'ye dönmek ve Dersim'e gelmek için hukuk mücadelesi başlattım ama bir türlü hakkımdaki yasak kararı kaldırılmadı."

Memleketine ancak 35 yıl sonra dönebildiği için çok büyük değil "Küçük bir sevinç" yaşadığını ifade eden Engin, dosyasında tamamen hayal ürünü olan suçlamalar bulunduğunu, 35 yıldan bu yana Almanya ve Avrupa'dan çıkış yapmadığı halde, “Dersim dağlarına geldiği ve silahlı eylemlerde katıldığının iddia edildiğini söyledi. Ses sanatçısı Engin, "Kim olduğu bilinmeyen bir itirafçı hakkımda ifade vermiş ve benim Dersim dağlarımda olduğumu belirtilmiş. Bütün bu iddialar çürütüldü. Küçük bir sevinç yaşıyorum. Çünkü toplum olarak özgür değiliz. Toplum özgür olmadığında bireyin özgürlüğü bir şey ifade etmiyor. Ancak memleketime döndüğüm için tabii ki memnunum" dedi.

memleket_ic.jpg

Dersim’e 35 yıl sonra geldiğinde daha önceden tanıdığı ve görmek istediği bazı arkadaş ve akrabalarının öldüğü bilgisini aldığında çok üzüldüğünü belirten Zülfü Engin, "35 yıl sonra toprağıma geldim, yakınlarımın annemin ve birçok arkadaşın, dostun mezarını ilk ziyaret ettim. İlk Dersim topraklarına girdiğim anda toprağı öptüm, kokladım, tabii ki hüzünlendim. Şimdi geziyorum birçok yakınım, akrabam, annem hayatını kaybetmiş. Her şey değişmiş. İnsanların çoğunu tanıyamadım" diye konuştu.

Engin, konuşması sırasında zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı.

Belediye Eşbaşkanı Mehmet Ali Bul ise; "Gerçek sanatçılar hep suçlanmış ve haklarında birçok aslı olmayan yargı kararı verilmiştir. Yılmaz Güney ve Ahmet kaya, Nazım Hikmet bunların en büyük örnekleri. Bu sanatçılarımız vatanlarından uzak diyarlarda yıllarca sürgün hayatı yaşayarak hayata gözlerini yumdular. Bu gerçek hiçbir zaman unutulmaz. Serdar, Dersimli bir Aydın ve sanatçı. Hiçbir suçu olmadığı halde Almanya'dan Türkiye’ye girişi yasaklandı ve 35 yıl memleketinden uzak kaldı. Hayali suçlamalar ile Türkiye'ye girişi yasaklandı oysa herkes suçsuz olduğunu biliyordu. 35 yıl sonra onu aramızda görmekten çok mutlu olduk” diye konuştu.

Zülfü Engin, kahvaltının ardından gittiği Seyit Rıza Meydanı'nda vatandaşlar ile sohbet edip, Munzur Çayı kıyısında bulunanlarla fotoğraf çektirdi.