Munzur Üniversitesi 3 yıldır. Baharın gelişini kutlarcasına, öğrencilerine balık ziyafeti vermektedir.
  Her yıl olduğu gibi bu yıl da biz gazeteciler, balık ziyafetine davetliydik. Baraj canavarının işgal ettiği alanlara manzaralı kamelyaların bulunduğu alanda yükselen dumanlar, balık ziyafetinin çekildiği yer olmalıydı. Geçen yılda orada közde, ızgarada, pişmiş palamutları ekmek arası iştahla yemiş, üniversitenin Sayın Rektörü ile üniversitenin sorunlarını konuşmuştuk.
    Sayın Rektör, her zamanki sıcaklığı ile misafirlerini karşılamıştı. 2 bin 400 kişiye yetecek kadar balık Karadeniz’den getirilmişti. Kurulmuş ızgaraların üzeri pişirilecek balıklarla doluydu. Dumanla birlikte balık kokusu etrafa yayılmıştı.
   Öğrencilerin dışında davetliler henüz gelmemişlerdi. Sayın Rektör, Ünlü DİNAR Deresi ile Baraj Canavarının işgal ettiği alanlara bakan manzaralı büyük bir alanda, hayata geçireceği sosyal kültür ağırlıklı sosyal tesislerin kurulacağı projeleri anlatıyordu. Antik tiyatronun, cep sinemasının olacağı sosyal tesisler, herkese, Tunceli halkına açık olacaktı. Sosyal tesislerde, herkesin gelip çayını kahvesini içeceği kapalı kafeteryalar, olacağı gibi açık alanlarda, piknik alanları, gezi yürüyüş alanları, çocuk oyun parkları olacakmış.
    İhale yasaları çerçevesinde şeffaf, yapılan ihaleyi, Tuncelili bir müteahhidin aldığına sevindiğini söyleyen Rektör, bizleri de sevindirmişti. Üniversite kurulurken ben, bütün yazılarımda Üniversitenin, fabrikası, fabrikaları, olmayan Tunceli’nin, BACASIZ Fabrikası olacağını yazmış. İlan etmiştim.
   Davetliler gelmeye başlamıştı. Öğrenciler ekmek arası balık almak için kurulu ızgara mangalılarının önünde dizilmişlerdi.
   Hemen her etkinliğe, davete, koşturan, Üniversite öğrencilerinin yemek giderlerini büyük ölçüde karşılayan Sayın Valimiz, bu ziyafette, öğrencileri yalnız bırakmamıştı. Her zaman yaptığı gibi halktan biri gibi öğrencileri selamlayarak doğrudan ızgara yapılan mangalların başına geçmişti. Pişmiş balıkları ekmek arasına koyarak öğrencilere elleriyle dağıtmıştı. Bunu resim çektirmek için yapmamıştı. Uzun süre arzulu, zevkle yapmıştı. Ekmek arasına koyduğu balığı öğrencilerle birlikte iştahla yemişti. Onu gören davetliler de sıraya girip öğrencilerin arasına karışmışlardı.
   Geçen yıl, karın yağdığı, karlı bir günde, öğrencilerin, biz gazetecilerin, dışında davetli yoktu. Bu yıl yapılan ziyafette askeri yetkililerin dışında bütün resmi kurum amirleri, siyasi parti temsilcileri, davetteydi. Bol sohbetli renkli görüntüler vardı. Hemen herkesin elinde ekmek arası balık vardı. Yoğunlaşmış, çevreye yayılmış balık kokusundan, dumandan rahatsız olduğunu tahmin ettiğimiz Sanayi Teknoloji müdüre Hanım, topluluktan biraz uzakta, Baharın giderek renklendirdiği doğayı, baraj gölünü seyrediyordu. 
    Üniversite Rektörlüğü başarılı çalışmalar yapmıştı. Kapalı alanların dışındaki çevre alanları, seyrine doyulmayacak kadar, çiçeklerle, yeşil bir halıyı andıran yeşilliklerle, dikili fidanlarla donatılmıştı.
   Belki de balık yiyecek kadar parası olmayan öğrenciler de ekmek arası ızgara balık yemişlerdi.
  Bir şenlik tanışma, buluşma havasında.
    Fikri TAŞ