Temmuz Ayı idi, RONYA’NIN babası Bülent aradı. “Baba benim işim var. Gidip alamayacağım. Siz gidin RONYA’YI alın” dedi. “Nerede alacağım” dedim. “Munzur kıyısında Kano yüzmelerine katılıyor. Oradan alacaksınız” dedi.

   Atladım. Gittim. Şehrin Ovacık çıkışı, Munzur’un Kıyısındaki, çay bahçesinin, önünde oluşturulmuş gölde, yoğun bir kalabalık vardı. Gölün ırmağa yakın kısmında kanocular yüzüyordu. Başlarındaki şapka ve giysileri ile RONYA’YI tanıyamamıştım. Rize’den gelmiş Kano hocası RONYA’YI kano eğitimi için Rize’ye götürmek istemişti. İzin vermemiştik.

  Türkiye Kano Federasyonu, Rize’de düzenlediği TÜRKİYE KANO Şampiyonasına, Sayın Vali Beyin de Munzur’un kıyısında tanışıp konuştuğu, Türkiye’nin en küçük kano sporcuları RONYA ile arkadaşı EYLÜL’ÜN DE katılmasını istemiş.

   Antrenör olarak Nazım ARSLAN’IN, katılımcı olaraktan Ali Erdoğan’ın, Gülbahar Erdoğan’ın, MUNZUR, Adrenalin Ve Doğa Sporları kulübü üyelerinden RONYA ile EYLÜL, RİZEDE düzenlenen, TÜRKİYE KANO Şampiyonasına, Türkiye’nin en küçük kano sporcuları olarak katılmışlar. Türkiye, çapında yapılan bu yarışmaya, RİZE ÇAYKURDAN Oğuzdan adlı bir küçük sporcunun yanında Tunceli’den iki küçük kano sporcuları katılmış. Buda Tunceli’nin, farklılığının, kültür düzeyinin, tanıtımının, bir ifadesi olmuş.

   Küçük kanocu sporcuları küçük yaşlarından dolayı resmi yarışmalara katılamıyorlarmış. Munzur Kıyısındaki başarılı eğitimlerinden dolayı ülke çapında düzenlenen bu yarışmaya davet edilmişler.

  RONYA ile EYLÜLÜN, Kano yarışmaları için KARADENİZİN kıyısında hazırlanmış, düzenlenmiş, yerde, Kano ile yaptıkları gösterileri, bir yarış kadar, katılımcılar tarafından iğliyle izlenmiş.

   Ülke çapında düzenlenen şampiyonaya katılan iki küçük DERSİMLİ sporcu, kız, yarışmanın sembollerinden olmuşlar. 

23316652_10155949467644429_3628271587264725153_n.jpg

   Türkiye Kano Federasyonu Başkanı Cavit KAVACI, DERSİMLİ, iki küçük kıza madalyalarını elleriyle boyunlarına takmış. Tebrik etmiş.

   Annesinin telefonu ile RİZEDEN arayan RONYA,’ Büyük Baba madalyamı aldım. Boynuma astılar. ’Dedi. Sevinçliydi. Vasattan attığı resimde Federasyon başkanı madalyasını takıyordu.

    Ünlü ZİGANA geçidinden geçip, RİZEYE giden DERSİMLİ sporcuları, Federasyon yetkilileri, RİZELİLER, büyük bir misafirperverlikle ağırlamışlar, misafirlerini tekne ile KARADENİZDE gezdirmişler, Yöreye özgü, hamsi balıkları ile ziyafetler çekmişler. Yıldızlı konaklama yerlerinde misafir etmişler. Yakın dostluklar kurulmuş.

   RONYAYA, ’Anlat bakalım. ’Rize, güzel miydi, İnsanları nasıldı. Sizi iyi karşıladılar mı? Nelerini çok beğendin.’ Soruma,

   Gözlerini daha büyük açarak, heyecanla, ’Büyük Baba, bizi çok iyi karşıladılar. Bizi çok güzel ağırladılar. Bizi gezdirdiler. Yeni yeni arkadaşlarımız oldu. Hamsi balığı yedik. Çok lezzetliydi. Kitaplarda okuduğumuz KARA Denizde, bizi gezdirdiler. Dalgalarda sallandık. ZİGANA geçidinde yediğimiz SÜTLAÇTA çok lezzetliydi. Gittiğimize çok sevindik. Bir daha bizi çağırırlarsa koşa koşa, giderim. Büyük Baba.’ Dedi.

  ‘İyi o zaman, gittiğinize, bende sevindim.’ Dedim.

   Çok iyi yüzen RONYANIN, gelecekte çok iyi bir yüzücü olacağını, yüzme yarışlarında DERSİMİ temsil edeceğini, umuyorum. Bekliyorum. Bunu kendisine söylediğimde,

  ’Büyük Baba, babamda sizin gibi düşünüyor.’ Dedi.

    +    +   +

   KALDIRIMLAR

   İçeri giren tanıdık bir okurum, derin bir nefes alırcasına,’ Neydi o yahu. Geçmek için arka arkaya dizilip sıra bekliyorduk. Bazen çaresiz kaldırımdan araba yoluna inip, trafiği aksatmak, zorunda kalıyorduk. Hala tam değil, bazıları kapatmakta ısrar etseler de Kaldırımları belediye, yayalara açmış. Artık beklemeden sıraya girmeden yürüyoruz.’ Dedi.

   Okurum haklıydı. Kaldırımlar, uzun zamandı, yayalara adeta kapatılmıştı. Kaldırımlar, eşya teşhir yeri, masalar atılmış, kahvelerin oyun yerleri olmuştu. Geçen yazımda dile getirmiştim. Atatürk Mahallesinde bir alış veriş merkezi, kaldırımı tümden kapatmıştı. Karşı çıkanlara, alay ederek izin aldık demişlerdi. Sonrasında her hangi bir işlem yapılıp yapılmadığını öğrenemedim.

   Umarız kaldırımlar bundan böyle yayalara ayrılır. Yayaların olur.

  +    +   +

  ÖDEV İŞKENCESİ HALA DEVAM EDİYORMUŞ.

    İlgililere, duyurulur.