Geçen günlerde, Tunceli Üniversitesi’nde “adrese teslim verilen bir yrd. doç.” ilanından söz etmiştim.

Bu konuda başka gelişmeler var. 

Ama önce kısaca tekrar edeyim durumu:

Tunceli Üniversitesi 04.01.2016 tarihinde, birden çok anabilim dalı için yardımcı doçent kadrosu ilanı verir. Bu ilanlardan biri de “Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı”na bir adet yardımcı doçent ilanıdır.

Fakat rektörlük, bu ilana, yani “Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı”na ilan şartı koyar.

Konulan ilan şartı da şu: “Türkiye Cumhuriyeti tarihi alanında doktora yapmış olup Osmanlı Devletinde silah sanayi konusunda çalışmalar yapmış olmak.”

Böylelikle esasında Tunceli Üniversitesi Rektörlüğü tarafından açılmış olan kadro ilanında aranan şartla, açılan kadroya başka başvuru yapabilmenin önü kesilmiş oluyor.

Sonra ne oluyor?

Sonra, açılmış olan ilanda Yrd. Doç. Kadrosuna başvuran tek aday, Ersoy Zengin oluveriyor.

Böylelikle Türkiye Cumhuriyeti Anabilim Dalı için verilen ilanda Türkiye Cumhuriyeti’ne ilişkin yayın talep edilmemiş, aksine Osmanlı tarihi üzerine çalışma şartı getirilmiştir.  Zaten Ersoy Zengin’in de Cumhuriyet Tarihi üzerine hiçbir yayını yok.  Doktora tezi ve iki makalesi Osmanlı tarihi üzerine… Cumhuriyet Tarihi Anabilim Dalı’na alınacak bir adaydan Osmanlı tarihinde silah sanayi üzerine çalışma yapmış olmak şartını beklemenin açıklanabilecek hiçbir tarafı yoktur.

Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr. Candan Badem de bu işlemi yargıya taşıyor, Elazığ İdare Mahkemesi Başkanlığı’na  dava açıyor.  Badem, 11.05.2016 günlü dava dilekçesinde işlemin iptalini ve yürütmesinin durdurulmasını istiyor. Şöyle yazıyor: “Davalı İdarenin 01.04.2016 tarihinde  web sayfasında yayımlanmış olduğu “Türkiye Cumhuriyeti tarihi alanında doktora yapmış olup Osmanlı Devletinde silah sanayi konusunda çalışmalar yapmış olmak” şartını içerir. Tarih Bölümü, Türkiye Cumhuriyeti Anabilim Dalı için bir kişilik yardımcı doçent ilanının iptali, öncelikle yürütmesinin durdurulması talebidir.”

Doç. Dr. Candan Badem, dava dilekçesinin “Açıklamalar” bölümünde de şunları söylüyor:

“İlan edilen Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti anabilim Dalına alınacak yardımcı doçent kadrosu ile ilgili olarak; ilan şartı olarak belirtilen, ‘Türkiye Cumhuriyeti tarihi alanında doktora yapmış olup Osmanlı Devletinde silah sanayi konusunda çalışmalar yapmış olmak’ şartını hem kendi içinde çelişkili hem de somut bir kişiyi tarif eder niteliktedir. Kendi içinde çelişkilidir çünkü TC tarihi anabilim dalı kadrosuna alınacak bir yardımcı doçentten Osmanlı tarihinin spesifik bir alanını çalışmış olmasını istemenin bilimsel bir gerekçesi yoktur. İlan objektif, denetlenebilir olmaktan uzak ve adrese teslim olduğu gibi, bölüm ihtiyaçlarından da uzaktır. Halihazırda sadece beş öğretim üyesi bulunan bölümde ilanda belirtilen spesifik konuyu çalışmayı gerektirecek bir durum yoktur. Ayrıca bu konunun ilimizin tarihiyle de bir ilgisi yoktur. Cumhuriyet tarihi anabilim dalına alınacak bir yardımcı doçentten asgari koşul olarak Cumhuriyet tarihi alanında çalışmalar yapmış olması istenmesi gerekirken, ilanda Osmanlı tarihi çalışmış olması istenmektedir. Bu durum akla mantığa ve kanunun ruhuna aykırıdır. (…)

Peki sonra ne oluyor?

Sonra, 24.05.2016 günü Tunceli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yönetim Kurulu toplanıp iki karar alıyor. Biri de, “39/2 nolu karar” ile “Dr. Ersoy Zengin’in Yardımcı Doçent Kadrosuna Atanması Görüşüldü” ibaresi ile alınan karar.

Kararda ne diyor? Hemen söyleyeyim:

“Fakültemiz Tarihi Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı Yardımcı Doçent kadrosuna atanmak için başvuran Dr. Ersoy ZENGİN’nin dilekçesi ile üç öğretim üyesince düzenlenen raporlar incelendi.:

Fakültemiz Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Anabilim Dalı Yardımcı Doçent kadrosuna Dr. Ersoy ZENGİN’nin atanmasına ilişkin üç öğretim üyesi tarafından düzenlenen raporların ikisinin olumlu olduğu anlaşıldığından, 2547 sayılı Kanunun değişik 23. maddesi ile ‘Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’nin 8. maddesi uyarınca Yardımcı Doçent kadrosuna, üç yıl süreyle atanmasının uygun olacağına,

Kararın gereği için Personel Daire Başkanlığına gönderilmesine oy birliği ile karar verildi.”

Yani Ersoy Zengin, böylece resmen atanmış oluyor.

Verilen olumlu raporlardan birinin altında Prof. Dr. Nihat Tosun’un imzası var.

Nihat Tosun, Yardımcı Doçent kadrosuna başvuran Dr. Ersoy Zengin’in “bilimsel çalışma ve yayınlarını içeren dosyası” incelemiş ve olumlu raporu vermiş.

Tosun’un incelediği ve “Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı’nda” kadrosuyla alınacak olan Yardımcı Doçent kadrosuna olumlu rapor verdiği Ersoy Zengin’in çalışmalarını mı merak ediyorsunuz? İşte şunlar:

“1) Sultan Abdülaziz Devri Harp Sanayi (Tophane-i Amire Fabrikaları) Sultan Abdülaziz ve Dönemi Sempozyumu, Ordu ve Siyaset Bildiriler 3. Cilt, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2014, s.131-154, 12-13 Aralık 2013, Ankara.

2) Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Erzurum’da Silah Üretim tarihine Bakış ve Erzuum Silah Tamirhanesi; Firdevsoğlu Kışlası İş Ocağı, 100. Yılı Münasebetiyle 1. Dünya Savaşı’nda Kafkas (Doğu) Cephesi Uluslar arası Sempozyumu, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 2015, s.247-279, 25-27 Eylül 2014, Erzurum.

3) XIX. Yüzyılın II. Yarısında Dersim ve Kazaları Vergi Yükü, Sezgin ZABUN –Ersoy Zengin, (Poster Bildiri), I. Uluslar arası Tunceli (Dersim) Sempozyumu, Tunceli, 2010.”

Verdiği konferanslar ile araştırma projeleri ile mesleki uygulamaları da şunlar:

15.10.2014 tarihinde Erzurum Yurt-Kur Müdürlüğünde “Erzurum’un Tarihi Varlıkları” ve 22.04.2015 tarihinde Atatürk Üniversitesi’nde “100. Yılında Asılsız Ermeni Soykırımı” konularında seminerler vermiş.

“Birinci Dünya Harbinde Osmanlı Devleti’nde İmalat-ı Harbiye İdaresi, Atatürk Üniversitesi BAP Proje No: 2011/254” başlıklı projede araştırmacı olarak görev almış.

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Haberleşme Üyesi imiş…

Prof. Nihat Tosun, işte bütün bunları incelemiş ve, “Buna göre atanmak için adayın alması gereken puan 120 iken aday 200 puana sahip olup, atanmak için gerekli olan kriteri sağlamıştır. Dr. Ersoy Zengin’in Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyet Tarihi Anabilim Dalında ilan edilen Yardımcı Doçent Kadrosuna atanmasının uygun olacağı” kanaatinde olduğunu belirtmiştir.

Peki kim bu Prof. Nihat Tosun?

Prof. Dr. Nihat Tosun, Elazığlı… Tunceli Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Edebiyat Fakültesi Dekanı vekili. Makine Mühendisi…

Bir kere, Tosun’un Makine Mühendisi olması nedeniyle böyle bir dosyanın konusu olmadığı halde ona verilmesi, onun alıp rapor yazması hukuka aykırı bir durum oluşturuyor.  Siz, Makine Mühendisi olacaksınız, çıkıp alanınız olmayan bir bölüme yapılan başvuruları inceleyip rapor yazacaksınız… Üstelik bir de Rektör yardımcısı ve Edebiyat fakültesi dekanı vekili olarak… Yani bir yönetici olarak… Üstelik üniversite gibi bilim yuvalarından birinde yönetici……

Ama işte Tunceli Üniversitesi’nde işler böyle yürüyor…

Oysa YÖK’ün “Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği” bu konuda son derece açık… Şöyle diyor yönetmeliğin 8. maddesi:

“Adayların durumlarını incelemek üzere ilan edilen kadrolar için, fakültelerde veya fakültelere bağlı kuruluşlarda dekan, rektörlüğe bağlı enstitü veya yüksekokullarda müdürler, biri o birimin yöneticisi, diğeri o üniversitenin veya ileri teknoloji enstitüsünün dışından olmak üzere, adayın başvurduğu bilim alanı ile ilgili olan üç profesör veya doçenti on beş gün içinde tespit eder. Dekan veya ilgili müdür her aday için bu öğretim üyelerine adaylarla ilgili dokümanları göndererek, bir ay içerisinde görüşlerini bildirmelerini ister…”

Yani, adayın başvurduğu bilim alanı ile ilgili bilim adamlarına gönderilmesi gerekiyor başvuran adayın dosyasının… YÖK’ün bu konudaki yönetmeliği böyle… Ama gelin görün ki, Tunceli Üniversitesi’nin “Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı Yardımcı Doçent Kadrosuna” alınan kişinin dosyası bir Makine Mühendisine gönderiliyor ve o da, zaten adrese teslim olan bu kadro için, dosyayı inceleyip(!) olumlu raporu yapıştırıveriyor. Prof. Dr. Nihat Tosun’un, bir profesör ve üstelik yönetici olması hesabiyle, yukarıya aldığımız YÖK’ün konuyla ilgili yönetmeliğinden mutlaka haberdar olduğunu ya da okuyabildiğini varsaydığımıza göre, bu işin arkasında başka işler olduğu açık…

İş bununla da bitmiyor. Dr. Ersoy Zengin’in “bilimsel çalışma ve yayınlarını içeren dosyası”nın bir sureti de Tarih Bölümü Başkanı tarihçi Doç. Dr. Candan Badem’e gönderiliyor.  Doç. Dr. Candan Badem de bu kişinin dosyasını inceliyor ve bir rapor düzenliyor. Onun düzenlediği rapor, elbette Prof. Dr. Nihat Tosun’un düzenlediği raporun tersine bilgiler içeriyor. Dahası gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor…

Tarih bölümü başkanı Doç. Dr. Candan Badem, raporunda önce Ersoy Zengin’in durumunu değerlendiriyor:

“Dr. Ersoy Zengin halen üniversitemiz İİBF İktisat Bölümü İktisat Tarihi ABD araştırma görevlisidir. Doktorasını Atatürk Üniversitesi SBE Türkiye Cumhuriyeti Tarihi bilim dalında yapmıştır. İktisat bölümünde araştırma görevlisi olduğu halde tarih anabilim dalında doktora yapmasına izin verilmiş olması başka araştırma görevlilerine tanınmayan bir ayrıcalık ve istisnai bir durumdur. Sebebi belli değildir. Adayın Atatürk Üniversitesi’nde TC Tarihi dalında doktora yaptığı halde Osmanlı tarihi (Yakınçağ Tarihi) alanında doktora yapmasına izin verilmiş olması da akademik teamüllere aykırı bir durumdur. Buna da Atatürk Üniversitesi’nin neden izin verdiği belli değildi…”

Tarihçi Doç. Dr. Candan Badem, raporunun ilerleyen bölümlerinde, Ersoy Zengin’in çalışmalarını değerlendiriyor. Hani, yukarıda Makina Mühendisi Prof. Dr. Nihat Tosun’un, “Atanmak için adayın alması gereken puan 120 iken aday 200 puana sahip” diye raporuna yazdığı çalışmaları var ya, onları inceliyor  İşte o çalışmalardan da şu sonuç çıkıyor:

“Adayın yayın ve diğer bilimsel faaliyetleri incelenmiştir. Şöyle ki:

1 numaralı yayını olan 2015 tarihli tebliğ/makalesinin pek az bir kısmı Cumhuriyet Tarihi’ne girmektedir ki bu durumda tam puan almaması gerekirken bu husustaki muğlaklık adayın lehine değerlendirilerek buradan 50 puan alması uygun görülmüştür.

2 numaralı yayını olan 2013 tarihli tebliğ/makalesinin konusu Sultan Abdülaziz Devri Harp Sanayii’dir. Bu makale alan dışı olduğu için puan verilmemiştir.

3 Adayın dosyasında 3 numaralı bilimsel faaliyetin belgesi AÜ Ed. Fak. Tarih Kulübü’nde yapılan panele başkanlık etmekle ilgili Araş. Gör. Coşkun Erdoğan imzalı belgedir. Öğrenci kulübünün düzenlediği bir panele başkanlık etmek bilimsel bir faaliyet olarak görülmemiştir. Ayrıca bu panelin konusu olan Ermeni Soykırımı da yine TC Tarihi ile ilgili değildir, alan dışıdır. Aday buradan puan alamamıştır.

4 numaralı faaliyet olarak adayın Kredi Yurtlar Kurumu’nda “Erzurum’un tarihi geçmişiyle alakalı” öğrencilere seminer verdiği Yurt müdürü imzalı bir belge sunulmaktadır. Herhangi bir bilim kurulu olmayan, akademik bir yanı da olmayan bu faaliyete de puan vermek mümkün değildir. Ayrıca “Erzurum’un tarihi geçmişi” gibi bir başlıkla bilimsel bir seminer olmayacağı açıktır. Bu geçmişin TC tarihini kapsayıp kapsamadığı da belli değildir.

5 numaralı bilimsel faaliyetin belgesi adayın Atatürk Üniversitesi’nde doktora danışmanı olan Yrd. Doç. Dr. Cemil Kutlu’nun yürütücüsü olduğu “Birinci Dünya Harbinde Osmanlı Devleti’nde İmalat-ı Harbiye İdaresi” başlıklı ve 2011/254 numaralı projede araştırmacı olarak çalıştığına dair BAP memuru Olcay Başak’ın Proje Listesine el yazısıyla ekleyerek verdiği bir notudur. Aday, BAP projesinde araştırmacı olarak çalışması halinde adının matbu olarak yer  alması gerekirken sadece bir el yazısıyla eklenmesi kuşku uyandırmıştır. Dolayısıyla belge kabul edilmemiştir. Ayrıca belgeyi kabul etsek bile projenin konusu yine alan dışıdır çünkü TC tarihiyle ilgili değildir. Dolayısıyla puan verilmemiştir.

6 numaralı faaliyet olarak adayın dosyasında Atatürk Üniversitesi Ed. Fak. Sosyal Bilimler Dergisi’nin “Halkla İlişkiler” sorumlusu olarak 16b maddesi uyarınca puan almayı öngördüğü anlaşılmıştır. Ancak 16b maddesi yayın kurulu üyeleri, editör ve editör yardımcılarına puan vermektedir. Mezkur derginin künyesinde yayın kurulu, editör ve editör yardımcılarının adları arasında Ersoy Zengin yoktur. Ersoy Zengin’in adı Halkla İlişkiler başlığı altında yer almaktadır. Dolayısıyla buradan puan alması mümkün değildir.

7 numaralı faaliyet alanı olarak Atatürk Araştırma Merkezi’nin düzenlediği 100. Yılı Münasebetiyle I. Dünya Savaşı’nda Kafkas (Doğu) Cephesi uluslar arası Sempozyumu’nun düzenleme kurulu üyeliği gösterilmiş ve 23b maddesi gereği aday 30 puan almıştır.

Adayın dosyasındaki 8 numaralı bilimsel faaliyet Atatürk Araştırma Merkezi Haberleşme Üyeliğidir ve 24e maddesi gereği 15 puan talep edilmektedir. Haberleşme Üyeliği’nin 24e maddesinde yer alan “kamu kurum ve kuruluşlarına bağlı kurul ve komisyonlarda (yöneticilik üyelik vb.) görev almak”  ifadesine uygunluğu tartışmalıdır. Ancak muğlaklık adayın lehine değerlendirilerek buradan 15 puan alması uygun görülmüştür.

Sonuç olarak adayın 1 no’dan 50, 7 no’dan 30 ve 8 no’dan 15 olmak üzere toplam puanı 95 (doksan beş) olarak hesaplanmıştır. Bu durumda aday Tunceli Üniversitesi Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma İlkeleri’nin 8b maddesi gereği 120 puanı toplayamamış olduğu için atanması UYGUN DEĞİLDİR.”

Yani, kısacası şu: Bu kadro ilanı için başvuran Dr. Ersoy Zengin’e, adayın alanı ile ilgili hiçbir çalışması, dahası hiçbir bilgisi olmamasına karşın  ve de YÖK’ün bu konudaki yönetmeliğine rağmen Rektör Yardımcısı ve Edebiyat Fakültesi Dekanı vekili olan Makine Mühendisi Prof. Dr. Nihat Tosun bırakın 120’yi, 200 puan verirken, alanında birçok bilimsel çalışmaya imza atmış olan Tarihçi Doç. Dr. Candan Badem, kendi bölümüne alınacak bu kişiye 95 puanı neredeyse fazla görüyor….

Yukarıda da paylaştığımız gibi bu konuda, Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr. Candan Badem’in ile Türkiye Cumhuriyeti Tarihi alanında ciddi çalışmaları olan ve Tunceli Üniversitesi Rektörlüğü’nce eklenen “Osmanlı Devletinde Silah Sanayi Konusunda Çalışmalar Yapmış Olmak” şartı nedeniyle başvurusu kabul görmeyen bir akademisyenin açtığı dava var, bu raporlar da eklenecek muhtemelen o dava dosyasına… Sonucunu birlikte göreceğiz… Ayrıca, YÖK’ün “Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği”nin 8. maddesinde yer alan şarta (yani “adayın başvurduğu bilim alanı ile ilgili olan  kişilerce rapor düzenlenmesi” şartına) muhalefet eden, bu yönetmeliğe göre usulsüz sayılması gereken Prof. Dr. Nihat Tosun’un raporuna karşın nasıl bir işlem yürüteceğini de merak etmekteyiz.

Hz. Ömer’e ait şöyle dizeler paylaşmış Prof. Dr. Nihat Tosun sosyal hesabından:

“Adalet olmadıkça, yönetimin

Edep olmadıkça, asaletin

Cömertlik olmadıkça, zenginliğin

Güven olmadıkça, sevincin

Kanaat olmadıkça, fakirliğin

Alçakgönüllük olmadıkça, yükselmenin

Faydası olmaz.”

Bu makalede yazılanları, yapılanları okuduktan sonra, akla ne gelir acaba? Yapılanı ve paylaşılanı, yapanı ve paylaşanı birlikte değerlendirmeniz için aldım bu dizeleri…