Avusturya ve Alman mimarisiyle tasarlanıp, 1935'te askeri kışla olarak inşa edilen, 'Erken Cumhuriyet Dönemi Yapısı' özelliği göstermesi nedeniyle Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescillenen, 2015'te Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne Tunceli Müzesi olarak kullanılmak üzere tahsis edilen tarihi bina, restorasyon çalışmaları tamamlandıktan sonra 2020 tarihi itibarıyla müzeye dönüştürüldü. Tunceli Müzesi, tarih öncesi dönemden bugüne insanlığın yaşam serüveninin, bilgi metinleri, görseller, diaromalar ve canlandırmalar eşliğinde anlatıldığı 6 salondan oluşuyor. Türkiye'nin en önemli etnografya, arkeoloji ve inanç müzelerinden olan Tunceli Kent Müzesi'nde, Paleolitik dönemden Cumhuriyet dönemine kadar, yaklaşık 2 bin tarihi eser sergileniyor. Eserlerden en dikkat çeken ise Keban Baraj Gölü'nün altında kalan Sakyol köyünün kuzeydoğusunda doğal bir tepede bulunan, Pulur Höyüğü'nden çıkarılan 5 bin yıllık kutsal ocak. Kutsal ocak, Anadolu'daki Alevi kültürünün ilk simgelerinden olma özelliği taşıyor. Kilden yapılan ocaklar üzerinde anne, baba ve çocuklardan oluşan 5 kişilik aile temasının betimlenmesi nedeniyle 'kutsal' olarak adlandırılan bu ocak, ocak-aile ilişkisini, tarihsel süreç içinde bu ilişkinin değişmeden bugünlere kadar geldiğini somut olarak ortaya koyuyor.
ALEVİLİK RİTÜELLERİ DÜNYADA TEK BU MÜZEDE VAR
Tunceli Kent Müzesi'ni, diğer müzelerden ayıran en önemli özelliği ise Alevilik ritüellerinin sergilendiği bölümlerin olması. Müzede, Alevi inancına mensup aşiretlerin şecereleri, koç başlı mezarlar, Alevilikte en önemli ritüellerden olan cem töreni ve semah dönülmesi de görsel olarak sergileniyor. Aynı zamanda cem töreninde semah dönülmesi anı da birebir insan figürleriyle yapılan balmumu heykelleriyle canlandırılmış durumda. Aleviliğe ait tüm bilgilerin dışında, UNESCO tarafından 2010 yılında 'Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne de alınan Alevi-Bektaşi ritüelleri sergileniyor.
TEBRİK BELGESİ
Geçen yıl Avrupa Müze Akademisi'nin düzenlediği 'Micheletti Award' yarışmasına 67 ülke başvuru yaptı. Tunceli Kent Müzesi de yarışmaya başvurdu ve finale kalıp tebrik belgesi aldı. Bu yıl ise müze, 48 ülkeden birçok müzenin başvurduğu 'European Museum Academy Luigi Micheletti Yarışması'na başvuru yaptı. Bu yarışmaya Türkiye'den sadece Tunceli Müzesi katıldı. Tunceli Müzesi, yarışmada 'Avrupa'nın en iyi 2'nci müzesi' seçildi. Müze, Cumhuriyet'in 100'üncü yılında ülkeye çağdaş tarih, endüstri ve bilim dünyasındaki yenilikçi müzelere verilen 'Luigi Micheletti Ödülü'nü kazandırdı.
10 jürinin bulunduğu ödül yarışmasında jüri, Tunceli Müzesi için, "Tüm sergilerde, her biri kendi hikaye yapısına ve kendi atmosferine sahip, net bir düşünce yapısı görülüyordu. Özellikle Alevi inanç kültürüne ilişkin serginin toplum içinde önemli bir 'gösteri ve kimlik' rolü vardı. Yerel topluluk için önemli olan ancak dışarıdakiler tarafından görülemeyen birçok kimlik işaretçisi inşa edilmiştir. Müzenin topluma teşvik edici bir katkı sağladığına şüphe yok. Mükemmel bir müzedir ve yaklaşımı (vizyon, misyon, strateji), rolü ve hikaye anlatımı açısından pek çok müzeye örnek teşkil etmektedir” ifadelerini kullandı.
'MUTLUYUZ, GURURLUYUZ'
Müze çalışanları, idareciler ve bölge halkı, ülkeye ve kentte ödülün kazandırılmasından dolayı mutlu olduklarını belirtti. Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu, müzeye gelerek çalışanları tebrik etti. Vali Tekbıyıkoğlu, konuşmasında da "Bu bina 1935 yılında Cumhuriyet'in ilk yıllarında Alman mimarlar tarafından planlanarak 1937 yılında askeri kışla olarak hizmete girmiş. 1950 yıllarına kadar bu görevini ifa ediyor. 1950 yılında ise memur ihtiyacını karşılamak üzere lojman olarak değerlendiriliyor. 1990 yılında ise yaşanan terör ve köylerin boşalmasıyla birlikte burası sosyal konut merkezi olarak kullanılıyor. Bina zamanla yıpranıyor, kentin idarecileri binayla ilgili kararlar alıyorlar ve 2015'te Tunceli Müzesi olarak kazandırılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla burası müze olarak hayata geçiriliyor. 2020 yılında faaliyete geçiyor. Tunceli'nin eski şehri olarak nitelendirdiğimiz kısmın tam ortasında yer alıyor. Sağında, solunda kafeteryalar, insanların kıymetli zaman geçireceği alanlar var. Biz de bu müzeyi canlı tutmak için bazı organizasyonları, faaliyetleri, müzik dinletilerini ve Cumhuriyet resepsiyonlarını burada yapıyoruz. Bu müzeyi diğer müzelerden ayıran etnografik eserler, Tunceli'nin endemik dediğimiz florası ile faunasıyla ilgili sergiler var. En önemlisi Tunceli'nin ve bizim bin yıl öncesi dediğimiz Horasan'daki inancımızı muhafaza eden bir Alevi inanç sergisi var. Bu yönüyle diğer müzelerden ayrılıyor. Bundan dolayı Avrupa müze organizasyonlarının dikkatlerini çekiyor. Avrupa Müze Formu geçtiğimiz sene değer katan müze olmasından dolayı bir sertifika ödülüne layık gördü. Bu sene Avrupa Müze Akademisi, Avrupa'nın en iyi 2'nci müzesi olarak Tunceli Müzesi'ni kıymetli ödüle layık gördü. Biz de şehrin idarecileri, şehrin yaşayanları olarak bunun haklı mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz" dedi.