ATATÜRK İLKOKULU, TUNCELİ, yeni ismini TUNCELİ, olarak aldığı yıllarda, 1938 yılında açılmış. Tunceli tarihi ile birlikte tarih kayıtlarına birlikte düşmüştü. İlk mezunlarını 1941 yılında vermişti.

    Tunceli tarihinin ilkokuludur.1965 yılına kadar, ilin tek ilkokulu, ortaokulu, lisesi olarak hizmet verdi. Yeni yapılan Cumhuriyet Lisesi sonrası, ilkokul olarak eğitime devam etti.1989 yılında, 8 yıllık zorunlu eğitime, geçildiğinde, ATATÜRK İLKÖĞRETİM OKULU adını aldı.

   Üç yıllık liseyi o okulda okumuş, mezun olmuştum. Yaşamımda unutmadığım, hatırladıkça, mutlu olduğum yığınca anılarımız olmuştu. Unutmadığım, hala saygı ile andığım öğretmenlerimle arkadaşlarımla, o okulda tanışmış, hala sürdürdüğümüz dostluklar kurmuştuk.

    Aynı okulda 20 yıl da öğretmenlik yapmıştım. Yığınla anılarımın olduğu yaşandığı bir okuldu. Yüzlerce öğrencim olmuştu. Yüzlerce hatta daha fazlası öğrenciye, öğretmenlik yapmıştım. İlk kez okula başlayan öğrencilerimize, öğretmenliğin yanında babalık yapmıştık. Yeni okula yeni sınıfa yabancılık çeken hatta ağlayan çocukların gözyaşlarını silmiş, şefkatle bağrımıza basmıştık. Akan burunlarını mendilimizle silmiştik. Çokça meslektaşımla aynı çatı altında meslektaş olarak görev yapmış, hayat boyu süren dostluklar kurmuştuk.

   Meslekte hizmet süremi doldurup ayrılmadan önce 20 yıl öğretmenlik yaptığım okulun bahçesine, Atatürk büstünün yanı başına, yakın bir yere, bağımdan getirdiğim üzüm asmasını dikmiştim. Üzüm asması, yayılmış, büyük bir alanın üstünü kapatmıştı. Yeni okul binasının yapımına karar verilince üzüm asması kesilmiş. Çıkarılmıştı.

    Tarihi adliye binası Yeni Atatürk Mahallesi'ndeki yeni binasına taşınınca İki katlı tarihi binada hizmet veren okula, yanı başındaki boşaltılan adliye binası da tahsis edilmişti.

   Yakın zamana kadar hizmet veren tarihi okul, yaşını, miadını doldurduğundan, yıkılıp yerine yenisinin yapılması gerekiyordu.

   Aynı okulda okumuş, DERSİM Sevdalısı, unutulmaz anıları olan, sık sık, DERSİM'E gelip o anıları tazeleyen, yaşayan, DERSİMLİ vefalı İş adamı Ali BÜYÜKDAĞ, Yıkılacak okulun yerine, trafik kazasında kaybettiği kardeşi LATİF BÜYÜKDAĞ adını alacak yeni, modern, bir okulun yapımını gönüllü olarak üstlenmişti.

  İnşa halindeki yeni okulu, eğitim öğretime hazır hale gelmeden merak etmiştim. Kadir MERKİTLE çıkıp gittik. Üç katlı inşa edilen yeni Atatürk İlkokulunda inşa çalışmaları sürüyordu. Okula Ana giriş kapısından girdik. Merdivenlerden çıkılıp girilen hol, salon, oldukça geniş görkemli bir salondu. Habersiz gitmiştik. Tesadüf, Okul Müdürü, Zafer ERTEN ile inşaat çalışmalarını yürüten Bülent Bey, oradaydılar. Tanışma faslı sonrası, hep birlikte Yeni inşa edilecek okulu görmeye çıktık. Bütün katlarda bölümlerde inşa çalışmaları sürüyordu.

   Girişte büyük bir salon dikkatimi çekmişti. Tahmin ettiğim gibi konferans salonuymuş. Üç katlı binanın İkinci ve üçüncü katlarında, her katta 4 adat toplamda 8 sınıf var. Bir adette ANA SINIFI var. Ana sınıfının al tabanı yurt dışından getirilen oldukça kaliteli, çocuklar düştüğünde incitmeyen, hijyen özellikli malzemeyle döşenmiş. Bütün döşemelerin büyük bölümü, yurt dışından veya İstanbul bahçe şehirden getirilmiş.

   Sınıfların olduğu katlarda, öğretmen odaları, tuvaletler lavabolar, yeterli büyüklükte modern kaliteli malzemelerden yapılmışlardı.

   Konferans salonu, Ana sınıfı gibi, deney laboratuvar salonu da, oldukça geniş salonlardı. Araç gereçlerle döşenmiş hallerini hayal ettim. Göz kamaştırıcı olmalıydılar.

   DERSİM Sevdalısı Sayın BÜYÜKDAĞLA, paylaşmıştık. DERSİM'İN, Tarihi ilkokulunda, Okumuş. Mezun olmuş, saygın makamlara gelmiş, çokça DERSİMLİ olmalıydı. Bunları, okulun bir köşesinde anılarda buluşturmak tarihi okulu daha çok ilgi odağı, tarihi, yapacaktı. Girişteki oldukça geniş holün, salonun bir yakasını köşesinin, bu tarihi anılara ayırmak en uygun bir yer olmalıydı. Okul Müdürü, Zafer bey de uygun olacağını ifade etmişlerdi.

  Henüz çevre düzenlenmesi için çalışmalar başlatılmamıştı. Eski adliye binası, yenisi yapılınca okula tahsis edilmişti. Onunda yıkılması halinde, okulun oldukça geniş yeterli bir bahçesi olacaktı. Bahçenin büyüklüğü, okulu zenginleştiren değerli kılan en büyük katkı olacaktır.

   Okul Müdürü Zafer Bey, makamında çay ikram etmek istedi. Makam odası eski adliye binasındaymış. Liseyi okuduğum, 20 yıl öğretmenlik yaptığım okulun yanı başındaki tarihi adliye binasında da çok tarihi anılarımız olmuştu. Yargılanmıştık Çocuklarımız, arkadaşlarımız, dostlarımız yargılanmışlardı. Binadan içeri girdiğimde, anılar gözlerimde bir bir canlanmıştı. Onlarca yıl geçmişe gitmiştim. Zafer Beyin Makam Odası, duruşmaların yapıldığı tek salondu. Derler ya, dili olsa da konuşsaydı.

   Zafer Bey, arşivlerdeki kayıtları önümüze serince, bir başka heyecanlandık. Çocuklarımın ilkokulu mezuniyetinde kayıtlara düşen küçüklük resimleri önümüzdeydi. Mehmet MOĞULTAY'IN, daha birçok tanıdığın küçüklük resimleri önümüzdeydi.

   Sayın BÜYÜKDAĞ'A, ne kadar teşekkür etsek azdır. Şehrimize modern cihazlarla donatılmış bir modern eğitim yuvası okul kazandırırken, Bizi de özlediğimiz anılarımızla ,buluşturdu. DERSİMLİ iş adamlarına, vefalı bir DERSİMLİ hemşerimiz olarak örnek oldu.

  DERSİM Tarihinde önemli yeri olan yeni okulun açılışında orada olacağız. Sayın BÜYÜKDAĞ'I alkışlarken, yeni nesil çocuklarımıza,

   HAYIRLI OLSUN diyeceğiz.

Fikri TAŞ