derd-i yâr elinden çektiğim âhtır

dil-i bîçâremiz hayli tebahtır

 

sakın düşme yere kaldıran olmaz

yere düşenlere ölmek penahtır

 

bir servi reftâre âşık olmuşuz

gözleri mestâne cemâli mahtır

 

beni bırakıp da gitme ağyâra

kıyma güzel kıyma bana günâhtır

 

tenezzül eyleme fikr-i nâdâna

sohbet-i nâdândan kaçmak felâhtır

 

düştük bir güzelin dâm-ı zülfüne

ol yüzden bahtımız böyle siyahtır

 

dalmışsın bir bitmez hâb-ı gaflete

uyan mest-i nâzım uyan sabahtır

 

nihâd yine yazdı tarz-ı kadîmden

her mısrâı gevher her beyti şâhtır