Özlenen güneşli bir gündü. Güneşin sıcaklığı kışlık giysileri attırmıştı. Hemen herkes yazlıklarla parklarda güneşin tadını çıkarıyorlardı. Köpeklerde mesken tuttukları sokaklarda boylu boyuna serpilmiş, güneşin tadını çıkarıyorlardı. Bahar, "geliyorum" diye göz kırpıyordu.

40-yillik-riskli-binanin-yikim-islemini-vali-sonel-baslatti-(3).jpg
   SEYİT RIZA Parkı, her zamanki gibi sevenleriyle doluydu. SEYİT RIZA ile birlikte hatıra resmi çektirenlerin yanında Munzur’da, ULUSLARARASI RAFTİNG yarışması için yapılan hazırlık çalışmalarını izleyenler, vardı.
   Daha büyük bir yoğunluk, kalabalık, parkla, SSK (Sosyal Sigortalar Kurumu) lojmanları arasındaki alandaydı. Büyük bir etkinlik vardı. İldeki devlet yetkilileri, başta Sayın Valimiz olmak üzere oradaydılar. Bir açılış töreni gibiydi. Bir yıkıcı kepçe boşaltılmış. SSK Lojmanlarını yıkıyordu. Sayın Valimiz başında koruyucu kask başlığı, üstünde işçi tulumu ile yıkımı izliyordu. Açıklamalar yapıyordu. Lojmanların, ömrünü doldurduğunu, herhangi bir sarsıntıda üzücü kazalara yol açabileceğini, yıkılması gerektiğini söylüyordu.Yıkılacak alan yerinin, SEYİT RIZA Parkına katılacağını, park alanının genişleneceğini, yıkım izninin çıkarılması için yoğun çaba sarf ettiklerini söylüyordu. SSK Müdürü, üzgün gözlerle, bir zamanlar ailece oturduğu, anılarının olduğu dairenin, yıkımını izliyordu. Kendilerine, geçmiş olsun dileklerimi ilettim.

40-yillik-riskli-binanin-yikim-islemini-vali-sonel-baslatti-(8).jpg
    Sayın Valimizin, şehrin güzelliği için hayata geçirdiği önemli projelerin benzeri bir projeydi. SEYİT RIZA Parkını, genişletme projesiydi. Toplantılarda, mitinglerde katılımcılar, meydana sığmayıp ara sokaklara sarkıyordu. Günümüz dünyasında, yaşamında, park yeşil alanlar, olmazsa, olmazdı. Önemli bir ihtiyaçtı. Nefes alınan mekânlardı. SEYİT RIZA Parkı büyüyecekti. Yeşil alanları ile Şehrin içine sarkacaktı.2f31558c-7315-477c-8137-8d0e56cbf7f6.jpg
    Tören sayılacak toplantı sonrası, Sayın Valimiz, beraberindekilerle birlikte her zaman yaptığı gibi halkla, buluştu. Sokakta karşılaştıklarının yanında, esnafların da kapısını açarak selamlaştı. Ellerini sıktı. Hatırlarını sordu. DERSİM'DE Renkli bir kimlik olan, adı üstünde, UZUN MEHMEDİN işyerini ziyaret etti. Oturdu. Sohbet etti Elindeki tesbihi alıp baktı. Sattığı yöresel kıyafetlerden dağıtmak için satın aldı. İlimizi ziyaret edecek devlet büyüklerini karşılamak için UZUN MEMEDİ, ünlü kıyafetiyle, oyunu ile karşılamaya davet etti.
Sokağın bir kenarında sessizce duran iki kişinin de ellerini sıkıp hatırlarını da sordu. İşsizlermiş. Beraberindeki İş Kur Müdürüne, "Bu arkadaşlara iş verin" dedi. Sevindirdi. Karşılaştığı engelliler, yakın arkadaşları dostları gibi boyunlarına sarılıyorlardı.
 Kaldırımın kenarında tatlı satan Seyyar tatlıcının da işini hatırını sordu. Tezgâhtaki tatlıların parasını vererek halka dağıtmasını isterken. Kendisi, tezgâhın başına geçerek, sokakta gelip geçene, çağrı yaparak eliyle tatlı dağıttı.
Ovacık yolu üzerinde yapımı süren BABAOCAĞI Köprüsünde, Ana Fatma’daki DOĞA Tesislerinde, incelemeler, yapmak için Sokaktaki, halkla vedalaşırken,
Arkasından, Alevilikte, çokça sevenler için söyledikleri,
    CANDIR. CANDIR. Diyorlardı.

d244276d-6d6a-4802-8d8f-d784e816bcab.jpg