Olay, 20 Ekim 2021 günü Tunceli-Erzincan kara yolunun 10'uncu kilometresindeki Örenönü Tabiat Parkı’nda meydana geldi. Parkta yürüyüş yapan bir kişi, yerde hareketsiz yatan erkeği görüp, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemede isminin Bülent Demirkaya olduğu belirlenen kişinin öldüğü saptandı. Demirkaya’nın otopside, başında darp izleri tespit edildi. Olayın ardından bölgede inceleme yapan İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, güvenlik ve Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarını incelemeye aldı. Görüntülerde, Bülent Demirkaya’nın, arkadaşları S.B. ve C.E.A. ile birlikte olay günü akşam saatlerinde park yakınındaki büfeden içki satın aldıkları görüldü. İlerleyen saatlerde geri dönen S.B.’nin bir markete girdiği ve elbiselerinin tozlu ve dağınık olduğu, ıslak mendille kıyafetlerini sildiği ve ayakta durmakta güçlük çektiği belirlendi. Gözaltına alınan, uyuşturucu kullanma suçundan kayıtları bulunan S.B. ve C.E.A. tutuklandı. Adli tıp raporunda ölen Bülent Demirkaya’nın tırnaklarında sanıklarının birinin dokusu, cep telefonunda Demirkaya’nın ölmüş halinin fotoğrafı çıktı.

Şüpheliler hakkında Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Kasten adam öldürme’ suçundan dava açıldı ve Müebbet hapis talebiyle iddianame düzenlenmişti 5 Kasım'da yapılan duruşmada S.B., C.E.A hakkında gerekçesiz beraat kararı verildi. Karara, hem savcılık tarafından hem de Av. Barış Yıldırım itiraz etti. Bülent Demirkaya’nın ailesi, yakınları ve avukatları Barış Yıldırım ile birlikte basın açıklaması düzenledi.

'TAHLİYE KARARIN VERİLMESİNİ HUKUKUĞA DA VİCDANA AYKIRI BULUYORUZ'

Tahliye kararının hukuka ve vicdana aykırı olduğunu söyleyen avukat Barış Yıldırım, “18.10.2021 tarihinde Tunceli merkez İsmet İnönü Parkı mevkiinde bir hemşerimiz öldürüldü, katledildi. Bu sürece içerisinde Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yürütüldü. İki kişi hakkında kasten adam öldürme suçundan kamu davası açıldı. Fakat yapılan yargılama neticesinde 4 Kasım 2022 tarihinde iki kişi hakkında maalesef beraat ve tahliye kararı verildi. Dosyada Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı soruşturma neticesinde aldığı ölü muane, otopsi tutanağı, adli tıp raporu, Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı raporu, şüphelilerden birinin telefonundan alınan görüntüye rağmen bu kararın verilmesi hukuka aykırıdır. Dosyada delillerde hiçbir değişiklik olmamasına rağmen hem beraat hem de tahliye kararı verilmesi yaşam hakkının ihlal edilmesine yol açmıştır. Ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin güvence altına alınan yaşama hakkının, Anayasa'mızın 17 .maddesindeki yaşam hakkının ihlal edilmesi neticesini ortaya koymuştur. Ortada bu kadar kuvvetli deliller varken neden tahliye kararı verildi? Ailenin sorduğu soru bu. Adaletin burada tecelli etmemesi maalesef ailede büyük bir üzüntü ve manevi bir yıkıma yol açmıştır. Biz burada gerçekten de bu kadar güçlü ve haklı deliller olmasına rağmen böyle bir kararın verilmesi gerçekten hukuka aykırı buluyoruz. İstinafa başvuru yaptık, tüm hukuksal haklarımızı sonuna kadar koruyacağız, adli tıp raporunda Bülent Demirkaya’nın son derece sert darbelerle özellikle kafa bölgesine aldığı darbelerle beyin kanaması sonucu öldüğü sabit ve bu ortaya konulmuş. Burada tahliye kararın verilmesini hukuka da vicdana aykırı buluyoruz” dedi.

‘TIRNAKLARINDA DOKU, TELEFONUNDA FOTOĞRAF ÇIKTI’

Avukat Barış Yıldırım, Adli Tıp Raporu’nda Bülent Demirkaya’nın tırnaklarında sanıklardan birinin dokusu, telefonunda ise Demirkaya’nın ölmüş fotoğrafının çıktığını belirtti.  Bülent Demirkaya'nın ölümüne sebebiyet veren katillerin en ağır şekilde cezalandırılmasını talep eden Yıldırım, “Türk Ceza Kanunu’nun da öngörülen en ağır cezalardan bir tanesi müebbet hapis cezasıdır. Mühebbet hapislerle yargılanan kişinin tahliye edilmesini biz anayasanın 13 maddesinde düzenlenen orantılık, ölçülük ilkesine de aykırı buluyoruz. Her ne olursa olsun bu kişiler hakkında eğer tutuklama noktasında bir kanat oluşmamışsa adli kontrol kararı verilmesi lazım. Çünkü adli süreç devam ediyor, bitmiş değil. Yaşam hakkı en temel haktır. Yaşamam hakkının korunmadığı yerde başka bir şey den söz edilemez. Yaşam hakkına yönelik burada kovuşturma makamlarınca yeterince ele alınmadığı kanaatindeyiz. Biz itirazlarımızı mahkemeye de sunduk. Mahkemede bu kişilere dair bir kanat yoktu ise bu yargılama uzun bir süre devam etti ve her defasında 4 Kasım hariç kuvvetli suç şüphesini taşıyan somut olgular var diye takip ettirdi. Hiçbir olgu ve delil değişikliği yokken neden tahliye kararı verildi. Dosyada adil bir yargılama yapılarak, Bülent Demirkaya'nın ölümüne sebebiyet veren katillerin en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz. Sanıklardan birinin DNA profili Bülent Demirkaya’nın tırnaklarında çıktı. Buna ilişkin iddianamede de belirlemeler var. Buna rağmen maalesef yine sanıklardan birinin cep telefonunda Bülent Demirkaya’nın sırt üstü yere yatarken gözü kapalı çekilmiş fotoğrafı var. Bir marketin güvenlik kamerasına da sanıkların birisinin görüntüleri yansıdı. Üstünü siliyordu ve ayakta duramıyordu. Üstünde yeşil bir polar bulunamadı. Bu delil yok edilmiş durumda” şeklinde konuştu.