Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle soru önergesi veren Şaroğlu, Çemişgezek ilçesine bağlı Gözlüçayır köyünde yer alan mera alanlarının maden arama faaliyeti amacıyla bir firmaya kiralanmasının doğal yaşam alanlarını korumak isteyen bölge halkı tarafından tepkiyle karşılandığını ve arama çalışmalarının geçici olarak engellendiğini ifade etti.

CHP Tunceli Milletvekili Polat Şaroğlu, “Çeşitli sermaye gruplarınca ilimizdeki doğal yaşam alanlarını hedef alan yatırım amaçlı bu tür projelerin, hayata geçirileceği bölgede; bilgilendirme toplantıları, duyuru ve katılım gerçekleştirilmeden, usulsüz bir şekilde tamamlanmakta ve bölge halkının hak arama hürriyeti kısıtlanmaktadır. Aynı şekilde söz konusu bu durum ile bölgedeki içme suyu havzaları, tarım arazileri, endemik flora ve fauna türleri tehlike altında olacak ve doğal yaşam alanlarını kapsayan geniş bir bölgede geri dönüşü olmayan tahribata yol açmasına sebep olacaktır” dedi.

Şaroğlu, Bakan Kurum’dan şu sorularına yanıt istedi:

Çemişgezek ilçemize bağlı Gözlüçayır köyündeki maden arama ruhsatı hangi firmaya, kaç yıllığına verilmiştir? Söz konusu maden projesi kapsamında ruhsatlandırılan alanın büyüklüğü ne kadardır?

Halihazırda Tunceli ilinde maden arama faaliyetinde bulunan firma var mıdır, var ise hangileridir? Bunlar hangi proje kapsamında, hangi ilçe ve köylerde kaç hektarlık alan üzerinde faaliyet yürütmektedir?

Çemişgezek’teki maden projesiyle ilgili olarak Çevresel Etki Değerlendirme raporları dikkate alınmış mıdır ve bu süreçte bölge halkını bilgilendirme toplantıları gerçekleştirilmiş midir?

Maden arama faaliyetleri, bölgedeki içme suyu havzaları, tarım arazileri ve doğal yaşam alanları üzerinde geri dönüşü olmayan bir tahribata yol açacaktır. Bu konunun denetimi ve önlenmesi için herhangi bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

Pandemi sürecinde dahi, AK Parti hükümetlerince yıllardır süregelen çevre politikalarına bakış açısının değişmediğini ve doğal yaşam alanlarına ilişkin gerekli önlemleri almak yerine, rant temelli doğa kıyımlarına devam ettiğine tanıklık ediyoruz. Bu anlamda maden projelerinin yaratacağı tahribatın, bakanlığınız kurumsal kimliği ve hükümetinizce bir önemi var mıdır?