Konuya ilişkin önerge veren ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan yazılı yanıt isteyen Milletvekili Önlü, “Munzur Üniversitesi’nde yaşanan taciz olaylarına ilişkin kadın öğrencilerin yapmak istedikleri eylemler, Gülistan Doku’nun şüpheli kaybolmasına ilişkin ailesinin yapmış olduğu oturma eylemi, Pertek ve Ovacık’ta yaşanan çocuk istismarlarına ilişkin eylemler yasaklanmıştır” dedi.

Bu tarz girişimlerin saldırganları güçlendirdiğini iddia eden Önlü, “Son olarak Munzur Üniversitesi öğrencisi olan bir kadın öğrencinin, üniversite eğitim masraflarını çıkarmak için part-time olarak çalıştığı restoranda taciz edilmesini protesto etmek isteyen Dersim Kadın Platformu üyelerinin 6 Kasım’da yapmak istediği açıklama, polisler tarafından engellenmiştir.  Ardından da eyleme katılan 15 kadına, fiziki mesafe kuralına uymadıkları gerekçesiyle 3 bin 150’şer lira para cezası kesilmiştir. Ayrıca para cezasının ardından Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 15 kadın hakkında ‘Polise mukavemet’ ve ‘Valiliğin eylem ve etkinlik yasağı’ gerekçesiyle soruşturma başlatılmıştır” ifadelerini kullandı.

Önlü, konuya ilişkin şu sorularına yazılı yanıt istedi:

1.)          Dersim’de kadına yönelik şiddetle mücadeleye dönük etkinlikler neden yasaklanmaktadır?

2.)          Eylem ve etkinliklere katılmak isteyen kadınlara verilen para cezaları ile taciz ve tecavüzlerin teşhir edilmesi engellenmek mi isteniyor?

3.)          Gülistan Doku’nun bulunması için ailesinin çabaları hangi yasal gerekçe ile yasaklanmaktadır? Gülistan nerede diye sormak suç mudur?

4.)          Çocuk istismarının son bulması için seslerini duyurmak isteyen kadınlar hangi yasal gerekçe ile engellenmektedir? Çocuk istismarları son bulsun demek suç mudur?

5.)          ‘Kadına yönelik taciz ve tecavüzler son bulsun failler yargılansın’ demek suç mudur?

6.)          Dersim’de son 5 yılda kaç kadın şiddete maruz kalmıştır. Şiddet uygulayan kaç erkeğe cezai yaptırımda bulunulmuştur?

7.)          Dersim’de pandemi gerekçesi ile yasaklanan eylem ve etkinlikler sadece kadın mücadelesi yürütenler, muhalif kesimler için mi uygulanmaktadır?