ONLAR
  Annelerimiz.
  Büyük Annelerimiz.
  Bacılarımız.
  Ablalarımız.
  Sevgililerimiz.
   Eşimiz. Hayat yoldaşımız.
   Cennetin ayakları altında olduğu, ANALARIMIZ.
   Dünya güzelleri,
   KADINLARIMIZ.

   8 Mart onların, günüdür. O gün, bütün dünyanın onları konuştuğu, onlara sevgilerini sunduğu, baş tacı yaptığı, DÜNYA KADINLAR GÜNÜDÜR.
  O, gün, sevgi rüzgârlarının bütün dünyada estiği, sevginin tavan yaptığı, büyüklüğünün tarif edilmediği, ölçülmediği bir gündür.
   Geleceğimiz, yarınlarımız, çocuklarımızın, dünyada en çok sevdikleri annelerinin günüdür. Onların, en büyük aşklarının günüdür.
   Yaşamımda, annem, annemin koynu, kucağı, hep sığındığım bir korunak, bir liman oldu. Oranın sıcaklığında kendimi hep güvenli mutlu hissettim. Onun sevgisi, yaşamın, dünyaya gelişin, sevgisidir. Minnetin, borcun sevgisidir. Onunla yaşam insanlık şekillenir. Onun kanatları, sevgisi altında, insanlık, insanlık değerlerine kavuşur.
   Onların koynu, geleceğin fidanları çocuklar için, en güvenli en sıcak korunaktır.
   Doğanın uyandığı, giderek bin bir renge boyanmaya yeşermeye başladığı 8 Mart/ta alanlara, meydanlara, doğaya geldiği gibi bahar geldi. Kadınlar, meydanları, bin bir renkli çiçeklerin açtığı çiçek bahçeleri gibi renklendirdiler. Süslediler.
   Meydanlarda, ‘Biz, kadınız. Biz anneyiz. Bize kıymayın. Bizi katletmeyin. Bizi de erkeklerle eşit görün. Kadın haklarına saygı duyun. Hayatın her alanında, bize yer verin. Biz olmazsak, hayat, yaşam durur. Biz durursak. Dünyada durur. Yaşama renk veren, renk katan bizleriz. Elimizin değdiği yerde güller biter. Bizi hor gören, bize işkence yapanların, sevap işleyeceğini söyleyen, 8,9 yaşındaki çocuklarımızı, kızlarımızı evlendirmeye, köle yapmaya kalkan, din adamı, olmadığı halde, din adamı kisvesine bürünen, Diyanet adına konuşan, İslam dinine kötülük yapan, insanlığın yüz karası, yobazlara inanmayın. Onlardan uzak durun’ diye haykırdılar.
  “Yurtta Sulh, cihanda sulh” istediler. Kadın emekçilerinin haklarının korunmasını istediler. Bu hakların verilmesi korunması için tarih boyunca mücadele verdiler. Bunun sonucunda 19 Mart 1911 yılında 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edilmesini sağladılar. Yıllar sonra, Birleşmiş Milletler, 8 Mart Gününü, resmen DÜNYA KADINLAR GÜNÜ olarak kabul etti.
   Kimin annesi olursa olsun. Hangi kimlikte olursa olsun. Hangi suçu işlerse işlesin. Onlar, cennetin ayakları altında olduğu annelerdir. Onlara,  eller, kalkmamalıdır. Onun saçına, saçının teline eller uzanmamalıdır. Onlar, kadınlardır. Cennetin ayakları altında olduğu annelerdir.
  Bunu herkes; öncelikle kocalar, yetkililer, güvenlik görevlileri bilmeli, onlara layık oldukları saygıyı, yaklaşımı, göstermelidirler.
    Dünya kadınlar gününde, televizyonda yapılan gösteriyi izleyen ARYA, gidip annesinin karşısına dikildi. “Ben de büyüyünce kadın olacak mıyım anne” dedi.
Annesi gülerek,
 “Olacaksın” dedi.
  DÜNYA KADINLAR GÜNÜNDE

Fikri TAŞ