Akşam eve gittiğimde kapının önünde çocuk ayakkabısı vardı. Bu ARYA olmalıydı. Kapıyı açar açmaz koşarak geldi. Elinde bir paket vardı. Heyecanla, “Büyük Baba, biliyormuşsun yarın öğretmenler günü. Bak öğretmenime hediye aldım” dedi. Peşinden gelen Büyük Annesi, “Arya, Büyük Baban da, öğretmen, ona da, hediye aldın mı?” dedi. Arya, yok, anlamında başını sallayarak, “Büyük Baba benim öğretmenim değil ki” dedi. Arya Bir gün öncesinden Öğretmenler Gününün heyecanını yaşıyor. Hazırlık yapıyordu.

      Öğretmenler günü, ülkemizde ilk kez,1981 yılında Atatürk’ün, Millet Mekteplerinin, Baş Öğretmenliğini kabul ettiği 24 Kasım Günü kutlanmaya başlandı.

      Geçmiş yıllarda, öğretmenler günü için biz öğretmenler de Arya gibi günler öncesinden heyecanla o günü, günün akşamını beklerdik. Gün içinde okulumuzda öğrencilerimizle, velilerimizle kutlardık. Akşam da millî Eğitim Müdürlüğünün şehrin en ünlü mekânında düzenlediği kokteyle katılırdık. Şehrin davetli bütün öğretmenleri, o gecede olurdu. Şarkıların, türkülerin eşliğinde, oyunlar oynanır. Halaylar çekilir. Gelecek güzel günlere, kadehler kaldırılırdı.

    Sayın Valimizin gelmesi ile o günler, benzer günler, tekrar yaşandı. Öğretmenler, günlerinin akşamında şehrin ünlü mekânlarından birinde tekrar ağırlandı. Kurayla çekilen 24 öğretmen Avrupa ülkelerinde geziye gönderildi.

    Bu yıl da şehrin dışında Ovacık yolu üstünde ESİNTİ Düğün salonunda öğretmenler ağırlandı. Düğün salonu deyim yerindeyse tıka basa doluydu. Öğretmenler, davetliler, eşleri, çocukları ile birlikte gelmişlerdi. Kendimize oturacak bir yer bulmakta zorlanmıştık. Başta Sayın Valimiz, millî Eğitim Müdürü, olmak üzere Devlet protokolü bütünüyle oradaydılar. Bayan öğretmenlerin söylediği şarkılarla güzel vakitler geçirildi. Salonda daha özgür olan çocuklara Sayın Valimizin her zaman yaptırdığı gibi çocuklara, onların dünyası olan oyuncaklar, dağıtıldı.

vali-sonel-(1)-002.jpg

     Sayın Valimiz, yaptığı konuşmada, “sizleri, yalnız bir gün, öğretmenler gününde değil, yılın her günü, ağırlarsak sizlere ne yapsak azdır. Sizlerin, bize emeğiniz çoktur. Sizler, bizim için çok değerlisiniz. Sorunlarınız, bizim, toplumun, ülkenin, sorunlarıdır” dedi. Bunları söylerken yüzündeki, tebessüm, mutluluğunun, samimiyetinin, dışa yansımasıydı.

  İkram edilen yemek, çorbası, tandırı,  tatlısı ile zengin lezzetliydi. Günün anısına mumlarla süslenmiş pasta, topluca alkışlar arasında kesilerek ikram edildi. Geçen Yıl Sayın Valimizin isteği organizasyonuyla, Öğretmenler Gününde, kutlanan gecede kurayla belirlenen 24 öğretmen Dünyanın ünlü tarihi kenti PARİS’E, geziye gönderilmişlerdi. Bu yıl da, Çekya’nın başkenti PRAG’A, geziye gönderilecek 24 öğretmen, bağrışlar alkışlar arasında, çekilen kura ile belirlenmişti. Umarız Sayın Valimiz, Gazeteciler gününde de gazetecilere, benzer bir jest yapar.

    Öğretmenler gününde, yayınlanan ulusal bir gazete, “Ulu Önder Atatürk, sizin, kıymetinizi bildi. Biz bilemedik. Af edin bizi” diye Yazıyordu.

    Bir Başka ulusal gazetede, Öğretmenler gününde, Öğretmenlerin yoksulluk sınırında, maaşla geçindiklerini yazıyordu. Bir başka öğretmen okurum, “eğittiğimiz, polis memurları, uzman çavuşlar, bizim yaklaşık maaşımızın iki katını almaktadırlar. Hizmet farkını gerekçe gösteriyorlar. Hâlbuki öğretmenin hizmetinden büyüğü kutsalı mı var” diyordu.

    Geçmiş yıllarda, Öğretmenler Günü, Ankara Başkentte, Öğretmenler Günü için düzenlenecek törenlerde, ili temsil eden yılın öğretmenleri, ildeki öğretmenler tarafından seçilirdi.

    1986 Yılında ilimizin yılın öğretmeni seçilmiştim. İsimlerimiz, Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanmıştı. Ankara’da, yakın ilgi gösterip, “hemşerim” diyen Malatyalı, Sayın Millî Eğitim Bakanı Metin EMİROĞLU, tarafından, ağırlanmıştık. Çankaya Köşkünde, Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından ağırlanmış, şerefe kadehler kaldırmıştık. Başbakan Turgut ÖZAL tarafından da eski meclis salonlarında, görkemli bir şekilde, ünlü sanatçıların katıldığı büyük bir ziyafetle ağırlanmıştık. Sayın Başbakanın meclisteki kabulünde uzun süren konuşmasında bir anlık uyumuştum. Bütün illerin temsilcileri yılın Öğretmenleri meslektaşlarımızla hala sürdürdüğümüz yakın dostluklar kurmuştuk.

vali-sonel-(2)-002.jpg

    Öğretmenler Günü, Cumhurbaşkanının, Başbakanın, Bakanların, doktorun, mühendisin, subayın, okuma yazması olan herkesin öğretmeninin, günüdür.

   Herkese, A.B.C’yi öğretenlerin günüdür.

   Atatürk’ün,

   Yeni Nesil sizin eseriniz olacaktır.

   Milletleri, kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir.

    Unutmayınız ki Cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir.

     Beni yetiştiren sizlersiniz.

     Dediği,

     Hazreti Alinin, ’Bana bir harf öğreteninin kölesi olurum.

      Dediği

     Öğretmenler Günüdür.

     İlimizde, Yüzün üstünde, ülke genelinde, Binlerin üstünde, yasalarca kurulmuş, yasal faaliyetlerini sürdüren, muhalif sendikaya üyesi öğretmenlerin, Mesleklerinden ihraç edildiği bir ortamda Öğretmenler Gününü, kutlamak, üzüntü vericidir.

     Yazıya, noktayı koyacaktım ki, bizim ZAFER, Zafer büfenin sahibi, elinde bir çiçek buketle, geldi: “Öğretmenim, Öğretmenler gününüz kutlu olsun” dedi.

    Zafer,  Öğretmenler gününde, öğretmenleri, unutmamıştı. Şahsımda bütün öğretmenlerin gününü kutluyordu.

Sarıldım. Öptüm. Kendisini

     +     +     +

   ÂŞIK MAHSUNİ ŞERİFLE, YILMAZ GÜNEYLE, BULUŞMA.

   Eğitim Sen Tunceli Şube Başkanı, EYLEM Hoca,(Eğitim Senli olduğu için öğretmenlik mesleğinden ihraç edilen bir öğretmen) aradı.  “Hocam Ankara’dan getirttiğimiz bir tiyatro oyunumuz olacak, size bilet bırakmak istiyorum” dedi. İş yerinde değildim. “Bırakınız” dedim.

6 bilet bırakmışlar,5 âdetini tiyatro sevenlere, dağıttım.

    Çok istediğim halde gidememiştim. Yerime bir başkasını göndermiştim.

    İki seans halinde sahnelenen tiyatroyu İzleyenler, heyecanla gelip, “Hocam çok ünlü bir gösteriyi kaçırdınız. Sizin adınıza, üzüldük” dediler. İzlemem için telefonla kameraya almışlardı. İzlettiler, bana.

    Tiyatro gösterisinde, Âşık Mahsuni ŞERİFİN, hayatı, hapislik yılları, hapiste Yılmaz GÜNEYLE, bir araya gelmeleri, anlatılmış sahnelenmiş. Âşık Mahsuni’nin, türküleri çalınmış.

    Ankara’dan gelen profesyonel tiyatro oyuncuları, seyircilerine, profesyonelce oyunlar sergilemişler. İlk kez tiyatro oyunu seyredenlere, tiyatroyu sevdirmişler.

   Tiyatro bir sanat gösterisidir. Onu seyretmek, sanatı, kültürü, tarihi, güncelleri, seyretmektir.

   Tiyatro bir kültürdür.

   Tarihi bir süreçte, ihraç edilen binlerce üyesi öğretmenin, ailelerinin, yükünü omuzladığı zor günlerde, sosyal kültürel etkinliklere zaman ayıran, Eğitim Sen’i, DERSİM Halkına, tiyatro izleten, Tunceli Şubesi, EĞİTİM SEN SENDİKASINI,

Kutluyorum. Teşekkür ediyorum.