Eski sağlık Müdürümüz, Şimdilerde Tunceli AKP il başkan SERCAN Bey aradı. ‘müsaitseniz bir araya gelelim, sizi aldıralım, birlikte Hastanemizi, hastanemizle ilgili gelişmeleri, hastanemizin Başhekimiyle, yardımcısı ile konuşalım. ‘Dediler. Günün geç saatleriydi. Misafirlerim vardı. Özlemini duyduğum rahmetlinin oğlu, torunumu bekliyordum. Mazur görmelerini rica ettim.
    Eski sağlık Müdürümüz, başarılı bir sağlık Müdürüydü. Zamanında hastanede doktor eksikliği olmadığı gibi, yapılabilir ameliyatlar, başka illere gönderilmeden yapılıyordu. Hastalar, başka illere gönderilip mağdur edilmiyorlardı. Bakanlıkla diyaloğunun önemli payı vardı.
    Şimdilerde Sayın eski sağlık Müdürümüz, İktidardaki partinin AKP Tunceli İl Başkanıdır. Köşemde hastanemizle ilgili eksiklikleri dile getirdiğimde, duyarlılık gösterip Ankara’dan aramıştı. Eksikliklerimizi bakanlık katında dile getireceklerini eksikliklerin giderilmesi için gerekli çabayı göstereceklerini ifade etmişlerdi.
    Beni arayıp görüşmek istediğinde sevindirici müjdeyi verdiler. İnsan sağlığında, kalp sağlığı, önemli öncelikli bir yer tutmaktadır. Kalp sağlığı için sıkça öngörülen ANJU operasyonu, en çok yapılan, ihtiyaç duyulan bir kalp sağlığı tedavisidir. Bunun yapılmasına ihtiyaç duyulan hastalar, bu güne kadar hasta hanemizde yapılmayıp, dış illere, özellikle, Elâzığ’a sevk edilirlerdi.
   Sayın İl Başkanı, İnsan sağlığında önemli bir yeri olan ANJU tedavisinin, bundan böyle hastanemizde yapılacağının, müjdesini verdiler. Gerekli sağlık cihazlarının sağlandığını, ANJU tedavisinde görev alacak sağlık çalışanlarının, iki aylı eğitimi sonrası, ANJU tedavisine, başlanacağını ifade ettiler. Çok sevindirici bir haberdi. Gidip Elâzığ’da, ANJU olmuştum. Zorluğunu yaşamıştım. Habere çok sevindim.
   Hastanedeki eksiklikleri dile getirdiğim yazımı, Sayın Milletvekilimiz Polat ŞAROĞLU da okumuşlardı. Duyarlılık gösterip, Beni aramışlardı. ANJU tedavisinin ilimiz hastanesinde yapılması için bakanlık düzeyinde görüştüklerini, yapılacağı sözünü aldıklarını ifade etmişlerdi.
   Bu sevindirici haberin yanında Sayın Başkandan, doktor eksikliğinin giderilip, giderilmediğini sordum. Yanındaki Hastane Baş Hekiminden sordu. Doktor eksikliğinin kalmadığını, en çok ihtiyaç duyulan NOROLOJİ, doktor eksikliğinin giderildiğini, İki Nöroloji doktorunun görevlendirildiğini, İzinli olan NOROLOJİ doktoru, AYSUN İNCE Hanımın, döndüklerini, görevine başladıklarını ifade ettiler. Doktor AYSUN Hanım, yaklaşık 10 yıldır Tunceli’de görev yapan, Tunceli Halkı tarafından yakından tanınan, sevilen, güvenilen, bir hekimdir. Hastalarını, muayene ederken bile nezaketli, diliyle, sıcak yaklaşımı ile hastalarını, tedavi eden bir doktordur. Göreve başlamalarına çok sevinmiştim.
   Doktor açığının giderildiği hastanemizde, umarız, bundan böyle bazı ameliyatların hastanemizde yapılarak çevre illere sevki önlenmiş olur.
   +       +       +
   HIRSIZLIK İLİMİZDE ALMIŞ BAŞINI GİDİYOR.
   Şehrin tarihi ünlü taşıt araçlarının park etmediği, giremediği tek sokak olan DAR SOKAKTAN geçiyordum. Her sabah iş yerime giderken oradan geçerek, tanıdık yüzleri selamlayarak, giderim. Liseyi okuduğum yıllardı. DAR SOKAK, bizim İstanbul’daki, KAPALI ÇARŞI benzeri şehrimizin ünlü bir mekânıydı. Henüz o yıllarda, çok katlı iş yerleri, apartmanlar, yoktu. En yüksek bina, bodrum kattaki fırınla birlikte 4 katlı ŞAKİRAĞA oteliydi. Tek katlı, dükkânlardan sıralı DAR SOKAK çarşımızda, yangın çıkmıştı. Beden Eğitimi öğretmenimiz yangını söndürmeye çalışırken bizler, öğrencileri, onun kahramanlığını heyecanla seyrediyorduk.
    DAR SOKKATA, faaliyet gösteren bir esnaf, yolumu kesti. ‘Hocam bir iki dakika misafirim olur musunuz?’ Dedi. İş yerine geçtik. Anlattı.’ Hocam, BİZE NELER OLUYOR. Yazınızı okudum. Yaşanan eksikleri yazmışsınız. Sağ ol. Eskiden Tunceli’de asla görülmeyen, şu sıralar, esnafın halkın başına musallat olmuş, hırsızlık olaylarını yazmamışsınız.’ Dedi. Saydı. Kendinin, ismini verdiği birçok esnafın iş yerlerine hırsızların girdiklerini, iş yerlerini talan edip, esnafı mağdur ettiklerini, bir, bir, anlattı. Tepkili bir ifadeyle, ’Hocam şehrin içi hatta dışı kameralarla donatılmış, küçük bir yer. Bu adamlar, bu kadar işyerlerini talan edip ellerini, kollarını, sallayarak giderlerken, hiç mi bir kameraya takılmazlar. Hala bu güne kadar bir teki bile yakalanmadı. Yakalanmayınca da soygunlar, devam edecektir. Bir günde sıra size gelecektir. ‘Dedi.
    Şaşkındım. Bir hırsızlık vakasının, olduğunu, DERSİM SPOR satış yerinin soyulduğunu, duymuştum. Orayı soyanları da, emniyetin tespit ettiğini, kısa sürede yakalayacaklarını duymuştum. Bu kadar çok iş yerinin soyulmasını, ilk kez duyuyordum.
    Üzülmüştüm. Tunceli’ye yakıştıramamıştım. Üstelik yapılanlar, sıradan basit bir hırsızlık vakaları, değildi. Profesyonelce yapılmış hırsızlık vakalarıydı. Esnafın anlattığına göre 10 civarında soygun yapılmıştı. Failleri hala yakalanmamıştı. Üstelik her taraf kamaralarla donatılmış, küçük bir şehir olduğu halde.
   Hep övünürdük, hırsızlığın, soygunların, dolandırıcılığın, kâp kaçın olmadığı bir ilimiz vardı. Diye, NELER OLDU BİZE
   Emniyet Müdürlüğünden öncelikle ricamız. Bu hırsızları, yakalayınız. Kim olduklarını, cümle âlem görsün. Bakalım, kimlermiş.
   Bu görülmeyen, iz bırakmayan, profesyonel SOYGUNCULAR.