GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - Seminerin sunumundan detay - SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan sunumu - SODİMER Başkanı Prof. Dr. Eraslan'ın konuşması Mardin'de "Deprem ve Teknolojik Önlemler" semineri düzenlendi - SODİMER Başkanı Prof. Dr. Eraslan: - "Öncelikle kamunun, devletin ve yetkililerin hesaplarına bakmalıyız. Önümüze gelen her bilgiyi sosyal medyada dolaşıma sokmayalım. Böylesi durumlarda hep itidali öneriyorum" MARDİN (AA) - Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Araştırma Derneği (SODİMER) Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan, "Öncelikle kamunun, devletin ve yetkililerin hesaplarına bakmalıyız. Önümüze gelen her bilgiyi sosyal medyada dolaşıma sokmayalım. Böylesi durumlarda hep itidali öneriyorum." dedi. Mardin'de Bahçeşehir Koleji'nde düzenlenen "Deprem ve Teknolojik Önlemler" konulu seminere katılan Prof. Dr. Eraslan, öğrencilere deprem esnasında haberleşme, iletişim ve yaşamda kalma konularında dijital dünyanın sağladığı olanakları aktardı. Prof. Dr. Eraslan, seminerin ardından AA muhabirine, internet çağının çok yoğun olarak yaşamın her alanında kendisini faydalı olarak gösterdiğini belirtti. İnternet dijital teknolojilerinin sosyal medyada ve son yaşanan depremlerde özellikle duyurma, gündem yaratma, yardım, organizasyon ve koordinasyon gibi konularda çok büyük etki sağladığını kaydeden Eraslan, özellikle Twitter'ın sohbet odalarının, on binlerce kişinin katıldığı bir yardım ve organizasyon sürecine dönüşünü gördüklerini söyledi. - "60'a yakın yalan haberin de dolaştığını gördük" YouTube'da yayınların yapıldığını, WhatsApp gruplarının çok yoğun bir şekilde yardım ve organizasyon sürecine dönüştüğünü anlatan Eraslan, şöyle konuştu: "Bir iletişim sürecinde bu deprem aslında büyük bir devrimi de yarattı. Çünkü GSM hatlarının çalışmaması bunun üstünde iletişimin kopması ve devreye WhatsApp, Telegram, Bip gibi araçların girmesi de oldukça önemli olarak bu süreci bize gösterdi. Bunun yanında dezenformasyonun da yoğun olarak devreye girdiğini gözlemledik." Dernek olarak depremin ilk anından itibaren devam eden bir süreci izlediklerini kaydeden Eraslan, "Bu süreç, depremin ilk saatlerinde yardım çığlıkları ile başladı ama daha sonra hep beklediğimiz gibi böylesi kaos ve karmaşa alanlarında sosyal medya manipülatörleri, algı yönetimcileri ve dezenformatörleri gördük. Özellikle ikinci, üçüncü günden itibaren. Şu anda 1116 hesap işleme alındı. 60'a yakın yalan haberin de dolaştığını gördük." diye konuştu. İnsanların yoğun olarak bilgiyi sosyal medyadan aldığını aktaran Eraslan, şöyle devam etti: "8-10 milyon takipçisi olan birinin verdiği yanlış bilgi ve görüntüler süreç içerisinde o kadar çok insanı infial etti ki bu yüzden çok dikkatli olmak gerekiyor. Ayrıca yanlış bilgiler, konumlar, fotoğraflar farklı bölgelerdeki olay ve durumların olmuş gibi gösterilmesi gibi. Yanlış istatistikler, ölü sayısı, yıkılan bina sayısı, yaralı sayısı gibi ya da işte korku ve infiale iten örnekler gibi. Bir çok bilimsel yanıltıcı örnekleri de gördük." - Bilinçli davranılması gerekiyor "Öncelikle kamunun devletin ve yetkililerin hesaplarına bakmalıyız. Önümüze gelen her bilgiyi sosyal medyada dolaşıma sokmayalım. Böylesi durumlarda hep itidali öneriyorum." ifadelerini kullanan Eraslan, böyle durumlarda bilinçli davranmak gerektiğini aktardı. Milyonlarca takipçisi olan bir kişinin artık kamusal bir varlık haline döndüğünü belirten Eraslan, bu hesap sahiplerinin sunacakları bilgileri çok dikkatli vermesi gerektiğine işaret etti. Sosyal medya ve dijital dünyada dolandırıcılık olaylarının da görüldüğünü anlatan Eraslan, bu acı dönemde bile dolandırıcıların olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın depremle ilgili Dezenformasyon Bülteninin önemine dikkat çeken Eraslan, Anadolu Ajansı (AA) Teyit Hattı'nın da deprem süresince çok güzel işler yaptığını, anlık belirlemeler ve sahadan bilgiler paylaştığını aktardı. Prof. Dr. Eraslan, teyit ilkeleri ve teyidin nasıl yapılacağına dair kamusal yayınların faydalı olacağını sözlerine ekledi.