MALATYA (AA) - Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerden en fazla etkilenen illerden Malatya'da, çocukları depremin etkilerinden uzaklaştırmak için sahnelenen "Tutar mısın Elimi (Miras)" adlı çocuk oyunu, izleyenlere keyifli anlar yaşattı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne bağlı Devlet Halk Dansları Topluluğu tarafından hazırlanan, genel sanat yönetmenliğini Yıldız Çankaya'nın yaptığı, senaryosunu Murat Yener Yıldırım ile Emre Egel'in yazdığı eser, depremden etkilenen 11 ilde gösterime sunulacak.

Müzikli danslı çocuk oyunu, Malatya'da sadece depremzede çocuklardan değil aynı zamanda ailelerden de büyük ilgi gördü.

Oyunun ardından sahneye çıkan depremzede çocuklar, gösteri sunan sanatçılarla birlikte dakikalarca eğlenip dans etti.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdür Yardımcısı ve İstanbul Devlet Modern Folk Müzik Topluluğu Sanat Yönetmeni Enver Merallı, AA muhabirine, sahne arkasından baktıklarında çocukların yüzlerindeki tebessümleri gördüklerini, bunun da kendilerini mutlu ettiğini söyledi.

Tarih boyunca Türk devletinin her zaman iyi veya kötü günde milletinin yanında olduğunu anımsatan Merallı, "Son zamanlarda yaşamış olduğumuz bu felaketten sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü olarak 'Tutar mısın Elimi' adlı projeyle vatandaşlarımızın yanında olmayı istedik. O gülümsetebildiğimiz çocukların mutluluğunu aileleriyle birlikte gördüğümüz zaman biz sonuca ulaştık diyoruz." dedi.

Merallı, çocukları gülümsetmenin dünyanın bütün zorluklarını aşmaya eş değer olduğunu aktardı.

Oyunun sonunda sahnede çocuklara çeşitli hediyeler de verdiklerini belirten Merallı, şöyle konuştu:

"Bir çocuğu gülümsetmek bir milleti gülümsetmektir. Bu bakımdan biz istediğimiz sonucu elde edebiliyoruz. Aileler mutlu, çocuklar mutlu ve biz herkesten mutluyuz. Bu etkinlikler deprem bölgesindeki 11 ilimizin tamamında sergilenecek. Bu Malatya'daki ikinci gösterimiz. Elazığ'da gösterime girdik. Önümüzdeki günlerde Malatya'ya tekrar geleceğiz. 7 bölgemizi çocuklara anlatırken bölgelerimizi öğretmek, onları gülümsetebilmek ve onlarla hoşça bir vakit geçirip onların buradan mutlu şekilde ayrılmalarını sağlamak istiyoruz. Çocuklara hediyeler de veriyoruz. Biz o mutluluk ve sevinci onlarla birlikte yaşıyoruz."

- "Yediden yetmişe tüm seyircilere uygun bir oyun"

Devlet Halk Dansları Topluluğu Sanat Yönetmeni Yıldız Çankaya, geleceğin teminatı olan çocukların ruh hallerinin düzelmesi için tüm sanat camiasının emek harcadığını söyledi.

Oyunları ve müzikli dans gösterilerini izleyen çocukların sevinçlerine ortak olduklarını ifade eden Çankaya, şunları kaydetti:

"Ruhlarımızın enkaz altından çıkarılarak rehabilite olması ve tekrar ele le vererek daha iyi ve güçlü hissetmek için Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak biz de Devlet Halk Dansları olarak Anadolu'da bir geziye çıktık. Burada Hacivat Karagöz'ün miras için çıktığını zannettiği bir yolculukta yörelerimize uğrayıp orada düğünlerde mirası ararken oyunlarımızı izliyoruz. Ama sonunda aslında en büyük mirasımızın kültürel zenginliğimiz, birlik ve beraberliğimiz olduğunu anlatan bir oyun. Yediden yetmişe tüm seyircilere uygun bir oyun."

- Depremzede aileler de keyifli anlar geçirdi

Oyunu 3 çocuğuyla izleyen Ömer Elmas ise, "Zorlu zamanlardan geçtiğimiz bu dönemlerde bize acılarımızı bir nebze de olsun unutturan ve çocuklarımızın yüzünü güldüren bu etkinliği düzenleyenlerden Allah razı olsun. Bir an bile olsa eğlenceli bir gece geçirdik. Bir an olsun her şeyi unutup geride bıraktık." dedi.

Çocukları ve yeğenleriyle birlikte oyunu izleyen Yurdagül Mutlu da sadece çocukların değil yetişkinlerin de güzel vakit geçirdiğini söyledi.

Oyunun akışına kendilerini kaptırdıklarını dile getiren Mutlu, şöyle konuşru:

"Çocuklar hem eğlendiler hem mutlu oldular. Bir an olsun her şeyi unuttular. Etkinliğin tekrarlanması çok daha güzel olur. Bu etkinlikler depremin etkilerini silemese bile en azından üzüntümüzü bastırabiliyor. En azından geçmişe bakılıp kalmamalarını, eğlendirmeyi, eğlenmeyi ve çocuklar için bir şeyleri düşünmemeyi öğreniyoruz ve yavaş yavaş onlarla beraber unutuyoruz."