Cennetin ayakları altında olan annelerin günü, günlerin en kutsal günüdür. En büyük sevgiyi, duyguyu taşıyanların günüdür. En büyük yaratıcı TANRIDAN sonra insanlığın yaradılışını, üremesini, sağlayan kutsal annelerin günüdür.
   Bütün insanlık, bütün uluslar, doğuran annelerin gününü, büyük bir coşku ile farklı tarihlerde kutlarlar. Ülkemizde, kutsal anneler günü, 8 Mayısta kutlanmaktadır. İnsanlık, çok eski tarihlerde, bile milattan Önce 250 yıllarından tanrılık unvanı verdiği anneler gününü kutlamışlardır.
   Sevginin simgesi olan çiçeklerin kutsal annelere, sunulduğu gündür.
Bu kutsal gün, aynı zamanda annesi sağ olan insanlarında günüdür. Annelere, bir demet çiçekle gidip onun sıcaklığını, büyük sevgisini, yakından görerek, hissederek, elini, yanaklarını, öpmek, mutluluğun en büyüğüdür.
   Annesi sağ olan dostlarıma, arkadaşlarıma hep derim.’ Anne,  insanın üzerinde en çok emeği olan en kutsal bir yarattık tır. Sakın ola onu üzmeyesiniz. Gitti mi bir daha geri gelmiyor. Onu kaybetmeden onu çok sevin. Baş tacı yapın. Sakın ola kırmayın. Hep yanında olun. Uzaklarda bile olsanız. Onu çok sevdiğinizi, her zaman duyurun. Hissettirin.’ Derim.
    Annemle küs ayrıldık. Onun acısını, onu kaybettikten sonra bir ömür çektim. Çekiyorum. Affetmesi için hep yalvardım. Rüyalarımda onu hep aradım. Sıkıntılı dar günlerimde, rüyalarda hep yanımda oldu. Mart ayıydı. Soğuklar hala sürüyordu. Tutturdu. Beni köye götür. Orada kalayım. Dedi. Havalar soğuktu. Kendisi yaşlıydı. Tek başına Soğuklardan korunamazdı. Kalp hastasıydı. Kendine bakamazdı. Kabul etmedim. ‘O zaman gidip köyü gezip gelelim dedi. Kırmadım. Çıktık gittik. Köyü gezdik. Döneceğimiz zaman ,’Hayır ben gelmeyeceğim. Dedi. Ne kadar yalvardımsa da, gelmedi. Tek başına köydeki evimizde kaldı. Gelip ihtiyaçlarını alıp götürdüm. Sözünde durup gelmediği için kendisinden küs ayrıldım. Üç gün sonra köyden aradılar. Annen hasta acele gel. Dediler. Arabaya atlayıp alel acele gittim. Annem kalp krizi geçirmiş. Kaybetmiştik.
   Hemen her gün, dünyamdadır. Onu ne kadar çok sevdiğimi, beni af etmesini söylerim ona. Konuşurum onunla hep.
   Onunla geçmiş yılları yeniden yaşarım. Arpa ekmeğinin yendiği günlerde, komşu köydeki okula başladığım gün, benim için buğday ekmeği pişirip, arasına tereyağı koyup bez çantamla köyün dışına kadar beni yolcu ettiğini, hiç unutmam. Hasta günlerimde, nasıl çırpındığını, nasıl acı çektiğini unutmam. Gülümseyerek azarlamalarını, arkamdan ettiği duaları, yakarmaları, unutmam. En yakın arkadaşımdı. Her şeyi onunla paylaşırdım. Okuyup adam olmam için nasıl çırpınırdı.
    Köye gittiğimde onun çok sevdiği, ömrünün çoğunu geçirdiği bağda toplayacağım çiçeklerden bir demet yapıp, eşiyle, torunuyla birlikte yan yana yattıkları SONSUZLUK kabirlerinde, ziyaret edeceğim. Onu çok sevdiğimi bir kez daha söyleyeceğim.
   Sıkıntılı, dar günlerimde, ’KORKMA OĞLUM BUDA GEÇER.’ Sözü, hale sıkıntılı günlerimde, bana rehber olur.
   Sevgili anneciğim seni ömrüm boyunca hep sevmeye devam edeceğim.
   Muhabbet Hanımda annedir. Akşam elimde bir demet çiçekle eve gideceğim.
   Onun anneler gününü kutlayacağım.
   Dünyadaki bütün annelerin anneler günü kutlu olsun.