İsmaililiğin önemli tarihi kaynakları arasında yer alan Kelâm-ı Pîr, Farsçadan Türkçeye çevrilen ilk İsmaili metni. Eserin bu özelliğiyle, Alevilik araştırmalarında önemli bir boşluğu doldurması bekleniyor.

Konunun ve dönemin uzmanı bilim insanlarının kitap hakkındaki değerlendirmelerinden kesitler şu şekilde:

 

Dr. Yalçın Çakmak tarafından yayına hazırlanan Kelâm-ı Pir isimli eser Dağın Efendisi olarak adlandırılan Hasan Sabbah’ın mensubu olduğu ve yaşadığı dönemde güçlü bir savunucusu olduğu İsmâiliyye mezhebinin öğretilerini anlatmak için yazılmış değerli bir çalışma… İsmâiliyye’nin doktriner anlamda daha iyi anlaşılmasının ve Hasan Sabbah ile kendisinden sonra gelen İsmâiliyye mensuplarının zihin dünyasının keşfedilmesi açısından son derece önemli bir eserdir.

Prof. Dr. Haşim ŞAHİN (Sunuştan)

__________________________________________________________

 

Bedahşan bölgesi İsmailileri, Orta Asya’da tarihsel süreç içerisinde zamanla Farsileşmenin ya da Türkleşmenin etkisi altında kalmaksızın, hala İslam öncesi kültür izlerini kendi İslami geleneği içerisinde baskın bir şekilde yaşatan, Pamirler ve Hindikuşların dağlı Tacikleridir. Kelam-i Pir ise, onların, İsmailik yorumlarını en iyi şekilde yansıtan metindir denilebilir. Her ne kadar, Bedahşan’a İsmaililiği getirmiş olan  Nasır-i Hüsrev’e atfedilen bir eser olsa da, kitabın edebi dili, bunun doğru olmadığını göstermektedir. Türkçeye kazandırılmış olması, inanç biçimi olarak Anadolu Aleviliği ve Bedahşan İsmaililiği karşılaştırması yapmamıza olanak sağlaması açısından büyük önem taşımaktadır. Son yıllarda Türkiye’de oldukça popüler olan ve daha ziyade Ortadoğu kökenli etkilerden biri olarak görülen, Anadolu Aleviliğinin kökenindeki İsmaili etkiler meselesinin, Orta Asya ayağının anlaşılması açısından önemlidir ve büyük bir katkıdır. Emeği geçenleri kutlarız.  

Doç. Dr. Zahide AY (Arka Kapak Tanıtım Yazısından)

__________________________________________________________

Dünya çapında İsmâilîliğe gösterilen ilgi ve teveccüh, tarihi ve kültürel etkileşim göz önünde bulundurulduğunda nasıl olur da onlarla yakın bir coğrafyayı paylaşan Türkiyeli araştırmacı ve bilim insanlarının yeterince ilgisini çekmemiştir? Bu ilgisizlik İsmâilîlikten ziyade bir bütün olarak Şiîlik araştırmaları için de geçerlidir. Bu bakımdan bilhassa Türkiye’deki ilahiyatçı ve işin ilmini yürütmekle sorumlu İlahiyat Fakülteleri’nin daha çok ideolojik ve mezhepçi saiklerle meseleyi araştırma konusu yapmadıkları, yapanlarının ise yine bu ideolojik bagajlarından kurtulmadıkları gözlemlenmektedir. Benzer bir durum Kızılbaş-Alevilik ve Bektaşilik gibi gayri Sünnî bir inancın Ortadoğu gibi coğrafyalardaki din ve inançlarla olan tarihsel ilişkiselliğinin araştırılması hususunda da geçerlidir. Bu bakımdan söz konusu inançların, bilhassa 12 İmam Şiîliği ve İsmâilîlik ile bir takım rezonanslarının olmasına rağmen söz konusu alanların bilim insanları ve araştırıcılarınca yeterince merak konusu olmadığı söylenebilir. Son kategoride yer alan araştırmacıların İsmâilîlik ve Alevilik hususundaki değerlendirmeleri ise ne yazık ki birkaç satır ve genel ibare-değerlendirmelerden öteye geçmemektedir.

Kelâm-ı Pîr, Seher Abdal’ın 15. yüzyılda gerçekleştirdiği Bedahşan seyahatiyle birlikte çevirdiği Nasır-ı Hüsrev’in Saadetname’sini hariç tutarsak, İsmâilîliğin temel kaynaklarına dair Türkçeye kazandırılan ilk eserdir. Böyle bir ilke ışık tutmanın büyük bir memnuniyet ve gurur kaynağı olduğu aşikâr. Bu bakımdan Türkiyeli okur için İsmâilîlik ile ilgili temel kaynakları yakından tanıma ve farklı coğrafyalar arasındaki inançlar bağlamında mukayese ile değerlendirme yapma olanağı sunduğu söylenebilir.

 Dr. Yalçın Çakmak (Editör notundan)

__________________________________________________________

 

Esere aşağıdaki iletişim bilgilerinden ulaşılabilir:

Mail: [email protected]

Tel: 05304089848