Gerger romanda, 12 Eylül darbesinden bugüne devletin derinliğinde yaşanan karanlık ilişkilerin iç yüzü alışagelmişin dışında anlatılıyor.

Romanda, ''Bir ülke kaostan ve korkudan nasıl kurtulur?'', ''Bir ülkenin beklentileri nelerdir?'', ''Böyle bir ortamda aşk nasıl yaşanır?'' sorularına da yanıt arandığını ifade eden Gerger, ''Romanda, 12 Eylül darbesinden bugüne devletin derinliğinde yaşanan karanlık ilişkilerin iç yüzü de alışılagelmişin dışında anlatılıyor'' dedi.

Kitabın ana kahramanlarının ''Leyla'' ile ''Mazlum'' adlı iki genç olduğunu ifade eden Adnan Gerger, romanın bu iki gencin olaylara tanıklığını okurun karşısına çıkardığını belirtti.

Gazeteci-yazar Gerger, ''Öyle ki bu romanı okuyan herkes bu mecnunluğu, bu tanıklığı, Leyla ve Mazlum ile birlikte paylaşacak. Okur, kitabı okurken son 30 yılın tüm günahlarının vebalini boynunda hissedecek'' sözleriyle kitabın anlattı.

‘AŞK ROMANI DEĞİL, POLİSİYE HİÇ DEĞİL’
"Romanın en dikkat çekici yanı da zamanımızda görülmediğini sandığımız aşkların var olduğunu bize anlatması'' diyen Gerger, romanını ''beklemeyi bilenlere'' adadığını belirtti.

''Faili Meçhul Öfke''nin farklı bir türü olduğunu dile getiren Adnan Gerger, ''Faili Meçhul Öfke, bir aşk romanı değil, polisiye hiç değil. Tarihsel bir roman mı? Belki...'' sözleriyle kitabını tanıttı.

İmge Yayınlarından çıkan 434 sayfalık roman, ''Korkutulmuş Günler'', ''Unutma! Ömrüm ve Düşlerim Sende Eskiyecek'', ''Mazlumlar Cumhuriyeti'' ve 'Mühür ile Zaman'' ana başlıklarından oluşuyor. Kitabın içeriği ise okura şu cümlelerle aktarılıyor:

''Romanda, Türkiye'nin yakın tarihini anlatırken, aynı zamanda o günlerden bugünlere gelen toplumun sosyolojisi yansıtılıyor. Romanda, polisiye romanlardaki girift kurgu bu nedenle oluşturuluyor ve düşünsel kalıplar halinde okuyucuya aktarılıyor.

‘SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ VAR’
Faili Meçhul Öfke, bireyin umutla ve güzel günleri beklerken 'aşkı' nasıl yaşadığı, toplumsal sorunlar sarmalından çıkmak için insanların içindeki saflığı da nasıl yaşattığı alabildiğine gözler önüne seriyor. Bu roman, aslında hala sözcüklerinin henüz bitmediğini, 'bizim de söyleyecek bir sözümüz var' diyebilenlerin bir romanı...

Bu roman, 12 Eylül döneminde gözaltına alınan o gencecik çocuklara nasıl işkence yapıldığını ve o çocukların nasıl direndiklerini anlatıyor. Aynı zamanda devletin içerisinde devleti koruyormuş gibi davrananların aslında kendi iktidarlarını nasıl acımasızca, zalim ve kirli bir şekilde korumaya

çalıştıklarını ve bu iktidarlarını korumak için de aynı zamanda kendi içlerinde nasıl çatıştıklarını, özce bu ülkede son otuz yılda neler yaşandığını hatırlatmakla kalmıyor, bu günlere sarkan serüvenini de bize yaşatıyor.''

Edebiyat dünyasına 1990 yılında yayımlanan ''Firar Öyküleri'' ile giren Adnan Gerger'in hikaye, şiir, deneme ve araştırma alanlarında 10 kitabı bulunuyor.