Selçuklular ve Osmanlılardan günümüze kadar uzanan, matematik ve zanaatı içinde barındıran ‘kündekari’ sanatı, Kahramanmaraşlı emektar ustanın ellerinde şekilleniyor.

Selçuklu dönemi sanat eserlerinde olan kapı, minber ve mihrap gibi ahşaptan hazırlanan kündekari sanatı günümüzde de ilgi görüyor. Ahşap oyma sanatının geometrisi dahilinde hazırlanan kündekari tekniği sekizgen, beşgen ve yıldız gibi şekillerde yüzlerce parçadan oluşturularak ortaya çıkıyor. Hazırlanan farklı şekil ve büyüklükteki ahşaplar, çivi ya da tutkal kullanılmadan birbirine geçirilerek sanatsal görsel ortaya çıkıyor. Özellikle camilerdeki minber, mihrap ve kapı gibi oluşumları süsleyen eserler, kentte yaklaşık 40 yıldır mesleği yaşatan 52 yaşındaki Halil Maraşlıoğlu tarafından hazırlanıyor.

Mesleği babasından öğrendiğini ifade eden Maraşlıoğlu, kündekarinin incelik isteyen bir iş olduğunu, yapılan 3 metrekarelik eserin, bir buçuk aylık sürede tamamlandığını ifade etti.

Babasından öğrendiği mesleğini severek yaptığını ifade eden Maraşlıoğlu, “Kahramanmaraş’ta ahşap oymacılık ve kündekari sanatı çalışmalar yapıyoruz. Baba mesleğini yapıyorum ve yaptığımız ürünleri ceviz, meşe, dış budak gibi keresteleri kullanıyoruz. Genellikle 3 metrekare bir kündekari sanatı 600 farklı parçadan meydana geliyor. Kündekari sanatı camilerdeki kürsü ve minberlerde kullanılır. Kündekari yüzlerce parçanın birleşmesi ile meydana geldiği için uzun süre kullanılıyor. Türkiye’nin değişik illerinde cami kürsü ve minberlerinde kullanılıyor. Kündekarinin üzerindeki çizgiler Osmanlı döneminin birebir yapılan ölçüsü ile aynısı ile birebirdir” dedi.