Alevi Zazalarda 1970 yıllarında kadar bir gelenekti ve o yıllardan sonra göç ve asimilasyon nedeniyle 2000 yıllarına kadar kutlanmıyordu. Unutulmaya yüz tutunca sonradan derleme ve anlatımlardan tekrar her yıl kutlanmaya başlandı. Biz bu geleneğin sadece Alevi Zazalarda olduğunu düşünüyorduk. Daha sonra köylerde olan Sunni Zazalarda da yerine göre 1970’lere kadar kutlanıyormuş.

Alık u Fatıke Gağan geleneği; yaşlı Alık ile genç eşi Fatıke her yıl on ikinci ayda kimi yerlerde sadece o köyde toplamaya çıkarlar, bazı yerlerde birden fazla köyü gezerek türkü, mani söyleyerek yiyecek toplarlar. Uzaklara gidip toplayanlar her yerde gördükleri yetim çocuklara, fakir ailelere topladıkları bu yiyecekten veriyorlardı.

Sadece köyünde bu geleneği sürdürenler ise köyünde topladıkları yiyecekleri köydeki yetim çocuklara ve fakir ailelere dağıtırlar ve bir kısmını da kendileri başka fakirlerle beraber toplanıp pişirir yerlerdi. Bu gelenekte her aile Zazacada “Bıçıke” (kömbe) pişirir ve bu bıçıke’nın içine temizlenmiş, soyulmuş bir ağaç içine koyarlar. Bıçıke’yi kişi başına düşecek kadar parçalar halinde doğrayıp aile içinde ve misafir payı da çıkararak herkes lokmasını yer. Bu ağaç aile büyüklerinde yani eşlerden birinde çıkarsa, o yıl onun rıskıyla geçineceklerine inanılır. Eğer çocuklardan birinde çıkarsa, o yıl çocukların rıskından geçinecekleri, misfairde çıkarsa o yıl onun rıskından geçineceğine inanılır.

Aynı gece Bıjêrıki ya da Dani dediğimiz yiyecekler hazırlanır, beraber yenir. Bu geleneğin figürü olan insanlar; yani bu fakir kıyafetiyle yiyecek toplamaya gidenler, yaşlı Alık adında (genç bir erkek ) Fatıke (isminden belli olduğu gibi bir kadın, ama bu kadın adında yine genç bir erkek yiyecek toplamaya gider). Bazı yerlerde de üçüncü kişi de eklenir. Koçek’ın görevi yaşlı ve genç kadını korumaktır. Toplama işinin nedeni, fakir ve kimsesizlere yılda bir kere de olsa karınları doyuracakları ve mutlu bir günü yaşatmak için yapılır. Bu gelenek bayram niteliğinde olup, hiç bir kutsal yanı yoktur. Oruç tutulmaz ve ziyaretlere gidilmez. Bazı arkadaşların yazılarında bu satırlara rastlıyoruz. Ancak bu arkadaşlara konuşan kesimin olaya vakıf olmayıp, bazan Rozê Xızıri (Hızır Orucu), bazan Hawtamalo Pil’i Alık u Fatıka olayına karıştırmışlardır.
Bu yazıyı yazmamın nedeni; Alık u Fadıke (Khalê Gağani) geleneğini araştırıp Zazaca yazan arkadaşların ve son seferde bir köyden kayda alınıp gösterimi yapılan, anlatımı Türkçe olan bu filmle birlikte bu konuyu ele almak gibi bir mecburiyet hissettim.

Alevi Zazalarda” Rocê Xızıri ve Rocê des u dı İmamu (12 İmam/Muharrem Orucu)” bir karışıklık yok iken, neden Alık u Fatıke (Khalê Gağani’de) böyle bir karışıklık ortaya çıkıyor? Bunu derleyen arkadaşların bu işi acemice, bu derlemeyı acele bir şekilde ele almaları ve araştırmayı geniş alanda yapmamaları ve araştırmanın kıstaslarını iyi yerine getirmediklerini yazılarında ve filmlerinde kendini gösteriyor.
 

Çok önemli bir konu belirtmeliyim:
Dinî konular, Alık u Fatıke ya da aşiretler hakkında kendisine soru sorulan, bu sorulara cevap veren bazı insanlar yeterli değildir.
3 çeşit grup vardır:

1. grup halktır ve onun içinde bu kutlamaları bilenlere sorup kısmi bilgisi olanlar var.

2. grup, her oruç ve geleneğin başlama tarihini, o oruç döneminde sürecin nasıl işlediğini, yapılan hizmetlerin yürümesini anlatan insanlar vardır ve en sağlamı bunlardır. Bu kesim ya dergahlarda yetişmış biridir ya da Nuxuri (ailedeki ilk çocuk) dediğimiz kişi Hawtemalo Pil, Qereçarseme ve Hawtemalo Qıc’da görev alan, bu gelenekleri yürüten şahıs olmasıdandır. Çünkü bazı gelenekler ilk çocuğa yaptırılır. Genelde bu Nuxuri dediğimiz kesim inanç günlerini, yapılma şeklini ve geleneklerin yapılmasınıda çok daha belirgin şeklide hakimdirler ve çok iyi bilirler.
En zoru ve en yetersiz olanlarıysa 3. Gruptur: Bu grup sofu niteliğinde insanlardır. Sofu derken; çok inançlı ve çok dürüst kesimden oluşuyor. Bu kesimden insanlar her oruç öncesi aylar önceden başlayarak oruç tutar, Rocê des u dı İmamu (Muharrem Orucu)’nda “cılo şia” ya da kıldan yapılan “Astırr” yere serilen bu sergide yatarlar. Bu kesim sık sık yaptıkları bu pratikten dolayı; gün ve zaman, inanç ritüellerini zaman zaman diğer inanç günlerini diğer inanç günleriyle, bir geleneği diğer gelenklerle karıştırır. Özellikle yaşlanınca da daha karmaşık hallerde anlatıyorlar. Bu kesimden anlatımları alınca, bu kesimi anlamış insan arzu ettiği bilgiyi alamadığını fark ediyor. Ancak bu kesimi anlamıyanlar, onun bu anlattıklarını alınca da ortaya karma karışık bir durum çıkıyor.

Tabii bir de araştırma yapan kesim bir kişinin anlattığı olayı daha geniş alanda araştırmadan o kişin veya köyün anlatımını genel bir anlatımmış gibi bir sonucunu ortaya koyuyor. Bu da geleneklerimizi veya inançlarımızı karmaşık hale getiriyor.
 

Bu cuma günü 29.12.2018 tarihinde sevgili Cemal Taş, Khalê Gağan[d]i (Kokımê Gağani) bir köyde yaptığı çekimini belgesel halinde Manneheim’in Bonê Ma (Dêsım) derneğinde tanıttı. Bu çekimde Umur Hozatlı arkadaşın da emeği vardır. Belgesele baktığımda Rocê Xızıri’den, Hawtemalo Pil ve Qereçarseme ritüellerinden kesitlerle Khalê Gağani de birleştirmişler. Oysa halkımız Rocê Xızıri, Rocê Des u dı İmamu karıştırmıyor da neden Khalê Gağani’yi karıştırıyor? Çünkü yanlış insanlardan ve geniş bir araştırma yapılmadan yapılan çalışma eksiklikler ve yanlışlıklar meydana getiriyor. Biraz yanlış ve eksikler olur da, ama bu kadar çok fazla da karıştırılmaz. Bu filme bakınca içinde Alık u Fatıke (Khalê Gağani) Rocê Xızıri, Hawtemalo Pil, Qereçarseme gibi bir sürü inanç ve şenlik günlerini bir arada geçtiğini gördüm. Her çalışma zahmetlidir, masrafı var, bu emeklerden dolayı arkadaşları anlıyorum ve onlara teşkkür de ediyorum, ama yapılan bu çalışmada eskiden beri kutladığımz Alık u Fatıke ya da Khalo Gağan Zaza coğrafyasından oldukça kopuk olmuştur. Alık u Fatıke içinde tiyatro ve paylaşım olan bir bayramımızdır. İnançsal hiç bir özelliği yoktur.
Amacım, geleneklerimiz ve kültürümüzün doğru şekilde icra olmasıdır ve edilmesidir.
Başka da bir niyetim yoktur.

Haydar Şahin