Yılın ikinci günü, yaşamımızı karartan kara günün yıldönümüdür.
  O gün, onun yaşama, bizim ona doyamadığımız, sevgili oğlumuzu, sonsuza dek kaybettiğimiz gündür.
  O gün, onun, YARADANI ile buluştuğu gündür.
  O gün, bir melek kadar günahsız olan onun, CENNETE gittiği gündür.
  O,gün, bir anneyle babanın, kardeşlerin, sevenlerinin, onsuzluğa, sonsuza dek kalışlarıdır.
   O gün DENİZ’İN, “babacığım” dediğinde yüzünde, sevginin gülleri açan, babasını, kaybettiği, öksüz kaldığı gündür.
   O gün, DERSİMİN aşığı GÜRAY’IN, istemediği halde DERSİMİ sonsuza dek terk ettiği gündür.
  O gün akan, dinmeyen, gözyaşların, akmaya başladığı gündür.
  O gün, bir annenin, bebeğinin elinden alındığı gündür.
  O gün, bir annenin, yaşamının, onsuz anlamsız, yaşanmaz, kılındığı gözyaşının, dinmediği günün, başlangıç günüdür.
   O gün yaşanan büyük acının kelimelerle ifade edilemediği gündür.
  O gün, ölümün kapımızı çaldığı gündür.
   O gün, onsuz yaşamın bizim için anlamsızlaştığı gündür.   
   O gün, yaşanacağı inanılmazların, yaşandığı gündür.
   O gün, bizim için hep kara gün olarak kalacaktır.
   Sevgili oğlum, seni bizden, yaşamdan, DENİZDEN, sevdiğin DERSİMDEN, alan o kara günü, hiç ama hiç unutmayacağız. Sana olan sevgimiz, azalmayacak, artarak sürecektir. Rahat uyu. Emanetini senin yerine koyarak seveceğiz. Sahipleneceğiz.
   Sevgili oğlum, seni çok, çok özlüyoruz. Rüyalarımıza gel. Bu büyük hasreti bir parça olsun gider.
  Seni çok, çok seviyoruz.
  Seni, yaratan, bizden alan, TANRIYA emanet ediyoruz.
  Rahat uyu.
  Sevgili oğlum.

 


   Fikri TAŞ