GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - Kuyumcular köyü ve bölgenin havadan görüntüleri (dron) - Köylülerin arazilerindeki konteynerdeki yaşamlarına devam etmeleri - Köy sakinlerinden Hatice Sundu ile röportaj - Çiftçi Mahzuni Dakat ile röportaj - 85 yaşındaki Ali Sundu ile röportaj Kahramanmaraş'ta 52 evin yıkıldığı köylerini terk etmediler - Türkoğlu ilçesine bağlı Kuyumcular köyünde çiftçilik ve hayvancılıkla geçimini sağlayan depremzedeler, doğup büyüdükleri topraklarda afetin etkilerine rağmen günlük yaşamlarını sürdürüyor - Köy sakinlerinden Mahzuni Dakat: - "200 yıllık bir geçmişimiz var. Geçmişimizi silip yeni bir hayata başlamak istemiyoruz" KAHRAMANMARAŞ (AA) - HAKAN BURAK ALTUNÖZ - Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesine bağlı 55 haneli Kuyumcular köyü sakinlerinden bazıları, depremden sonra yalnızca cemevi ve 3 ev ayakta kalmasına rağmen topraklarını terk etmedi. Kahramanmaraş merkezli depremlerde 250 nüfuslu köydeki tuğla ve yığma taştan yapılmış evlerin büyük bölümü yıkıldı. Ayakta kalabilen cemevi ve 3 evde ise hasar oluştu, enkaz altında kalan 5 kişi yaşamını yitirdi. Depremin ardından nüfusun bir bölümü köyden ayrılırken diğer bölümü ise günlük yaşamlarını sürdürüyor. AFAD ekiplerince kurulan çadır ve konteynerlerde barınan köy halkı, tarlalarında rutin işlerini sürdürüyor. - "Köyümüzden ayrılmak istemiyorum" Köy sakinlerinden Hatice Sundu, AA muhabirine, deprem anında büyük korku yaşadığını, komşuları sayesinde evinden çıktığını ancak eşini kaybettiğini söyledi. Depremin ilk günleri çok zor geçmesine rağmen köyünü terk etmediğini belirten Sundu, "Köyümüzden ayrılmak istemiyorum. Ben şehirde yaşayamıyorum, köyü seviyorum. Buranın havası, suyu, yeri güzel. Yaşlandık ve şehirde yaşayamayız." dedi. Sundu, depremin üzerinden iki ay geçtiğini belirterek, damadı ile köyde kalmaya devam edeceklerini aktardı. Köyden gidenlerin de geri gelmesini istediğini anlatan Sundu, "Başka köylerde yaşayan akrabalarımızdan ölenler oldu. Kardeşim eşi ve kızını kaybetti." diye konuştu. - "Geçmişimizi silip yeni bir hayata başlamak istemiyoruz" Mahzuni Dakat ise köyde insanların genellikle çiftçilik ve hayvancılıkla geçimini sağladığını belirtti. Depremden saatler önce köyden ayrıldığını anlatan Dakat, şöyle devam etti: "Okul ara tatili nedeniyle çocuklarla beraber buradaydık. Tarlalarla ilgileniyor ve ekim yapıyorduk. İkamet ettiğimiz Adana Ceyhan'da depreme yakalandık. Orada da depremin büyüklüğünü hissettik. Çocuklarımızı sağlıklı bir yere aldıktan sonra sabah buraya geldim. Geldiğimizde köyün tamamının yerle bir olduğunu, köyün altından fay hattının geçtiğini gördük. Kısa sürede gelen yardımlarla ve kurumların ulaşmasıyla insanlar kendilerini toparlamaya çalıştılar." Dakat, depremin etkisinden dolayı insanların ilk günlerde köylerini terk ettiğini ancak yeniden geri gelmeye başladığını ifade etti. Şu anda herhangi bir gıda, erzak, barınma sorunlarının bulunmadığını dile getiren Dakat, "Yerleşik hayata bir an önce geçip köyde yaşantımızı devam ettirebilmek istiyoruz. Beklentimiz bu yönde. Köyün altında fay hattı olduğu için oralara iskan verilmeyecek. İskana açılabilecek alanlarımız var. Çiftçilik ve hayvancılıkla ülke ekonomisine katkı sağlayabilmek için beklentimiz yerleşik hayata geçmek. 200 yıllık bir geçmişiz var. Geçmişimizi silip yeni bir hayata başlamak istemiyoruz." ifadelerini kullandı. 85 yaşındaki Ali Sundu da enkazdan, 3 saat sonra torunu tarafından kurtarıldığını anlatarak, tedavisinin ardından köyüne döndüğünü belirtti. Yaşamına konteynerde devam ettiğini belirten Sundu, şunları söyledi: "İnşallah bundan sonrası da iyi olur, düzelir, Allah büyük. Ayağım ve elim iyi oldu. Çok dostlarımız öldü. Ben de ölümden kurtuldum bin kez şükür. Köyümüzü nasıl terk edelim? Çiftçiyiz, burada yerlerimiz var. Şehre gidip ne yapalım? Burada tarlaya, bahçeye gidiyorum, oturuyorum ve vakit geçiyor. Benim yaşımda emsallerim de kalmadı. Dost ahbap kimse kalmadı, öldüler."