İSTANBUL (AA) - İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yudum Söylemez, ebeveynlerin okula uyum sorunları karşısında hem anlayışlı hem de sınır koyan bir tavrı benimsemesi gerektiğini belirtti.

İstanbul Bilgi Üniversitesi açıklamasına göre, yaz tatilinin sona ermesi ve okulların yeniden açılmasıyla çocuklar, uyku düzeni, yeni okula adapte olma, kurallara uyum sağlama gibi konularda sorun yaşayabiliyor. Kimi çocuklar kendilerini yetersiz hissettiklerinden başarısız olma, beğenilmeme ve sevilmeme endişeleriyle okula gitmek istemiyor. Kimileriyse yaz tatilinde yüksek oranda teknoloji kullanımının ardından adeta bir yoksunluk sendromu yaşıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yudum Söylemez, okulların açılmasıyla uyum sorunu yaşayan çocukların özellikle düzenin oturmadığı evlerden, kuralların, sınırların olduğu bir ortama geçmekte zorlandıklarını belirtti.

Ebeveynler arasındaki duygusal sıkıntıların, anne ve baba arasındaki çatışma durumlarının da çocuklarda okula gitme konusunda isteksizlik yaratabileceğini aktaran Söylemez, "Ebeveynler hem anlayışlı yaklaşıp hem de sınır çizmeli. Çocukların duygularını anlamak, aynalamak önemlidir. Aynı zamanda da net sınırlar çocuğu güvende hissettirir. Örneğin, 'Tatilden sonra okula başlamak çok zor geliyor seni anlıyorum. Ben de bazen işe gitmek istemiyorum ama bugün okulun ilk günü ve orda olman gerekiyor. Okuldan sonra ne yapmak istersin?' diyerek çocuğa okula gitmesinin önemli olduğu aktarılabilir." ifadelerini kullandı.

- "Ailece teknolojiden uzak okuma zamanları oluşturun"

Söylemez, ebeveynlerin çocukların duygularına anlayışla yaklaşırken, sınırları da belirlemesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Anlayış ve sınır konusunda aşırı uçlara gitmek en büyük yanlış. Aşırı anlayışlı olup çocuğa sınır koymadığımızda çocuk istemediği şeyleri yapmak zorunda olmadığını, biraz ısrar ederse kuralları esnetebileceğini öğrenir ve ağlayarak, inatlaşarak istediğini yaptırabileceğini düşünür. Aşırı katı sınırlar, baskı, psikolojik ya da fiziksel şiddet ise çocuğun olumsuz duygularını ifade etmesine fırsat vermez, çocuk bu duygularını bastırmayı ya da başka sorunlu davranışlarla (ağlamak, saldırgan davranmak, içe kapanmak gibi) dışa vurmayı öğrenir.

Çocukların yaz tatillerini de belirli kurallar çerçevesinde geçirmesi, okula uyum sorunlarının önüne geçmede etkili olacaktır. Yazın da çocuğa yaşına uygun küçük sorumluluklar vermek, ona hayatın yüzde yüz özgürlük olmadığını hissettirecektir. Uyku sorunlarının çözümü ise henüz okullar açılmadan yavaş yavaş çocuğun uyku düzenini okul saatine yaklaştırmaya başlamak. Çocukların okula başlamakla ilgili olumsuz duygularının üstesinden ailece vakit geçirerek gelinebilir. Ailece teknolojiden uzak okuma zamanları oluşturun. Çocuğunuzla okula başlama konusundaki olumsuz duygularını paylaşabileceği oyunlar oynayın, onun hikaye ya da resimlerle duygularını ifade etmesini sağlayın."

Tasarımı kendisine ait olan Bizbize Aile Oyunu gibi aile içi iletişimi güçlendirmeye yönelik oyunların çocukların duygularını anlamada yararlı olabileceğini aktaran Söylemez, "Okula uyum sorunlarının çok şiddetli olduğu durumlarda kaygı bozukluğu ya da dikkat eksikliği gibi sorunlar var olabilir. Bu durumlarda mutlaka bir çocuk psikoloğu ya da aile terapistinden destek alınmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.